KadınManşet

Kadın Özgürlük Meclisi: Barış masasını biz kuracağız

0

kömDün Türkiye’nin her tarafından kadınlarla toplanan Kadın Özgürlük Meclisi bugün bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında” 90’larda faili meçhul”ler vardı, bugün ise siviller orta yerde insanların gözü önünde katledildiğine dikkat çekiliyor ve demokrasi çözüm ve müzakere sürecini saray darbesiyle sonlandıranlara inat kadınların barış masasını kuracağız deniliyor.

Kadın Özgürlük Meclisinin açıklaması şöyle:

Demokrasi Çözüm Ve Müzakere Sürecini Saray Darbesiyle Sonlandıranlara İnat Kadınların Barış Masasını Kuracağız…

Katledilen kadın bedenlerinin sokaklarda teşhir edildiği bir savaş sürecinden geçiyoruz. Varto’da öldürülen bir kadın gerillanın bedensel bütünlüğüne yapılan saldırı, ölüleri bile siyasetin parçası yapmaktan çekinmeyen cinsiyetçi, tekçi, milliyetçi ve militarist erkek-devlet aklının bir parçası.  “Önce kadınları vurun” diyen top yekün bir savaşın ilanı.

Tecavüz suçu işleyen dönemin komutanı Musa Çitil’in kadınları tehdit edercesine terfi ettirilerek Diyarbakır’a atanması, mecliste kadın vekilleri susturma çabaları, Bağcılar’da sosyalist bir kadının yargısız infaz edilmesi, toplu sözleşme görüşmelerinde sendikacı bir kadının konuşturulmaması, yaylalarınınranta çevrilmesine direnen Havva isimli kadının valilik tarafından tehdit edilmesi, erkek ve devlet şiddetinin kadınlara nasıl döneceğini gösteriyor. Biz bunu kadınların yıllardır birlikte verdikleri mücadeleden biliyoruz zaten.

Her defasında “operasyonlar sürecek”, “ardı arkası kesilmeyecek” diyerek tehdit edenler,  kadınları korkutmak, sindirmek, sokaklardan çekmek istiyor.

90’lardaki savaş suçları, hak ihlalleriyle ilgili cezasızlık sürerken ve bütün bunlarla henüz yüzleşilmemişken OHAL’i kaldırmakla övünenler bugün halka, kadınlara kendi topraklarını yasaklıyor. Yaşam alanlarını daraltan, hatta yok eden “askeri güvenlik bölgelerinin” genişleyerek yayılması bunun göstergesi… 90’larda “faili meçhul”ler vardı, bugün ise siviller orta yerde insanların gözü önünde katlediliyor. Soruşturmalar bile hak arayıcılarının ısrarlarıyla kerhen yürütülüyor. Müzakere süreci devam ederken, IŞİD’le savaşılıyormuş gibi yapıp savaşı yeniden başlatanlar aklımızla, duygumuzla, bilgimizle, deneyimimizle dalga geçtiğini sanıyor.

Can güvenliği tehdit edilirken sosyal, siyasal ekonomik haklar kullanılamaz duruma getirilmek isteniyor. Örneğin kadınların doğrudan ücretsiz sağlık hizmetlerine erişim hakkı bile 90’lardan daha kötü bir hale gelmiş durumda. Silopi’deki sağlık çalışanlarına yönelik saldırılar, çalışanların itibarsızlaştırılması bunun bir örneği.

Evet,90’larda da köyler yakılıyordu. Bugün kadınlar ateşi artık vücudunda hissediyor. “Ağaçları, börtü böcekleri, meyveleri”   yüzyıllık üzüm bağlarını yok ediyorlar.  İnsanın parçası olduğu doğa da bombaların hedefinde.

90’ları zorla yerinden etmeler, göçlerle hafızalarda tutarken,  yeniden başlatılan savaşla coğrafya insansızlaştırılıyor. Göçün nedemek olduğunu biz kadınlar çok iyi biliyoruz.

Kadınların bütün yaşam alanlarına dönük artan saldırılara karşı kadınların yan yana duruşu, birlikte oluşu hep vardı ve var olacak.

Türkiye’nin birçok yerinden gelen kadınlarla yaptığımız Kadın Özgürlük Meclis’i toplantısında Lice, Suruç, Silopi, Ardahan ve Zergele’ye giden kadınların izlenimlerini, tespitlerini konuştuk.

Toplumsal yıkımın bedelini ezilenlere, ezilenlerin de ezileni kadınlara ödetmeye çalışanlara karşı birlikte mücadele hattını güçlendirmek için kurulan komisyonlar acil eylem planlarını gündemine aldı. Takvime bağladı.

İzleme –İnceleme Heyeti’nin Lice, Suruç, Silopi, Ardahan raporları en kısa sürede bütün kadınlarla, kamuoyu ile paylaşılacak.

Barışın toplumsallaşmasının öznesi kadınlar, bu coğrafyanın her yanına sözünü duyurmaya devam edecek.

Bizleri sokaklardan çekmeye, susturmaya çalışanlara daha da güçlenerek, çoğalarak karşı duracağız.

Bu amaçla geniş bir kadın heyetiyle Muş-Varto’ya doğru Çarşamba günü yola çıkacağız. 90’larda bölgeye hapsedilen gerçekleri batıya ısrarla taşımaya devam edeceğiz.

Barış masasını yıkan iktidarın savaş oyunlarını, yalanlarını deşifre etmeye devam edeceğiz. Sivil katliamların yeniden başladığı, Suruç’ta 32 insanın öldürülmesiyle başlayan toplu katliam risklerinin yeniden yaşanabileceği günlerden geçerken, gençleri iktidar sunağında kurban isteyenlere karşı “vatan değil sevdiğim, çocuğum sağolsun” diyenlerin sesi yükseliyor. Halka savaşı “milli mücadele” olarak sunanlar, yıllarca gerçeği çarpıtan geçmişini çok iyi bildiğimiz medyaya karşı, alternatif medya ağlarını genişletiyoruz.

Yıkılan masaları yeniden kurmak için insanların iradesini gasp ederek dayatılan erken seçim sonuçlarını beklemeyeceğiz.

Demokrasi çözüm ve müzakere sürecini saray darbesiyle sonlandıranlara inat kadınların barış masasını kuracağız.

Barış biz varsak barıştır…

 

Kadın Özgürlük Meclisi (KÖM)

17. 08.2015

 

Yeşil Gazete

More in Kadın

You may also like

Comments

Comments are closed.