Ekolojik YaşamManşet

İstanbullu çiftçiler tarihi bostanlarını korumak için mücadeleye devam ediyor

0
Bostan ürünleri. Kaynak: The Observer

France 24 gazetecisi Van Meguerditchian tarafından The Observer‘da yayımlanan haberi Yeşil Gazete gönüllü çevirmeni Çiğdem Artık‘ın çevirisiyle sunuyoruz.

***

Dünyanın birçok büyük kentinde kent bahçeciliğine ilgi artarken İstanbul, yüzlerce yıllık tarım arazilerini modernleşme adına atılan adımlardan korumak için mücadele ediyor.  Onlarca çiftçi, nesiller boyunca işledikleri arazilerden çıkarılıyor.

Yedikule'nin havadan görüntüsü. Kaynak: The Observers

Yedikule’nin havadan görüntüsü. Kaynak: The Observers

Nesiller boyunca yerel çiftçiler tarafından ekilen ve bakımı yapılan Yedikule bostanları İstanbul Avrupa yakasında bulunan tarihi surların yanında yer alıyor. Bizans döneminde istilacılardan koruma amacıyla inşa edilen surların bulunduğu bölge ayrıca UNESCO dünya mirası listesinde.

Devlet yetkilileri tarafından geçtiğimiz Ocak ayında güç kullanılarak arazilerinden çıkartılan çiftçilerin ürün depolama alanları ve kulübeleri tahrip edildi. Şu an ise çiftçi ailelerin korkusu önümüzdeki bahar döneminde bahçelerinin ellerinden alınması. Bu durumda İstanbul, şehir merkezinde yer alan 1500 yıllık tarihi tarım uygulamasını yitirecek.

Barakalar yıkılırken. Kaynak: The Observer

Barakalar yıkılırken. Kaynak: The Observer

Bazı politikacılar ve güvenlik güçleri birtakım Türk basın kuruluşlarına, belediyenin bu eylemlerinin güvenlik sebebiyle olduğunu aktarmıştı.

Bu bostanlar; domates, nane, patates ve İstanbul’a has Yedikule marulu talebini karşılamada önemli bir kaynak. Burada kullanılan ürün yetiştirme ve sulama yöntemleri, günümüze dek, nesilden nesile aktarılmıştır.

Yedikule bostanı. Kaynak: The Observer

Yedikule bostanı. Kaynak: The Observer

“Biz burada maydanoz, nane, marul, domates, mısır ve başka birçok sebze yetiştiriyoruz”

Cihan Kaplan, çiftçiliği babasından miras almış. Yedikule çiftçileri adına sözcülük yapıyor.

“Dedem, babam, amcam ve çocuklarım, hepimiz bu topraklarda çalışıyoruz. Burayı ekiyoruz ve geçimimizi buradan sağlıyoruz.  Burası bizden alınırsa gidecek hiçbir yerimiz yok. Bu araziler bize ait olmadığından 16 yıl kadar önce belediyeye aylık ceza ödemeleri yapmaya başladık. Bu aylık ödemeler burada yetiştiriciliğe devam etmemiz için belediye ile yaptığımız gayri resmi anlaşmanın bir parçası.

Osmanlı Dönemi'nde Yedikule bostanları. Kaynak: The Observer

Osmanlı Dönemi’nde Yedikule bostanları. Kaynak: The Observer

Alet edevatımızı koyduğumuz kulübelerin yıkılmış olması zaten kötü. Perşembe günü AKP meclis üyeleri ile yapılan toplantıda verilen sözlere rağmen şu an her şey kötüye gidiyor görünüyor.   Bize hiçbir şeyin yıkılmayacağını söylediler ancak durumun böyle olmayacağından korkuyoruz.

Bahçelerimizi kaybedersek işsiz kalacağız ve bu diğer 30 aile için de geçerli. Biz 6 kişilik bir aileyiz, ancak diğer ailelerin daha fazla çocuğu var.

Maydanoz, nane, marul, domates, mısır ve birçok sebzeyi yetiştiriyoruz ve genellikle ürünler Nisan ayından önce hasat etmeye hazır olmuyor. Hükümet gelir ve bulunan her şeyi Mart ayında elimizden alırsa-ki belediye çalışanları kulübelerimizi yıkmaya geldiğinde böyle söylemişti- satmak için elimizde hiçbir şey kalmaz

Şimdiye kadar, bostanlar için tasarlanan planlar hakkında belediye bizimle  resmi bir iletişime geçmiş değil. “

France 24  gazetesi Büyükşehir Belediye başkanı Kadir Topbaş ile iletişime geçmiş ancak sorularına bir cevap alamadı.

“Bu bostanlar kendini idame ettiriyor ve manevi mirasımızın bir parçası”

Mimar ve Kadir Has Üniversitesi öğretim görevlisi Aslıhan Demirtaş Yedikule Bostanları Koruma Girişimi’nin de bir parçasıdır.

“Mimari ve tarihi sebeplerden dolayı tarihi surları koruyorsak eğer, surlar inşa edildiğinden bu yana bulunan bostanların da korunması gerekir.  Bu bostanlar eşsiz, manevi mirasımızdır.

Kaynak: The Observer

Kaynak: The Observer

Belediyenin bu eylemlerinin Haziran 2016 yılında İstanbul’da gerçekleşecek olan UNESCO Dünya Mirası Konferansı için hazırlık olduğunu düşünüyoruz.  Bu kent bostanlarının yapısını yok edip yerine surların etrafında su kanalları inşa ederek bu bölgeyi daha cazip bir hale getirmeyi planlıyorlar.  Bunu,  konu hakkında belediyeye soru önergesi veren muhalif meclis üyelerinden biri ile yaptığımız görüşmelerden biliyoruz. Belediye başkanı, bütün çiftçilerin 1 Mart’a kadar orayı boşaltması gerektiğini söyledi.

Bostan ürünleri. Kaynak: The Observer

Bostan ürünleri. Kaynak: The Observer

Perşembe günü çiftçiler, tarihçiler ve mimarlar ile yaptığımız toplantıda önerilerimizi sunduk ve hükümeti bu bölgenin geliştirilmesi için çiftçiler ile birlikte çalışmaya davet ettik.

Bostanlar, yerel pazarda satılan ürünleri yetiştiriyor. Devlet teşvikli tarım yapan diğer çiftçilerin aksine, onlar kendilerini idame ettirebiliyor. Ayrıca, kente büyük ve yaşayan bir yeşil alan sağlıyorlar. Bu alanları korumak için çiftçilere de destek olmak zorundayız.

Devlet güvenlik konusunda endişe ediyorsa bu alanlarda yeterli ışıklandırmayı sağlaması gerekir.

Slow Food uluslararası başkanı Carlo Petrini Yedikule bostanları için çağrı yapmış ve Slow Food kentsel tarımı destekleme web sitesindeki açıklamasında:

“Gıda güvenliği sorunlarının zorluğu ve ciddiyeti ile karşılaştırıldığında gıda bahçeciliği hareketi önemsiz bir tavırmış gibi gelebilir, ancak yüzlerce sürdürülebilir gıda bahçeleri ürün yetiştirirse ve çiftçiler, tarım uzmanları, öğrenciler ve şefler arasında bir ağ oluşturulursa, yerel toplulukların ihtiyaçlarını karşılayan daha sürdürülebilir bir yol inşa edilir.” diye belirtti.

 

Haberin İngilizce Orijinali

Yazı: Van Meguerditchian

Yeşil Gazete için çeviri: Çiğdem Artık

(Yeşil Gazete, The Observer)

 

 

 

 

 

 

You may also like

Comments

Comments are closed.