ManşetUlaşım

İstanbul yavaş ama emin adımlarla bisiklete biniyor

0

thenational.ae‘de Jennifer Hattam imzası ile yayınlanan ve Yeşil Gazete ekibinden Özde Çakmak tarafından Türkçe’ye çevrilen yazıyı paylaşıyoruz

* * *

Türkiye’nin en büyük metropolünde nüfus ve araba sahipliği hızla artarken, İstanbul’un tarihi camileri ve modern ofis kuleleri genellikle bir trafik denizine nazırdır. Şehrin daimi izdihamı dikkate alındığında, bisiklete binme cazip bir alternatif ve master plan olabilir; zira, İstanbul 2023’e dek 1,004 kilometre yeni bisiklet yolu öngörüyor.

2...

Fakat, bisikletçiler en büyük caydırıcıların giderek büyüyen 15 milyon kişilik İstanbul şehrinde sınırlı altyapı ve halkın, özellikle de araba sürücülerinin tavrı olduğunu söylüyor. Şimdiye dek şehirde tesis edilen bisiklet yollarının çoğunun daha çok boş zamanlarda kullanılan deniz kenarı boyunca uzandığını ve bisikletçilerin, yeri yayalarla paylaşması gerektiği de işin başka bir yönü. Yeni bisiklet paylaşım tesisleri de büyük ölçüde dinlenme tesisleriyle sınırlı ve toplu taşımacılık entegrasyonu sorunlu kalmayı sürdürüyor.

Sivil Toplumda Bisiklet Bilinci

İstanbul’un bisikletçileri için bu durumu düzeltmek, döngüsel bir açmaz doğuruyor: daha bisiklet-canlısı bir şehir olmaları için bisikletçilerin sayısının, taleplerinin – ve sokaktaki varlıklarının – gözardı edilemeyecek bir noktaya erişmesi gerekiyor. Fakat, yayalar ve araçlar daha güvenli ve bisikletçilere karşı daha misafirperver olana dek çok az kişi şehirde bisiklet sürmek isteyecektir.

Buna rağmen, giderek büyüyen bisiklet kültürünün umut verici işaretleri mevcut. 2008’de İstanbul’da kurulan Bisikletliler Derneği, şimdi ülke çapında düzinelerce şubeye sahip. Bisiklete binmek için daha güvenli yerleri savunuyor, bisiklet turları düzenliyor ve eğitsel sosyal yardım rehberliği yapıyorlar. Kar amacı gütmeyen uluslararası bir girişimin yerel şubesi olan EMBARQ Türkiye kullanıcıların ihtiyaçlarına ve en iyi küresel pratiğe dayanarak yeni bisiklet koridorları planlamak için İstanbul dahil olmak üzere altı şehirde üniversitelerle ve hükümet yetkilileri ile birlikte çalışıyorlar. Orada bisiklet sürenlere bilgi merkezi olarak hizmet veren bisiklet dükkanları İstanbul’un etrafında beklenmedik biçimde ortaya çıkıyor.

Fakat, gönüllülerce yönetilen Bisikletli Ulaşım Platformu’ndan Engin Ertekin’in belirttiği gibi yapacak hala çok şey var. Çoğu kişi bisikletin çocuk oyuncağı ya da haftasonu deniz kenarı için olduğunu düşünüyor diyor hayıflanarak. “Bisikletlileri anayollarda görmeye alışkın değiller.

Bisiklete binmeyi tehlikeli bir iş yapan da bu. Sürücüler çoğu kez arabayı kenara çekmeden ya da kapıları açmadan önce bisiklet trafiğini kontrol etmiyorlar diyor Serkan Yıldırım. Yıldırım, günlük bisiklet seyahatinin daha asap bozucu yönlerini filme çekmek için kask kamerası kullanıyor.

24 Saatlik Bisiklet Yolu

Şehir, bisiklet altyapısını geliştirme ihtiyacına herkesi ikna etmede zorlandı. Belediye, iki yıl önce büyük bir anacadde olan Bağdat Caddesi’nin geniş bir kesimi boyunca bisiklet yolu açtı. Bölgede ikamet edenlerin ve arabalarını bu yere park etmeye alışkın mağaza sahiplerinin şikayetleriyle yol 24 saat içinde kaldırıldı.

Fakat Türk bisiklet markalarının gelişimi daha başarılı oldu. Bu ve yabancı bisiklet markalarının artan satışları, bir bisiklet kültürünün başlangıcına işaret edebilir. Bu, sadece on yıl önceki bisiklet ürünleri kıtlığından sonra büyük bir gelişme. Eşi ve küçük oğluyla birlikte 24 ülkeyi bisikletle geçen hevesli bisikletçi Soner Sarıhan, o zamanlar gezi çantası bile bulamadığını söylüyor.

Mutlu Etki: Bisiklet

Bazı şeyler değişiyor ve bisikletliler, bisikletlerde daha düşük vergi olsa, bisikletle işe gidenler için kıyafet değiştirme yerleri sağlansa, medya ve pop kültürü aracılığıyla bisiklet promosyonu daha çok yapılsa bunun hızlanacağını söylüyorlar.

Sosyal medya, halihazırda önemli bir rol oynuyor. Bisiklet blogger’ı ve yakında çıkacak Cyclist Turkey dergisinin editörü Gökhan Kutluer, Instagram ve diğer hizmetlerde bisiklet binerken fotoğraflarını çekip paylaşan daha çok insanla birlikte “mutlu etki”nin bulaşıcı olabileceğini söylüyor. “İnsanların ne kadar mutlu olduğunu görmek, diğerlerine de bisiklet alma motivasyonu verebilir.”

Fakat içlerinde en önemlisi, bisikletleri sokakta daha görünür kılma teşebbüsüdür. Bisikletlilerin Ulaşım Platformu, farklı İstanbul semtlerinden sayıları 300’e kadar çıkan bisikletliyle aylık turlar düzenliyor. Bu teşebbüs, bisikletlilerin de tıpkı arabalar gibi sokaklarda olma hakkı olduğunu göstermeyi amaçlıyor ve paylaşmayı, eşit şekilde paylaşmayı istiyor. Eğer bu yumuşama aşırı kalabalık, hareketli İstanbul’da elde edilebiliyorsa, şüphesiz, hemen her yerde mümkündür.

 

Yazının İngilizce Orjinali

Yazar: Jennifer Hattam

Yeşil Gazete için çeviren: Özde Çakmak

(Yeşil Gazete, The National.ae)

 

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.