Ekolojik YaşamManşet

Karabiga’da Akdeniz Fokunun güncel durumu ve tehditler çalıştayı

0

Nesli tükenmekte olan Akdeniz foklarını kıyılarımızda bekleyen tehlikelere dikkat çekmek için 14-15 Nisan tarihlerinde Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde, Kuzey Ege ve Marmara Denizi’nde Akdeniz Fokunun Güncel Durumu ve Tehditler Çalıştayı yapıldı. ODTÜ,  İstanbul Üniversitesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde Akdeniz foku üzerine araştırma yapan bilim insanlarının hazırladığı sonuç raporuna göre alarmın rengi kırmızı. Çanakkale’nin Biga ilçesindeki Karabiga kıyılarında planlanan termik santrallerden geri adım atılmaz, fokların yaşam alanları koruma altına alınmazsa,  Marmara Denizi’nde yaşayan son foklar da yok olacak.

Çalıştay sonrası biraradayız

Çalıştay sonrası biraradayız. Soldan sağa Ayşe Çınar Küçüksöylemez, Ünsal Önder, Dr. Özgür Emek İnanmaz, Dr. Serdar Sakınan, Dr. Meltem Ok, Doç. D. Ali Cemal Gücü ve muhabiriniz, ben, Güneş Dermenci

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi ev sahipliğinde, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü işbirliği ile gerçekleşen çalıştayda, Ege ve Güney Marmara kıyılarında sayıları gittikçe azalan tür için yapılması gerekenler masaya yatırıldı. Türkiye’de Akdeniz foku araştırmalarının, türün yok olma sebeplerinin, insan faaliyetleri, balıkçılık ve termik santrallerin foklar ve yaşam alanları üzerindeki etkilerinin ortaya konduğu buluşmada, fokların korunmasına yönelik acilen Tür Eylem Planı hazırlanması gerektiği sonucuna varıldı.

20.fok karabiga

En büyük tehdit, termik santraller

Dünyada 600 civarında kaldığı tahmin edilen Akdeniz fokları, simge tür olarak kabul ediliyor. Yani Akdeniz foklarının varlığı, o bölgedeki ekosistemin düzgün çalıştığını gösteriyor. Dolayısıyla Akdeniz foklarını korumak, Marmara Denizi’ni ve Akdeniz’i de korumak anlamına geliyor. Akdeniz foklarının yaşam alanlarındaki en büyük tehdit, termik santraller. Türün yaşaması ve çoğalması için çok sayıda elverişli mağaranın yer aldığı Çanakkale’nin Karabiga’dan Aksaz’a kadar olan kıyı şeridinde 7 adet termik santral yapılması planlanıyor. Bilim insanları, Karabiga kıyılarının Marmara’nın el değmemiş son deniz alanı olduğunu ve bir an evvel harekete geçilmezse, fokların izini kaybettireceğini savunuyor.

Son yıllarda yapılan araştırmalar, Karabiga kıyılarında Akdeniz foklarının varlığını kanıtlamıştı. Bilim insanlarının ve ilgili kamu kuruluşlarının bölgenin Akdeniz foku yaşam alanı olduğunu bildirmesine rağmen, Akdeniz foklarının bölgedeki varlığını gösteren simge, Balıkesir-Çanakkale 1/100 bin Ölçekli Çevre Düzeni Planı haritasından çıkarıldı. Karabiga’da termik santral ve liman inşaatına hızla devam eden Cenal Elektrik şirketi de ÇED raporlarında Akdeniz foklarını yok saydı. Fok çalıştayının ikinci ayağında, Karabiga kıyılarında saha çalışması yapıldı ve kağıt üzerinde görmezden gelinen Akdeniz foklarının yaşam alanlarına fotokapan cihazı yerleştirildi.

Karabiga’da tespit edilen dört birey

Biri yavru, en az dört bireyin Karabiga sularında yaşadığını tahmin eden ODTÜ’lü akademisyenler, fokları yakından izlemek için fotokapan yerleştirdikleri mağarada, taze bir fok izine rastladı. Doç. Dr. Ali Cemal Gücü, çalıştayın anlamını ve saha çalışmasından edindikleri izlenimleri anlattı:

23.fok mağara 2

Cihaz yerleştirdiğimiz mağara fokların yaşaması için çok uygun. Yakın zamanda da kullanılmış. Bir sürü termik santral yapılacağını duyduk. Bu şartlarda fokların burada yaşaması mümkün değil. Termik santral yapılırsa, muhtemelen bir dahaki gelişimizde hiçbiri kalmayacak. Karabiga tam bir kontrast. Bir taraf cennet gibiyken bir taraf cehenneme dönüştürülüyor. Bu bölge muhakkak korunmalı. Yakın zamana kadar Marmara Denizi’nde fok olduğunu bilmiyorduk. Son çalışmalar burada fok olduğunu, dahası yavru olduğunu gösterdi. Bu çok önemli. Demek ki burada yaşayan bir koloni var. Bu çalıştayı yapmamızın sebebi de bu koloninin üzerindeki büyük risklere dikkat çekmek. Bırakın buraya termik santral yapmayı, bu güzel yarımadanın ekolojik olarak hassas alanlar içinde ele alınması gerekiyor. Türkiye’nin uluslararası sözleşmelere imza koyarak türü korumaya söz verdiği de düşünülecek olursa Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, bilim adamlarına en kısa zamanda Karabiga için tür eylem planı hazırlatmalı. Çalıştayın birinci mesajı bu. İkincisiyse, kamuoyunun dikkatini çekmek istiyoruz. Fokların Karabiga’yı terk etmesine yol açan etkenler, bölgedeki balıkçılık, hayvancılık, organik tarım gibi uğraşların da yapılamaz hale gelmesine de neden olacak. İnsanların yaşam alanları gibi geçim kaynakları da ellerinden alınacak. Fok bu aşamada hepsinin simgesi. Fokun gitmesi, yok olması demek, geleceğin yok olması demek.

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün Mersin Yeşilovacık’da Akdeniz foku araştırmaları yaptığı bölgeyle Karabiga’daki mağaraları Dr. Meltem Ok karşılaştırdı:

Fotokapan yerleştirdiğimiz mağara çok büyük ve güzel, burada iki üç fok yaşayabilir. Cihazı, fokun yattığı yerde bıraktığı izin üzerine kurduk, heyecanla bekliyoruz. Bu bölge Akdeniz foklarının yaşaması için çok elverişli. Kara ve su altı girişli çok sayıda mağara var. Bu  kıyılar, özel çevre koruma alanı olabilecek kadar kıymetli. İskele yapımını görmek bizi üzdü. Mersin Yeşilovacık’da da buna benzer bir termik santral inşaatı var. O bölgede de çok kıymetli bir Akdeniz foku üreme mağarası var. Mücadele ettik ama bizi dinlemediler, sonuç alamadık. Limanı kurdular. Oradaki mağarayı dört senedir izliyoruz, inşaat faaliyetleri başladıktan sonra fokun mağarayı kullanmasında ciddi düşüşler gözledik. Ayrıca mağaralardan birinde doğan yavru aşırı zayıf bir halde ölü bulundu. Bundan sonraki süreçte mağaranın tamamen terk edileceğini düşünüyoruz. Termik santrallerin, fabrikaların soğutma suyunu denizden almaları bizi endişelendiriyor. Su sıcaklığının yarım derece artması bile tüm dengeyi bozmaya yeter. Fokların yaşam alanlarının korunması gerekiyor.

Çalıştayın düzenleyicilerinden Deniz biyoloğu Dr. Özgür Emek İnanmaz, deniz üzerinde liman inşaatının sürdüğü Karabiga’daki son durumu anlattı:

Limanın inşaat aşamasında denize kazıkların çakılmasından, ses kirliliğine, termik santralin faaliyete geçmesi halinde ortaya çıkacak sonuçlara kadar her şey foklar için tehdit oluşturuyor. Liman işlek hale gelince karada ve denizde büyük bir trafik olacak. Kömür atıkları, santralin kirleteceği hava… Karada da denizde de biyolojik çeşitlilik çok zengin. Foklar da caretta carettalar da olumsuz yönde etkilenecek.  Karabiga kıyıları Marmara Denizi’nin el değmemiş tek bölgesi. Umarız doğa kazanır, tarih kazanır. Fokların yaşaması için başka alternatif yok.

Fok mağarasına yerleştirilen cihazdan gelecek sonuçlar, devam eden termik santral inşaatının Karabiga’da yaşayan Akdeniz foklarını ‘şimdilik’ nasıl etkilediğini belgeleyecek. Fok çalıştayından çıkan sonuçlara göre bundan sonra izlenecek adımlara gelince,

Türün kullanımına uygun kıyı mağaralarının envanteri çıkarılacak, bölgeyi kullanan Akdeniz Foku popülasyon büyüklüğü ve demografik yapısı tespit edilecek. Bu bilgiler ışında türün maruz kaldığı ve kalacağı riskler ortaya konulacak. Bu çalışma, Çanakkale Kemer – Kapıdağı arası, Mola Adaları ve Gökçeada’yı kapsayacak. Bölge halkının Akdeniz foklarının varlığından ve öneminden haberdar edilmesi için üniversite ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği halinde çalışılacak.

 

Haber: Güneş Dermenci

(Yeşil Gazete)

You may also like

Comments

Comments are closed.