Hayvan HaklarıKöşe YazılarıManşet

Doğan Kuban’a “Köpekler kadar özgür, cennet bir ülke” tarifimdir – Hülya Yalçın

0

Doğan Kuban‘ın Cumhuriyet Gazetesi’nde 16 Ocak 2015’de “Köpekler yasa dinlemez!” başlığı ile yayınlanan yazısına Hayvanlara Adalet Platformu Kurucu Üyesi ve  İBHHK ( İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu) Başkanı Avukat Hülya Yalçın’ın cevabını paylaşıyoruz

* * *

“İt” diye aşağılanarak  yeryüzünün en  fazla haksızlığa uğrayan canlılarından olan köpekleri hedef gösteren yazınızı şaşırmadan okudum.

Şaşırmadım, çünkü bu hayvanların linç edilmesine hizmet eden ne ilk ne de son medya tetikçisisiniz.

Doğan Kuban

Doğan Kuban

Kısmen katıldığım noktalar olmakla birlikte her satırı “köpek düşmanlığını tetikleyen” bir yazı maalesef. Galeyana teşne toplumda “tabi abi bak, adam yazmış işte” dedirtecek türden popülist…

Sizden önce de oldu, sonra da olacak muhtemelen. Biz de sizden önceki “köpek düşmanı tetikçilere” yazdığımız gibi yazmaya, yanlışlarınızı, gücünüzü nasıl da mazlum üzerinde test ettiğinizi göstermeye devam edeceğiz.

Temel kaynağım sadece yazınız; size hayvan sevgisi, sorumluluk, merhamet falan anlatacak değilim. Bir halkın göç ederken “aile” olarak taşındığını bilirsiniz. Hayvanlar o Anadolu halkı için (şimdilerde onlar da şehirli olup hayvan düşmanı oldular o ayrı) aileden biridir. Candır, sadakattir, paylaşmaktır. Birlikte gelmiş olmalarını garipsemek değil, terk edilişlerini garipsemek doğru olurdu. Alttan alta “saf İstanbullu”yum diyenlerin kırsaldan ve her yerden gelenlere karşı hep göstermeye  yeltendiği o üstünlük duygusunu hissettiriyor cümleleriniz.

Bunca çetenin içinde bir araya gelerek hayatta kalmaya çalışan her şeyden habersiz korunmasız hayvanlara “çeteleşti” demek ayrı bir haksızlık. Tek başlarına insanlar kucak açtı, zulmetmedi de, onlar mı birlikte “çete” olmayı tercih etti acaba? Köpek kullanan insan çeteleri hakkında da yazmanızı dört gözle bekliyoruz.

İhtiyar, genç tüm kadınlara saldıran, soyan, bıçaklayan insanlara karşı tetiklemediğiniz kaleminiz nasıl da masum hayvanlar için şaha kalkmış. Sanırsınız ki bizler “köpekler yaşlı kadınları kovalasın, çetelerle çalışsın” diyen insanlar grubuyuz. Köpekleri kendi kötü amaçları için kullananlara karşı uygulanmayan kanunlar hakkında da birkaç kelam duymak isterdik ama bu olmayacak belli ki.

Herkesi aynı kefeye koyma merakı sizler gibi “köpek tetikçiliği” yapan kalemlerin ortak merakı sanırım. Üstelik  korkuların, sevgisizlik ve bilgisizlikten kaynaklandığını bilecek kadar ekine sahip olduğunuz halde. Ama bundan bahsetmek yerine onları hedef gösterme kolaycılığını tercih etmişsiniz.

5...

Köpek alıp büyütme diyerek son derece basite indirgediğiniz ve toplumda “nefret” uyandırmaya teşne “zengin modası” deyiminizi de şiddetle kınıyorum.  Keşke o kadar  kolay olsaydı. Zira o durumda o zenginler bu yazılarınızı fitil fitil getirirdi burnunuzdan. Hedef gösterdiğiniz hayvanları korumaya çalışan kendi halinde, iş güç sahibi, medeni ve duyarlı insanların inanın buna vakti yok. Onlar adına da ben yazmış olayım, öyle kabul edin.

Köpek besleyen zengin itici kötü kadın figürleri  de artık çok eski Türk filmlerinde kaldı, onu da hatırlatayım ve böyle bir ayrıştırmanın işe yaramayacağını söyleyeyim.

“İnsanlara özgürlük veriyoruz derken köpeklere öncelik tanıdık” diyorsunuz; kısmen doğru: özgürce yakılıyorlar, tecavüz edilirken boyunları bacakları kırılıyor, can çekişirken çöplere atılıyorlar, işkencenin bini bir para” özgürlüklerinin tadını çıkarıyorlar. Ve insan tarafından yapılıyor bunlar. Bu türe mensup olmanın sizde  en ufak bir sorumluluk duygusu uyandırmadığını esefle görüyorum.

Bu özgür köpekler sizi ileri bir  uygarlık seviyesine ulaştırıyor mu sorunuzun cevabını da yukarıda yazdım sanırım. Özgürlüğün bedelini bedeni ve canıyla ödemek zorunda kalan köpekler hepimizi uygarlıktan çok uzakta barbarlığın dibine çekiyor, farkında mısınız? Yani yine de sonuçta bir seviye belirlemesi var ortada. Sizin düşüncenizin tam aksine olsa da.

O özgürlük işaretlerinin (köpeklerin kulaklarına takılan rozet demişsiniz, aslı plastik küpedir, tanımlamaya yarar)  takılışı bile bedeninde bir delik açılması demek, hiç düşündünüz mü?

Elbette düşünmediniz. Yine de denginiz görerek köpeklerle insanı kıyasıya karşılaştırmanız güzel bir şey. Demek ki onlara en azından bizler “hakettiği”  değeri verebilmeyi başarmışız ki insanla karşılaştırabiliyorsunuz. Bunu biz yapsak “üstün insan” refleksi ile tepki verirdiniz.

A stray dog lies outside the Hagia Sophia museum in Istanbul

İstanbul sokaklarının CEHENNEM olduğu doğru. Ama köpekler yüzünden değil; kedi ve köpeklere yapılanlar yüzünden bir cehennem.  Daha geçtiğimiz hafta boynuna poşet geçirilmiş, ayakları bağlanmış, kimbilir ne eziyetlerden sonra  kimseler sesini duymadığı için boğazın derin sularına atılıvermiş küçücük bir köpek geçti gitti bu hayattan. Bir zavallı domuz, vahşi insan sürüsü tarafından ölesiye taşlanarak dövülerek hayattan kopartıldı. 97 Katır hiçbir şeyden habersiz mahkemelerde ölüme mahkum edildi, şaka gibi; Bütün bunlarsa özgürlüğü köpeklere teslim ediliyor dediğiniz “insan sürüsü çeteler” tarafından yapılıyor.  Objektif olmak zorunda olduğunuzu  hatırlatmam gereken nokta burasıdır.

Doğrudur Viyana kaldırımlarında köpekler uyumuyor; ama insanlar da uyumuyor, donmuyor, küçük kızlara tecavüz edilmiyor. Büyük resmi görüp anlamayı şu ana kadar denememişseniz bu konuda benim yazacağım şeyler de yardımcı olmayacaktır.

Son olarak “ Hayvanı insanla yaşatan” utanç verici cümlenize  karşılık şunu demek isterim: Hayvanla yaşayabilen insan utanç değil, onur duyulması gereken insandır. Kendi türü içinde savaş, hile, cinayet, tecavüz fiilleri yüzünden tüm tarihini kanla yazan insan türünün içinde, başka bir türle yaşamayı başarabilenler olduğu için Dünya hala yaşanabilir bir yer biliyor musunuz?

Bu satırları yazarken “köpeklerin cehenneme çevirdiğini söylediğiniz şehr’i İstanbul’un bir köpeği daha Sarıyer’de buz gibi denizden boğulmuş halde çıkartılıyordu. Cennetinizin “ÜSTÜN TÜRÜ İNSANLAR TARAFINDAN” yok edilmiş bir masum canlı daha .

Ne diyorduk? İnsanların özgür olmadığı köpeklerin çeteler halinde “öldürüldüğü” mü demiştiniz?

 

Av.Hülya Yalçın

İBHHK Başkanı

HAD Hayvanlara Adalet Platformu Kurucu Üyesi

 

 

You may also like

Comments

Comments are closed.