Dış Köşe

Doğa pazarlık yapmaz: İklim felaketi yanı başımızda! – Kumi Naidoo

0

Greenpeace International yöneticisi Kumi Naidoo’nun 7 Aralık tarihinde Greenpeace International’da yayınlanan çağrısını Yeşil Gazete gönüllü çevirmenlerinden Eray Uygur’un çevirisiyle yayınlıyoruz.

* * *

Hagupit Tayfunu’nun Filipinler’i vurmasıyla birlikte -sadece bir seneden biraz daha uzun bir süre önce aynı bölgede yıkıma yol açan Süper Tayfun Haiyan’ın yol açtığı, toplumları derinden yaralayan kitlesel can kayıplarının tekrarlanmasını engellemek amacıyla- tarihin en büyük barış zamanı tahliyelerinden biri başlatıldı.

‘Barış zamanının en büyük tahliyelerinden biri’ ifadesi rahatsız edici bir çağırışım yapıyor. Gerçekten barış zamanında mıyız yoksa doğaya karşı bir savaş halinde miyiz?

18

Filipinler’e gidip ofisimize ve Hagupit (Kırbaç Vuruşu) Tayfunu konusundaki çalışmalarına destek vermek üzere çağırıldığımda Lima’ya doğru yola çıkmak üzereydim. Lima’da BM iklim müzakerelerinin bir başka toplantısı yapılıyor. Bu toplantıda iklim değişikliğinin yıkıcı sonuçlarını önlemek amacıyla küresel bir anlaşma yapılması görüşülüyor. Hesapta doğayla ateşkes yapıyorlar.

Ancak bu görüşmeler yeteri kadar önemsenmeden, perde arkasında dönen dolaplarla ve fosil yakıt lobisinin müdahalesi yüzünden dönmeyen dolaplarla çok uzun zamandır devam ediyor.

Görüşmeler bu sene -geçen sene ve ondan önceki sene de olduğu gibi- sözüm ona ‘aşırı hava olayları’nın yıkıcı fonunda gerçekleşti. İklim bilimciler ‘aşırı hava olayları’na karşı acilen harekete geçmemiz konusunda bizleri uzun süredir uyarıyor.

Trajik olan şu ki, harekete geçmiyoruz. Doğa pazarlık yapmaz, bizim uzlaşmazlığımıza karşılık verir. Filipinler halkı ve dünyanın birçok yerindeki insanlar için iklim değişikliği çoktan bir felakete dönüşmüş durumda.

Süper Tayfun Haiyan, sadece bir yıl önce binlerce insanın ölümüne, toplumların parçalanmasına ve milyarlarca dolarlık hasara yol açtı. Hayatta kalan ve hâlâ evsiz olan birçok insan, bu satırları yazdığım sırada Hagupit Tayfunu’nun ülkeyi vurması sebebiyle yaşadıkları çadırları tahliye etmek zorunda kaldı. Tayfunun yol açtığı hasarı değerlendirmek için henüz çok erken. Ulaşan ilk bilgileri de göz önünde tutarak, Filipinler halkının Haiyan’dan sonra tecrübe ettiği acıları tekrardan yaşamayacağını ümit ediyoruz. Şu an Manila’da, Hagupit Tayfunu’nun hemen ardından, tayfundan etkilenen bölgelere hareket etmeye hazırlanıyoruz. Elimizden gelen her türlü destekte bulunmaya çalışacağız.

Filipinler halkı ile dayanışma içinde olacağız. İklim değişikliğinin ve yıkımın sorumlusu olanlara, dünyamızın giderek artan bir hızla kitle imha kaynağına dönüşen atmosferinin temizlenmesi ve yeni koşullara uyum sağlanmasının ortaya çıkaracağı maliyetlerin sorumluluğunu paylaşması gerekenlere sesleneceğiz.

Kalbimiz buruk, tanıklık etmeye hazırlanıyoruz. Lima’dakilerin uyuşukluklarını ve görüşmelerin gidişatını bir kenara bırakıp gerçek dünyada olup bitenlere ilgi göstermelerini istiyoruz.

Onları iklim değişikliğinin görüşülmesi gereken bir gelecek tehdidi değil, acil tepki gösterilmesi gereken bariz ve güncel bir tehlike olduğunu anlamaya çağırıyoruz!

Her yıl, Filipinler halkı sera gazı salımlarına karşı tepkisiz kalmanın ne anlama geldiğini tecrübe ederek öğreniyor. Bu sene kısmen daha iyi hazırlanmış ve daha dirençli olabilirler. Ancak iklim toplantılarının her yıl, tam da yaşadıkları felaketle aynı anda, dünyadan kopuk bir şekilde ilerlemesine, anlamlı bir şekilde harekete geçmek için hazırlıksız olmasına, zamanımızın aciliyetine cevap vermekteki yetersizliğine ve acımasız bir hızla iklim değişikliğine sebep olan Büyük Kirleticiler‘i sorumlu tutmamasına da haklı olarak tepki gösteriyorlar.

Manila’ya doğru yola çıkmadan önce Filipinler iklim komiseri Yeb Sano’dan da bir mesaj aldım: ‘Umarım bu yeni süper tayfunun etkilerine tanık olmak üzere bize katılabilirsiniz. Yardımınız, mesajımızı Lima’ya net ve yüksek bir sesle ulaştırmamızda çok değerli olacaktır.’

Yeb Sano, geçtiğimiz üç sene boyunca Filipinler’in BM iklim görüşmelerindeki baş müzakerecisiydi. Kısa süre önce bir Greenpeace gemisiyle Kuzey Kutup Bölgesi’ni ziyaret etmiş, Arktik denizindeki buzun minimum seviyeye indiğine tanık olmuştu.

İki yıl önce Doha’da, Pablo Tayfun’u birçok can kaybına sebep olurken, BM iklim anlaşmaları müzakerelerine hâkim olan hissiz diplomasinin normal kabul edilen ketum dilini bir kenara bırakmıştı:

‘Lütfen… 2012, dünyanın arzu ettiğimiz gelecek için sorumluluk alma cesaretini gösterdiği bir yıl olarak hatırlansın. Buradaki herkese soruyorum, biz değilsek, kim? Şimdi değilse, ne zaman? Burada değilse, nerede?

Tayfundan en fazla zarar gören bölgeleri ziyaret etmek, yıkımı belgelemek, iklim değişikliğinin patlama merkezinden, Lima’ya ve dünyanın geri kalanına sera gazı salımlarından büyük oranında sorumlu olanların iklim değişikliğine bağlı aşırı hava olaylarının etkilerinin acısını çeken toplumlar tarafından sorumlu tutulacaklarına dair açık bir mesaj göndermek için Greenpeace Filipinler ve Yeb Sano ile buluşmaya gidiyorum.

Gözler önüne serilen trajedinin suçlusu olan fosil yakıt şirketlerinin yöneticilerini vicdanlarını sorgulamaya ve tarihsel sorumluluklarını üstlenmeye davet ediyoruz. ‘Savaşta ilk düşen gerçeklerdir’ derler. Doğaya karşı olan bu savaşta iklim biliminin ortaya koyduğu gerçek, şüphe götürmezdir.

Filipinler Halkıyla Omuz Omuza, İklim Adaletini Talep Et!

Filipinler Halkıyla Omuz Omuza, İklim Adaletini Talep Et!

Lütfen bize katılın. Lütfen Büyük Kirleticiler’in iklim felaketleri için yasal ve ahlâken sorumlu tutulmasına çağrıda bulunan dilekçemizi imzalayarak bize destek olun. Dilekçeyi imzaladıktan sonra bölgede ortaklaştığımız kuruluşların yardım çabalarına bağışta bulunabileceğiniz bir siteye yönlendirileceksiniz.

Yazının İngilizce Orjinali

Yeşil Gazete için çeviren: Eray Uygur

 

Portrait of Kumi Naidoo

 

 

Kumi Naidoo

 

 

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.