ManşetSivil Toplum

Kumi Naidoo: Beş sivil itaatsizlik dersim

0

theguardian.com sitesinde Holly Young ile Kumi Naidoo imzasıyla yayınlanan yazıyı Yeşil Gazete gönüllü çevirmenlerinden Ayşe Koçak’ın çevirisiyle sunuyoruz.

* * *

Greenpeace’in başı apartayd karşıtı protestolardan, petrol kulesine tırmanmaya, kendi barışçıl direniş tecrübelerini paylaşıyor.

Pasif direniş, hukukun direniş yönünden izin verdiklerinin ötesine giden siyasi muhalefeti ifade etme biçimidir. “Biz kasıtlı olarak adaletsiz olan yasayı ihlal ediyoruz” demektir. Genelde bundan bir problemmiş gibi bahsederiz. Aslinda bana gore bizim problemimiz sivil itaat. Insanlar vaatlerini tutmayan hükümetleri çok kolayca kabul edebiliyorlar.

34 Kumi Naidoo

Sivil itaatsizlikle ilk temasım ben 15 yaşındaykendi ve o yıllardan beri sivil itaatsizliğin gücü ve sınırları hakkında bir çok şey öğrendim. Öğrendigim derslerinden birkaçı şunlar:

1- Önemli hiçbir şey fedakarlık yapmadan gelmez

Guney Afrika’da ırk ayrimcılıgına dayalı eğitim eşitsizliğine karsı yapılan ulusal öğrenci protestosuna katılan binlerce öğrenciden biriydim. O yaşlarda eylemlerinizin geniş bağlamini her zaman anlamıyorsunuz. Yürüyüşün başındaki slogan “eşitlik istiyoruz”, sonundaki de “renkli televizyon istiyoruz” idi.

Buna ragmen yaptigimiz sey önemliydi: sınıflara girmeyi reddederek ve dört kişiden fazlasının sokaklarda yürüyüş yapmasına engel olan yasaya meydan okuyarak direniş gösteriyorduk.

Orda ilk kez Nelson Mandela’nın aslında gerçekten varolduğunu öğrendim ve Guney Afrika’daki apartayd sistemiyle ilgili esas sorunu anladım. Medya Mandela ilgili ne kadar bilgi verebilecegi konusunda sınırlıydi ve bu yüzden onun resmini hiç görmemiştim.

Bunu takiben kendi toplumumdan üç bin ila dört bin kişi ile polisin bize göz yaşartıcı gaz ile saldırdığı bir protestoyu yönettim. Bu tip eylemlerin tecrübesi ilk başlarda beni doğrudan etkiledi. Bana bir ders öğrettiler; önemli hiçbirşey fedakarlık, kararlılık ve cesaret olmadan gelmez.

2- Pozitif kalın: önce sizinle savaşacaklar ama sonra siz kazanacaksınız

Mahatma Gandhi

Güney Afrika’nin Gandhi ile güçlü bagları var. Gandhi Guney Afrika’da olduğu dönemde kendi siyasi görüşünü öğrendi ve Satyagraha yani pasif direniş yahut simdiki deyimiyle sivil itaatsizlik eylemini geliştirdi.

Bizim evimizde her zaman Gandhi’nin bir fotoğrafi bulunurdu ve ben büyürken benim icin etkili bir figür olusturmustu. “ Kisişel etki” inanişina buyuk bir baglılık gelistirmiştim. Benim icin bu, devletin zorbalığını elinden almaya istekli olmak demekti. Bu tutumu takınmak demek eninde sonunda bu vazifede basarılı olacaksınız demektir.

Benim favori alıntım Gandhi’den ve bugünkü sivil itaatsizlikle ilgili en iyi seçilmiş örneklerden biri: “ Önce sizi gözardi ederler, sonra size gülerler, sonra sizinle savaşırlar ve sonra siz kazanırsınız.” Eger Greenpeace’in bugün icinde oldugu duruma bakarsanız, bizimle mahkemelerde sıkı bir şekilde savaştıklarını, gizliligimizi ihlal edip, eylemlerimizi engellemeye çalıştıklarını görürsünüz. Fakat Gandhi’nin felsefesi bana bunun olumlu bir işaret olduğunu ve kampanyasını yaptıgımız değişimlerin çevresini kuşattıgımızı gösteriyor.

3- Hükümetler kuvvetle karşılık verdiklerinde hareketin büyümesine yardımcı oluyorlar.

Sivil itaatsizliğin gücü ahlaki otoriteden gelir. Eğer yeterli sayıdaysanız, değişik görüşte olanları bulunduruyorsanız ve etkinliği barışçıl bir şekilde sürdürebilirseniz, o zaman bu inanılmaz ölçüde kuvvetli olabilir. Bu baskı altında kalanlara ve baskı kuranlara farklı şekillerde hitap edebilir. Baskı altında kalanlar için bu mücadelelerine güç katabilir. Baskı kuranlar icin olağandışı ahlaki cesaret onları dinlemeye zorlar. Yakın zamanlardaki Kuzey Kutbu 30 Kampanyasi ve bunu izleyen kendimin de dahil oldugu tutuklamalar bunun iyi bir ornegi. Bir geminin üstündeki petrol kuyusunun tepesindeyken ve tam 15 saat boyunca tazyikli su ile saldırıya uğrarken ne ben ne de Kuzey Kutbu 30 Kampanyası’ndaki diğerleri bunu bencil nedenler yada kişisel çıkarlar için yapmıyorduk. Kaç tane devlet başkanının tutuklanan aktivistlerin salıverilmesi icin çagri yaptiklari dikkate değerdi. Hükümetler sivil itaatsizliğe aktivistleri hapse atarak karsılık vererek ve bunun halkı korkutucagını düşünerek yanlış hesap yaptılar. Aslında etki her zaman tam tersidir: hareketin büyümesine yol açar. Güç sahibi olanları uymaya ve aktivistlerin demokratik niyetlerini anlayama zorlar.

4- Sabırlı olun, başarısızlık ilerlemenin önemli bir parçası

35 Kumi Naidoo1

Sivil itaatsizlik eylemlerinin çoğu başarısızlıkla sonuçlanıyor, çünkü hemen sonuç alamıyorlar diyebilirsiniz. Kuzey Kutbu 30 kampanyası da başarısızlığa uğradi, cünkü petrol eninde sonunda bölgeden çıkarıldı. Fakat aynı zamanda 10 milyon daha kisi Kuzey Kutbu’nun endüstriyel aktivitelerden uzak, global korunaklı bölge kabul edilmesi için kampanyaya katıldı. Herşeyin ölçülemeyecegini unutmamak lazım. Daha önce sivil itaatsizlik eylemlerinde bulunanların her zaman ilk eylemlerinin sonuç doğurmadıgını görüyoruz. Martin Luther King yada Rosa Parks icin uzun zaman boyunca yapılan farklı eylemlerin neticesinde sonuç alınmıştır.

5- Dijital sivil itaatsizligin potansiyelini keşfedin.

Wikileaks ve Edward Snowden’ın Amerikan Ulusal Guvenlik Dairesi ile ilgili ifşa ettikleri insanların hükümetlerin onlardan neler sakladıklarını öğrenmelerine neden oldu ve bütün dünyada gizlilik üzerine olan tartışmaların seyrini değiştirdi. Bunlar dijital sivil itaatsizlikle ilgili önemli örnekler.

39 Kumi Naidoo...

Bence sosyal medya, sivil itaatsizlik, protesto ve sivil toplum örgütlerinin güçlenmesi için birçok olanak sağladı. Arap Baharı’ndaki direnişlere baktığımızda insanların Facebook’u haber yaymak, Twitter’ı nerede, ne zaman olmalari gerektiğini ve YouTube’u yaşadıklarını ve kazandıklarını belgelemek ve paylaşmak için kullandıklarını görüyoruz. Bu alanda birşey yayınladığımızda hangi yasayı çigniyoruz acaba? Greenpeace olarak biz de bu yeni alanı anlamaya çalışıyoruz, ama gelecek umut verici gözüküyor.

Bugün 50 yıl öncesinden farklı olarak sivil toplumlarla, şirketleri ve hükümetleri biraraya getiren birçok forumlar var artık. Birleşmiş Milletler toplantılarında da sivil toplum örgütleri artık danişma süresince çağırılıyorlar. Sanırım bizler uzun süre demokrasi patlamasının peşinden koştuk ve başarının hükümetlerin bizimle konustuğu zaman kazanıldığına inandık. Fakat bence bu tip iletişimlerin onemine de bakmamız gerekiyor. Bazen hakaretten baska birşey olmayabilirler. Faydalı ilerlemeyi farklı şekillerde ölçmemiz gerekebilir.

Yeşil Gazete için çeviren: Ayşe Koçak

Metnin orjinali theguardian.com/kumi-naidoo-lessons-in-civil-disobedience

(theguardian.com, Yeşil Gazete)

 

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.