Köşe YazılarıUncategorized

Göğe bakma durağı’nda gece vardiyası: Göktaşı yağmuru

0

Her kayan yıldızı gördüğünüzde dilek tutacaksanız bu akşam (12.08) bol bol dileğiniz hazırda bulunsun. Özellikle de şehirlerden uzakta bir yerdeyseniz, çünkü 12 Ağustos’ta göktaşı yağmuru var.

Göktaşı yağmuru nedir, öncelikle onu anlatayım. Tabi bunun için önce göktaşı nedirden başlamak gerekir. Göktaşları uzayda başıboş dolaşan ve bizim atmosferimize girdiğinde yanarak ışık saçan fazla büyük olmayan taş parçalarıdır. Bunların çoğu futbol topu büyüklüğünde nesnelerdir ve atmosferde yandıkları için dünyaya ulaşmazlar. Bizler bu taş parçalarını atmosferde yanarak önümüzden geçerken gördüğümüzde bunlara yıldız kayması der ve dilek tutarız. Yani yıldız kayması dediğimiz olayın yıldızlarla uzaktan yakından ilişkisi yoktur, bunlar sadece bizim atmosferimize girdiklerinde yanan taş parçalarıdır.

33

Peki bunların yağmuru nasıl olur?? Genelde kayan yıldızlar çok seyrek olur. Ancak senede bazı gecelerde dünyanın yörüngesinin geçtiği noktaya bağlı olarak bunların sayısı neredeyse saatde yüzü bulabilir. İşte bu akşam da aslında birkaç hafta süren bu yağmurun en şiddetli olacağı akşam. Ayrıca bu gece gökyüzünde ay da olmayacağı için görebileceğimiz kayan yıldızların sayısı da artacaktır.
Bir de tabi kuyruklu yıldızlar var. Tahmin edeceğiniz gibi kuyruklu yıldızın da yıldızla alakası yok. Aslında bunlar da güneş etrafında uzun sürelerde dönen kirli kartopları. Sadece güneşe yaklaştıkları zaman bu kartopları eriyor ve uzayıp giden bir kuyruk oluşturuyorlar. Bu kuyruğun eni 10 milyon, boyu da 100 milyon kilometre olduğu için çok uzaklardan rahatça görünebiliyorlar. Kuyruğun yapısı ise su buharı ve irili ufaklı toz ve taş parçalarından oluşuyor. Kuyruklu yıldız geçip giderken toz ve su buharından oluşan kuyruğunu toplayıp gidiyor, ancak irili ufaklı taş parçacıkları güneş sisteminde kalıyorlar. İşte dünyanın yörüngesi de arada sırada bu taş parçacıklarının arasından geçtiğinde bu taş parçacıkları dünyaya düşerek göktaşı yağmurlarını oluşturuyorlar.

Dünyanın yörüngesi her 12 Ağustos’ta dünyayı bu taş parçacıklarının arasından geçirdiği için her sene aynı gösteriyi izleriz. Bu gösterinin adı Perseid yağmurudur ve sebebi de dünyanın o sırada Swift-Tuttle kuyruklu yıldızının bırakmış olduğu taş parçacıklarının arasından geçiyor olmasıdır. Bunlara Perseidler denmesinin sebebi ise bu kayan yıldızların Perseus takımyıldızının bulunduğu bölgeden geliyor gibi görünmeleridir.

Perseus, Pazar akşamı 10 gibi kuzey-kuzeydoğu ufkundan yükselir, bakacağımız yön de o doğrultudadır, sanki oradan birileri bize doğru bu yıldızları fırlatıyor gibi görünür.

Yıldızları beklerken biraz da eğlenmek isterseniz:

Perseus’un hemen üzerinde Andromeda takımyıldızı vardır. Andromeda’nın hafif doğusunda ve yukarıya doğru uçan at Pegasus, Andromeda’nın batısında ve gene yukarıya doğru da Andromeda’nın annesi Kassiopeia oturur sandalyesinde. Kassiopeia’nın biraz üzerinde de kocası Sefe vardır. Bunların hikayesini bilir misiniz??

Önce Perseus ile başlayalım: Perseus Danae’nin oğludur. Dedesi Argos kralı Aksirius’dur. Krallığını bırakacak oğlu olmadığı için Delfi’nin kahinine fikir sormaya gider. Kahin ona yapılacak bşrşey olmadığını, ancak ileride bir gün kızının oğlu tarafından öldürüleceğini söyler. Bunu duyan Aksirius da kızını yeraltında bronz bir odaya kapatır. Ama gene de uçan ve kaçanın kurtulamadığı tanrı Zeus altın bir yağmur halinde gelerek Danae’yi hamile bırakır ve Perseus doğar. Hain dede Danae ve Perseus’u tahta bir kayıkla denize bırakır. Bu ikili Serifos adası kıyısında balıkçı Diktis tarafından kurtarılır ve Perseus Diktis tarafından büyütülür ve Aşil, Hektor ve Herkül türü kahramanlardan biri olur.

Şimdi gelelim Sefe ve karısı Kasiopeia’ya: Sefe bir Finike kolonisi olan Etiyopya’nın kralıdır. (Bu Etiyopya bizim bildiğimiz Habeşistan olan Etiyopya değil şimdiki İsrail, Ürdün ve Mısır arasında bir yer) Karısı Kasiopeia’da tüm cihana güzelliği ile nam salmıştır. Yalnız bu konuda fazla havalara girip kendisini Afrodit ile kıyaslayınca deniz tanrısı Poseydon’un hışmına uğrar. Poseydon herşeyi yiyen canavar Seto’yu Sefe’nin ülkesine musallat eder. Ne yapsalar bu canavardan kurtulamayınca Sefe Ammon kahinine danışır. Kahin de ona kızı Andromeda’yı Seto’ya kurban etmesi gerektiğini söyler. Memleketi kurtarmak için Sefe kızını bir kayaya bağlayarak Seto’yu beklemeye başlar. Bu sırada seferlerinden birinden dönmekte olan Perseus (yeni mitolojiye göre atı Pegasus üzerinde) gelerek Seto’yu öldürür ve kızı kurtarır. Sefe de kızı Andromeda’yı Perseus ile evlendirir, bunların bir sürü çocukları olur. Bunlardan biri Perse’dir. Perse’yi Etiyopya’da bırakan Andromeda ve Perseus Argos’a dönerler. Perse de büyüdüğünde Pers krallığı kuran kişi olur.

Hepinize hayırlı seyirler…

31

 

Prof. Dr. Levent Kurnaz

Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Mercator/İstanbul Politikalar Merkezi Araştırmacısı

You may also like

Comments

Comments are closed.