Dış Köşe

Suriye’de Kürtlerin yapacağı etnik temizlik ve asimilasyon planını ele geçirdik! – Celal Başlangıç

0

Hiçbir şey gizli kalmıyor. Bütün planlar bir bir ortaya çıkıyor. Çünkü gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.

Eli kanlı Esad yönetimiyle bazen işbirliği yaparak, bazen savaşarak, Suriye’deki iktidar boşluğundan yararlanan ve “Rojava” adında üç ayrı kantondan oluşan bir özerk bölge kuran Kürtlerin, Araplara ve Türkmenlere karşı uygulayacağı etnik temizlik ve asimilasyon planı ortaya çıktı.

Cezire, Kobane ve Afrin’de üç ayrı kanton kuran Kürtler, ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyon güçlerinin hava desteği sayesinde son olarak Til Abyad’ı da alarak Akdeniz’e inecek “Kürt koridoru”nu daha da genişletti.

Bir yandan Kandil’den aldığı “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” talimatına uyan PKK desteğindeki YPG veYPJ güçleri; sakalı yeni bitmiş, biraz asabi, kırgın, kızgın, küskün Sünni gençlerden oluşan IŞİD’e karşı acımasız bir saldırı sürdürürken, diğer yandan da ele geçirdiği bölgelerdeki Arap ve Türkmen nüfusa karşı etnik temizlik ve asimilasyon uygulamasının hazırlığını yapıyor.

Ankara’daki güvenilir kaynaklardan ve askeri yetkililerden bize ulaşan bilgiye göre Suriye’nin Rojava Özerk Bölgesini kurduktan sonra Arapların ve Türkmenlerin yaşadığı Suriye’nin Türkiye sınırı boyundaki kentleri bir bir ele geçiren Kürtlerin büyük bir etnik temizlik ve asimilasyon planını devreye sokma hazırlığı yaptığı öğrenildi.

Edindiğimiz bilgiye göre Kürtlerin uygulayacağı bu plan iki bölümden oluşuyor.

‘Reform Planı’nın yaptırımları

Rojava Özerk Yönetimi tarafından yapılan “Reform Planı”na göre bölgede ilk etapta yapılacak “etnik temizlik ve asimilasyon” programının bazı maddeleri şöyle:

  • Bölgedeki illerde bulunan Ermeni malları satılmayacak ve hatta “Araplar”a kiraya bile verilmeyecektir.
  • “Araplar” yerleştikleri Ermeni topraklarından çıkarılacak eski yerlerine gönderilecektir.
  • Ermeni topraklarına yerleşecek “Kürtlerin”, “Arapların” saldırılarından korunması için özel önlemler alınacaktır.
  • Bölgeye idealist ve güçlü “Kürt” görevliler gönderilecek, ikinci derecedeki memurluklara bile “Arap” memur atanmayacaktır.
  • Silahların “Araplar”da bulunması ve taşınması yasaklanmaktadır. Evlerinde ve üstlerinde silah bulunduranlar mahkemeye sevk edileceklerdir.
  • İl ve ilçe merkezlerinde hükümet ve belediye dairelerinde ve diğer kuruluşlarda, okullarda, çarşı ve pazarlarda “Kürtçe”den başka dil kullananlar hükümet ve belediyenin emirlerine aykırı davranmakla suçlanacak ve cezalandırılacaklardır.
  • Bölgede “Kürt” merkezleri, yatılı bölge okulları ve kız okulları açılarak yöre çocuklarının eğitim yoluyla eğitilmeleri öngörülmektedir.
  • Dağınık biçimde yerleşmiş olan “Arapların”, “Arapça” konuşmaları mutlaka yasaklanmalı ve kız okullarına öncelik verilerek kadınların “Kürtçe” konuşmaları sağlanmalıdır.

‘Yerleştirme Kanunu’ Rojava Meclisi’nden geçti

Kabul edilen yasaya göre “yerleştirme” bölgeleri üçe ayrılıyor.

1)    “Kürt” kültürlü nüfusun yoğunlaşması istenen yerler,

2)    “Kürt” kültürüne aktarılması istenen nüfusun taşınma ve yerleşimine ayrılan yerler,

3)    Yer, sağlık, iktisat, kültür, siyaset, askerlik ve güvenlik sebepleri ile boşaltılması istenen ve yerleşime yasak edilen yerler.

Rojava Meclisi’nden geçen yasaya göre bu bölgelere yerleştirilecek olanlar da üçe ayrılıyor:

1)    “Kürt” kültüründen olanlar ve “Kürtçe” konuşanlar,

2)    “Kürt” kültürüne bağlı olan ama “Kürtçe” konuşamayanlar,

3)    “Kürt” kültürüne bağlı olmayan ve “Kürtçe” konuşmayanlar.

 

Bölgeyi tümüyle “Kürtleştirmeyi” hedefleyen ve farklı etnik kökenlerden gelenlere yaşam hakkı tanımayan yeni “Yerleşim Kanunu”nda dikkat çeken bazı maddeler şöyle:

  • Anadili “Kürtçe” olmayanlardan toplu olmak üzere yeniden köy ve mahalle, işçi ve sanatçı kümesi kurulması veya bu gibi kimselerin bir köyü, bir mahalleyi, bir işi veya bir sanatı kendi soydaşlarının tekeline vermeleri yasaktır.
  • “Kürt” kültürüne bağlı olmayanlar veya “Kürt” kültürüne bağlı olup da “Kürtçeden” başka dil konuşanlar hakkında, askeri, siyasi, toplumsal sebeplerle, İçişleri Bakanı, gerekli görülen önlemleri almaya zorunludur.
  • Toptan olmamak şartı ile başka yerlere yerleştirme ve yurttaşlıktan çıkarma bu tedbirler içindedir.
    Kasabalarda ve şehirlerde yerleşen yabancıların tutarı belediye sınırları içindeki bütün nüfus tutarının yüzde 10’unu geçemez ve ayrı mahalle kuramazlar.
  • Hükümetçe yerleştirilen göçmenler, mülteciler, yerleştikleri yerde en az 10 yıl oturmaya mecburdurlar. Bunlar İçişleri Bakanlığı’nın izni olmadıkça başka yerlerde yurt tutamazlar. Başka yerlere izinsiz gidip yurt tutanlar ve tutmak isteyenler yerleştirildikleri yere döndürülürler.

‘Kürt’ü “Türk”, ‘Arap’ı ‘Kürt’ diye okuyun
Şimdi meseleye biraz daha geriden bakalım.

“Reform Planları’nın yaptırımları” bölümündeki etnik temizlik ve asimilasyon yöntemlerini PYD’li Rojava Kürtleri aynen Türkiye’den kopya çekmiş!

Hani şu 8 Eylül 1925 tarih ve 2536 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile İçişleri Bakanı Cemil (Uybadin), Adalet Bakanı Mahmut Esat (Bozkurt), Çankırı Milletvekili  Mustafa Abdülhalik (Renda) ve Genelkurmay İkinci Başkanı Kâzım (Orbay)’ın katılımıyla oluşturulan Şark Islahat Kurulu oluşturuluyor ya…

Daha önce bölgeyi dolaşarak birer rapor hazırlayan Renda, Uybadin ve Fevzi Çakmak’ın raporlarını değerlendirerek Şark Islahat Planı’nı hazırlıyor ya…

İşte, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ten, Başbakan İsmet İnönü’ye kadar altını imzaladığı   o “çok gizli” kararnamedir aslında “Reform Planı” diye yukarıda anlatılan.

İsterseniz, o bölümdeki bütün “Kürt” sözcüklerinin yerine siz “Türk”ü, “Arap” sözcüklerinin yerine de “Kürt”ü koyarak okuyun.

Örneğin “Dağınık biçimde yerleşmiş olan ‘Arapların’, ‘Arapça” konuşmaları mutlaka yasaklanmalı ve kız okullarına öncelik verilerek kadınların ‘Kürtçe’ konuşmaları sağlanmalıdır” diye yazan cümlenin aslını göreceksiniz:

“Dağınık biçimde yerleşmiş olan Kürtlerin, Kürtçe konuşmaları mutlaka yasaklanmalı ve kız okullarına öncelik verilerek kadınların Türkçe konuşmaları sağlanmalıdır.”

Aslı ‘T.C.’nin etnik temizlik ve asimilasyon planı’

“Reform Kanunu Rojava Meclisinden geçti” ara başlığının altında yazılanların “fikir babası” da 14 Haziran 1934’te Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen 2510 Sayılı İskân Kanunu’ydu.

Durumun vahametini anlatmak için, o bölümde de “Türk” sözcüğü yerine “Kürt” sözcüğü yerleştirildi.

Yani aslını öğrenmek istiyorsanız, siz o bölümde yazan “Anadili ‘Kürtçe’ olmayanlardan toplu olmak üzere yeniden köy ve mahalle, işçi ve sanatçı kümesi kurulması veya bu gibi kimselerin bir köyü, bir mahalleyi, bir işi veya bir sanatı kendi soydaşlarının tekeline vermeleri yasaktır” cümlesini bir de şöyle okuyun:

“Anadili ‘Türkçe’  olmayanlardan toplu olmak üzere yeniden köy ve mahalle, işçi ve sanatçı kümesi kurulması veya bu gibi kimselerin bir köyü, bir mahalleyi, bir işi veya bir sanatı kendi soydaşlarının tekeline vermeleri yasaktır.”

Durum böyle olunca da, başlıkta yer alan “Kürtlerin yapacağı etnik temizlik ve asimilasyon planını ele geçirdik!” sözünün aslında şöyle başladığı ortaya çıkar:

“Türklerin yaptığı etnik temizlik ve asimilasyon planı…”

Şimdi, bir T.C.’nin 1925 tarihli Şark Islahat Planı’na ve 1934 tarihli İskan Kanunu’na bakın…

Bir de, Fuat Avni’nin adlandırmasıyla “Yezid”inden yandaş medyanın foseptik havuzuna kadar hepsinin koro halinde “PYD, Tel Abyad’da etnik temizlik yapıyor” yaygarasına…

Geçmişleri; etnik temizlik, asimilasyon ve soykırım sabıkasıyla malul olanlara verilecek tek yanıt var elbette:

“Kişi kendinden bilir işi!”

Ya da:

“Etnik temizlik ve asimilasyon yapan senin babandır!”

“Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman ırk cumhuriyeti olmadı” diyenler için de şuracığa “külahımı” bırakıyorum; ona anlatabilirsiniz!

Celal Başlangıç – www.t24.com.tr

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.