İklim KriziManşet

TEMA: Çölleşmeye karşı çözüm ekosistem merkezli adaptasyon

0

17 Haziran Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü’nde TEMA Vakfı bir açıklama yayımlayarak,  kuraklık ve çölleşmenin gıda fiyatlarında artış gibi etkileriyle dünyada yaşayan tüm insanları etkileyeceğini vurguladı.

TEMA-Vakfı-Erozyonla-Mücadele-Haftası_İKLİM-DEĞİŞİKLİĞİ

2014 Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü’nün sloganı UNCCD (BM Çölleşmeyle Mücadele Örgütü) tarafından  “Toprak Geleceğimizin Güvencesidir. Toprağım İklime Dayanıklı” olarak belirlendi. TEMA Vakfı da yayımladığı açıklamada  toprağın önemine, toprağın iklim değişikliğinden nasıl etkilendiğine, çölleşme ve kuraklık ile mücadelede acil olarak gündeme alınması gereken noktalara dikkat çekti.

Her yıl 12 milyon hektarın çölleştiğini, arazi bozunumu ve çölleşmenin ekonomiye verdiği senelik kaybın 42 milyar dolar olduğunu belirten vakfın açıklaması şöyle:

“Dünyanın en fakir kesiminin yüzde 42’si çoktan bozunmuş arazilerde yaşıyor. Tarım alanlarının yüzde 52’sinin ise orta veya ileri düzeyde bozunuma uğramış durumda olduğu belirtiliyor. Çölleşme, arazi bozunumu ve kuraklık en çok kırsal bölgelerde yaşayanları etkiliyormuş gibi gözükse de bu etkilerin artan gıda fiyatlarındaki artışa bağlı olarak dalga dalga yayılacağı, şehirleri ve burada yaşayan şehirlileri de tehdit edeceği öngörülüyor.

Dünya tarihinde ilk defa şehirlerde yaşayan insanların sayısının, kırsalda yaşayanları geçtiği belirtiliyor. Gıda üretimine katkısı olmayan ve net tüketici olan şehirlilerin; iklim değişikliğinin etkileri ve çölleşme sebebiyle artan gıda fiyatlarına karşı çok kırılgan oldukları ifade ediliyor. Bu konuya örnek olarak 2010 yılında gıda fiyatlarındaki artışa bağlı olarak büyük çoğunluğu kentlerde yaşayan 44 milyon insanın aşırı yoksulluk ve açlık sınırının altındaki koşullarda yaşamaya itildiği gösteriliyor.”

“‘Ekosistem merkezli adaptasyon’la çölleşme ve küresel ısınmaya karşı önlem alınabileceğine dikkat çeken TEMA, adaptasyonun sunduğu verimlilikle 2030 yılı itibariyle gıdada yüzde 50, enerjide yüzde 45, su varlıklarında ise yüzde 30 oranında artış sağlanabileceği belirtiliyor. Ekosistem merkezli adaptasyon stratejisinin sunduğu düşük maliyetli yöntemler, yüksek verimlilik potansiyeli taşıyor. Hayvancılığın doğru planlanması ve gözetimi, çayır ve mera verimliliğini sürdürülebilir kılıyor. Sağlıklı toprak sadece gıda üretimi sürekliliğini sağlamıyor, iklim değişikliği kaynaklı şiddetli doğa olaylarına karşı direnci de artırıyor.”

Ekosistem merkezli adaptasyon kavramı, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda bölge ekosistemini de göz önünde bulundurarak çözüm üretmek anlamına geliyor. Örneğin, orman yangınlarının görüldüğü Toroslar’da, yangın sonrası bölge ekosistemine uyumlu sedir ağacı yerine çam ağacı dikmek, bölgenin iklimine uyumlu olmadığı gibi ekosistemin de değişmesine neden olabiliyor.

(Yeşil Gazete)

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.