EkolojiManşet

Çevre felaketi, Boko Haram şiddetini nasıl daha da kötüleştiriyor? – 1

0
Fotoğraf: AP Boko Haram Nisan ortasında kız çocuklarını okuldan kaçırdı.
Fotoğraf: AP Boko Haram Nisan ortasında kız çocuklarını okuldan kaçırdı.

Fotoğraf: AP
Boko Haram Nisan ortasında kız çocuklarını okuldan kaçırdı.

Nijerya, Nisan ortasında Boko Haram örgütü tarafından kaçırılan kız çocukları ile dünya gündemine oturdu. Mother Jones Washington mühabiri Erika Eichelberger’in, ülkenin içinden geçtiği ekolojik kriz ile yaşanan çatışmalar arasındaki doğrudan bağlantıyı anlattığı  yazısını Yeşil Gazete okuyucuları için çevirdik: 

Blessing, Nijerya’nın doğusundaki Bukakotto Köyü’nde  dizlerini göğsüne çekmiş boş bir odada, yerde oturuyor. 40 küsur yaşlarında ama 25’inde gibi gözüküyor. Yüzünde bebeklikten kalma, jiletle yapılmış bir takım kabile işareti izleri var. Bir gün önce, kız kardeşi öldürülmüş. Tercüman aracılığıyla anlatıyor; yakacak odun almak için çiftliğe gitmişti, göçebe çobanlar maşatla bıçaklamışlar, onu delik deşik etmişler”

Konuşurken kafasındaki pembeli beyazlı örtüyle oynuyor, boşluğa bakıyor; “cesedini dün alıp gömdük”.

Blessing’in kız kardeşi, Nijerya’da Müslüman ve Hıristiyan çobanlar arasında uzun zamandır süren arazi mücadelesinin neden olduğu bir diğer kayıp. Gittikçe artan bu vahşet, 300 kız çocuğunu kaçıran Boko Haram’ın terör hareketi yanında sürüp gidiyor. Yüzeyde, geçen birkaç sene içinde yüzlerce insanın ölümüne neden olan bu iki çatışma birbirinden alakasız görünüyor. Biri radikal İslam etrafında, diğeri mera ve su etrafında dönüyor. Ama biraz daha derine baktığınızda ikisinin de ülkenin kuzeyindeki umutsuz yoksulluğu yaratan ağır ekolojik krizle bağlantılı olduğunu göreceksiniz.

Yüzlerce yıl, göçmen Fulani halkı hayvanlarını, Sahara Çölü’nün güney uzantısı olan Sahel’de doğu-batı ekseninde güderdi. 20.yy’ın başında yaşanan birkaç kuraklık vakasından sonra, Fulaniler, göç rotalarını kuzey-güney ekseninde değiştirdiler. Ve göçmen Müslüman ve Hıristiyan çiftçiler arasındaki ilk arazi savaşları 60 yıl önce rapor edilmeye başlandı. 1960ların başında başlayan bir dizi kuraklık vakası arından kavrulan kuzey, daha fazla çiftçi ve çobanı daha uzun süreler için güneye sürüklenmesi çatışmaların yoğunlaşmasına neden oldu.

“İklim değişikliğinin kuzeydeki doğası nedeniyle [güneye] geldiler ” diyor Fulani çobanı ve Nijerya Hayvan Ticareti Odası Başkanı Mohammed Husaini, Nijerya’nın Garaku kentindeki hayvan vitamini satan basit dükkanında otururken. Dışardan öğleden sonra sıcağına Kuran okuyan genç bir erkeğin sesi geliyor.

“Kuzeyli Fulani göçmenler, Aralıktan Mayısa kadar zamanlarını ülkenin ortasında geçirirdi. Artık Aralıktan Haziran ya da Temmuza kadar kalıyorlar, hatta bazı Fulani göçmenleri burada kalmaya karar verdi.” Diyor Husaini. Neden? Çünkü kuzeydeki çayırlar artık tam olarak büyümüyor, diye açıklıyor.

Kuraklığın yanında, Nijerya’daki nüfus patlaması da – nüfus, son 50 sene içinde 125 milyon kişi arttı – arazinin kapasitesi üzerinde kullanılmasına neden oldu  ve 35.000 ha arazi işe yaramaz bir toz yığına dönüştü. Nijerya’nın kuzeyindeki 50 yıl öncesine kadar işlenebilir arazilerin %35’i artık ekilebilir durumda değil.

Suları şu an kurumuş durumda ama bir zamanlar çiftlikleri ve meraları besleyen Nijerya’nın en kuzeydoğu ucundaki Chad Gölü, %90 oranında küçüldü. Her ne kadar son dönemde azalsa da bu küçülmenin temel nedeni tekrarlayan kuraklıklar. Bu kadar önemli bir diğer konu da insanların gölün suyunu kritik düzeylerde çekmiş olması; 1983-1994 yılları arasında başarısız sulama hamleleri gölün yarı yarıya küçülmesine neden oldu.

İklim değişikliği de, derecesi bilinmese de Kuzey Nijerya’daki çevresel değişime katkıda bulundu. Örneğin, bilim insanları küresel ısınmanın son bir kaç on yıllık sürede yağış miktarını ne kadar etkilediği konusunda emin değil. Net olan, Nijerya’nın havası 20.yy ortasından beri 0,7 derece Celcius, kuzeyinde ise daha da fazla arttı. Artan sıcaklıklar suyun Chad Gölü’nden daha da hızlı şekilde buharlaşması demek, BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPPC) raporunun yazarlarından Chris Lennard’a göre ki buharlaşmanın etkisinin, kuraklık ve sulamanın neden olduğu korkunç duruma göre görece çok daha küçük olduğunu da söylüyor.

Kuruyan göl, balıkçılık sektörünün çökmesi, mera ve ürünlerin susuzluktan ölmesine neden olarak binlerce Nijeryalıyı yerinden etti.

Yılın yarısını ülkenin kuzeyinde geçiren 24 yaşındaki çiftçi ve çoban Hassan Garaba, oralara “bakyau” yani kötü. Geçen 3 yıl boyunca 30 torba mısır hasat ederken bu sene 20 torba hasat edebilmiş. Tercüman aracılığıyla, ürünün gittikçe kötüleştiğini, bir kısmının öldüğünü söylüyor.

ABD Tarım Dairesi’ne göre son 3 yılda, elverişsiz iklim koşulları ve Boko Haram şiddeti yüzünden ülkenin kuzeyinde geniş alanlarda yapılan mısır üretimi 1,6 milyon ton düştü. Gene daha çok kuzeyde yetiştirilen buğday verimi, aynı dönemde 15.000 ton düştü.

Kuzeyin bozulan toprakları, hem çiftçileri hem de çobanları aşağıya güneye sürdü. Husaini, Fulani göçmenlerinin güneye göçünün son birkaç yıl içinde yarı yarıya artığını söylerken yakın çevrenin önder çiftçisi olarak şunu da ortaya koyuyor  “ama arazi genişlemiyor”. Geçen yıl, arazi rekabeti nedeniyle, Husaini’nin halkı ilk çiftçi-çoban çatışmasını yaşadı. Çatışma tam bir ay sürdü.

Yakubu Mama’nın 10 akrabası, Eggon kabilesinden çiftçiler tarafından katledildi. 42 yaşındaki çoban Mama, Eggon milislerinin akrabalarını bıçaklayarak teker teker öldürdüğünü, kurbanların ailelerinin cesetlerini gidip toplayamayacak kadar korktuklarını, domuzların ve köpeklerin cesetleri yediğini anlatıyor.

Husaini, 2013 Ocak ayındaki terör sırasında Mama’nın akrabaları dışında 200 Fulani çobanının öldürüldüğünü, Eggon tarafında da ağır kayıplar olduğunu söylüyor. Dini, etnik ya da politik sahte bahanelerle de maskelenen çobanlar ve çiftçiler arasındaki bu kavga Uluslararası Kriz Grubu’na göre 2005’ten bugüne kadar 8000 kişinin ölmesine neden oldu.

Serinin ikinci yazısı yarın! “Köşeye sıkıştıkça, genç Müslüman Fulanilerin Boko Haram ayaklanmasının içine çekilme olasılıkları da artacak.”

Çeviri: Selda Bozbıyık, Özlem Katısöz

(Yeşil Gazete)

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.