DoğaManşet

Yaşayan Gezegen Raporu: Gezegen alarm veriyor

0

“İnsanlığın gezegenden talebinin boyutlarını ölçen bir dizi göstergenin işaret ettiği, doğal kaynakları birden fazla gezegen varmış gibi tükettiğimiz yönündedir. Ekosistemden ve doğadan kendini yenileyeceğinden daha fazlasını almak geleceğimizi tehlikeye atmaktadır. Durup düşünmek zorundayız. Nasıl bir gelecek istiyoruz?” Dünya Vahşi Yaşamı Koruma Fonu (WWF) Genel Direktörü, Marco Lambertini

Yukarıdaki sözler Dünya Vahşi Yaşamı Koruma Fonu (WWF) ve Londra Zooloji Derneği tarafından bugün yayınlanan Yaşayan Gezegen Raporu’nun önsözünde yer alıyor. Raporun bulguları türlerin %52’sinin 40 yılda yok olduğu, gezegensel tehlike sınırlarının aşıldığı, insanlığın taleplerinin gezegenin kapasitesini aştığı şeklinde olurken tüm bu sonuçlar ışığında “Tek Dünya Yaklaşımı” ile gerek karar alıcılar gerekse tüketiciler olarak başka gezegenin olmadığı bilinci ile hareket etmemiz gerektiği vurgulanıyor.

Raporda öne çıkan sonuçlar ise şu şekilde;

Türlerin %52’si 40 yılda yok oldu

Rapora göre 1970 ile 2010 yılları arasında dünya üzerindeki balıkların, kuşların, memelilerin, amfibilerin(hem karada hem suda yaşayabilen), sürüngenlerin nüfusu %52 oranında yok oldu. Araştırma sonucuna göre bu kıyımın nedenleri arasında aşırı avlanma, doğal yaşam alanlarının kirletilmesi ve yok edilmesi, iklim değişikliği ön sıralarda yer alıyor.

lpi

En fazla yıkım tatlı sularda

Rapora göre 1970-2010 yılları arasında tatlı su canlılarının nüfusu ortalama %75 oranında azaldı. Deniz ve kara canlılarında bu oran %39. Tatlı sularda nüfusun azalmasının en önemli sebepleri su seviyesinin azalması, enerji için nehirlerin kullanılması, atık suların nehirlere bırakılması olarak gösteriliyor.

Gezegensel sınırlar aşılıyor

gezegensel_sRapor ayrıca gezegenin sonunu getirecek, aşılmaması gereken dokuz sınır çizgisini belirliyor. Hesaplamalara göre üçü çoktan aşıldı; biyoçeşitliliğin kaybı, havadaki karbondioksit seviyesinin artması, havadaki azot seviyesinin yükselmesi. Ayrıca iki eşik aşılmak üzere; okyanus asitlenmesi, tatlı sulardaki fosfor oranı.

Ülkelerin Ekolojik Ayak İzi artıyor

Rapora göre insanlığın doğadan talebi, doğanın karşılayacağından %50 oranında daha fazla. Dünya tüketilen kaynağın yenisini koyamadan daha fazla ağaç kesiliyor, daha fazla karbondioksit salınıyor, daha fazla yer altı suları çekiliyor. Bu sene doğal kaynaklar yılın bitiminden 3,5 ay önce tüketildi.

Verimli toprakların ve sulak alanların yani biokapasitelerine göre Küresel Ayak İzi Ağı tarafından her ülkenin “ekolojik ayak izi” hesaplanıyor. Bu hesaplamaya göre küresel ölçekteki tüketimi karşılayabilmek için 1,5 gezegen gerekiyor. Türkiye’nin tüketim kapasitesi için ise 1,7 Türkiye gerekiyor. 2010 yılında insanlığın ekolojik ayak izinin %53’ünü karbon oluşturuyor.

Tek dünya yaklaşımı

Raporun son bölümünde sürdürülebilir bir kalkınmadan bahsedebilmek için öncelikle doğanın kaynaklarının tükenebilir olduğunun ve insanlığın refahının ve gelişmesinin bu doğal kaynaklara bağlı olduğunun anlaşılması gerektiği ve tüm ekonomik kararlarda bu temel gerçeğin göz önünde bulundurulması gerektiği belirtiliyor. Dünya Vahşi Yaşamı Koruma Fonu’nun “Tek Dünya Yaklaşımı”na göre doğal kaynakların doğanın sınırları içerisinde adil şekilde paylaşılması için temelde üç gereklilik vardır;doğal sermayenin korunması (zarar gören ekosistemlerin iyileştirilmesi, koruma alanlarının genişletilmesi), daha iyi üretim (girdileri ve atıkları azaltma, yenilenebilir enerji üretiminin payının arttırılması), daha bilinçli tüketim (düşük karbon ayak izli yaşam tarzı)

(Yeşil Gazete)

 

More in Doğa

You may also like

Comments

Comments are closed.