ManşetTürkiye

Erdoğan’ın kömür madeni felaketine tepkisi hükümetinde yanlış olan her şeydir

0

Business Insider’da Michael Koplow imzasıyla çıkan yazıyı yazarımız Özgecan Kara’nın çevirisiyle yayınlıyoruz. Yazının orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.

Hükümet üç gün milli yas ilan etti, ve Türkiyeliler kömür madeni işçi kıyafetleri ve baretleriyle sokaklarda gezerek mahvolmuş işçi aileleriyle dayanışma gösteriyorlar.

Peki hükümetin olan bitenle ne alakası var?

AKP ve Başbakan Erdoğan döneminde birçok vakada olduğu gibi hükümetin kontrolü dışında yaşanan hasarlara hükümetin verdiği tepki kötü bir durumu çok daha vahim yapıyor.

İşyeri kazaları her zaman olur, özellikle de zorlu koşullarda çalışmayı gerektiren madencilik gibi tehlikeli sektörlerde. Geçtiğimiz Pazartesi iki kömür madencisi Batı Virgina’da madende öldü. 2010’da yine Batı Virgina’da Upper Big Branch madeninde 29 kişi öldü. Dün Erdoğan’ın basın toplantısında da dediği gibi, kazalar olur.

Bnh5j2NCUAAS0KGBu durumda ise oldukça sırasız olan bir gerçek var ki iki hafta önce AKP Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ana muhalefet partisi CHP tarafından getirilen ve BDP ile MHP tarafından da desteklenen Soma’daki maden kazalarının araştırılmasına dair soru önergesini reddetti.

Örneğin 2013’te sadece Soma madenlerinde 4500 işyeri kazası raporlandı. Bir de tabii şu fotoğraf var: iki hafta önce muhalefet mecliste Soma madenlerindeki güvenlik kaygısıyla ilgili konuşma yaparken arkasını dönüp kendi arasında sohbet eden iki AKP milletvekili.

 

Bir diğer deyişle geçtiğimiz ay bu madenle ilgili ciddi kaygılar dile getirilmişti, hükümet onları kulak arkası etmeye karar verdi ve şimdi ellerinde 284 Türkiye vatandaşının öldüğü ve eğer hükümet Soma hakkındaki uyarıları ciddiye alsaydı önlenebilecek bir kaza ve bir de halka ilişkiler felaketi var.

Cidde ve sorumlu bir hükümetin bu durumda verebileceği tek bir mantıklı tepki var. Korkunç bir hatayı kabul eder, özür diler, sorunun köküne inileceğine yemin eder ve genel olarak suçluluk ve pişmanlık duygusu gösterir.

Ama şimdiye kadar hepimizin öğrendiği gibi Erdoğan’ın AKP’si asla hataları kabul etmez, zinhar özür dilemez ve hiçbir şey için suçluluk veya pişmanlık hissetmez.

rtr3p0o9

Olacakların ön izlemesi olayların olduğu ilk akşam hükümet yanlısı televizyon kanalları işleri belli bir “perspektife” koymak için dünyadaki diğer madencilik felaketlerinin ölü sayılarını yayınlamasıyla başladı. 1942’de Çin’deki 1549 ölü, 1906’da Fransa’da 1100 ölü, 1914’te Japonya’da 687 ölü, 1960’ta Çin’de 682 ölü gibi… Bununla nereye varmaya çalıştıklarını görebilirsiniz.

Verilen mesaj: madencilik kazaları tarih boyunca olmuştur – ve gerçekten “tarih boyunca” terimi örnek verilen tarihlere baktığımızda tam uygun terim oluyor – Türkiye hükümeti bu nedenle Soma’ya dair tüm suçlamalardan aklanmalıdır.

Ve sonra Erdoğan’ın basın açıklaması oldu. Basın açıklaması tipik olarak Erdoğan’ın sorusunu beğenmediği muhabiri azarlamasıyla başladı; yandaş medyaya zaten dağıtılmış konuşma başlıklarının üzerinden geçmesiyle devam etti ve 1862’de İngiltere’de, 1907’de Amerika’da olan ve 1970’den önceye kadar olan maden kazalarından örnekler vermesinin ardından CHP’nin AKP tarafından reddedilen soru önergesini Meclis’te işleri tıkamak ve gündemi engellemeye yönelik verilmiş soru önergesi diye kestirip atmasıyla kapandı.

Bir diğer deyişle 2014 Türkiye’de olanlar Viktorya dönemi İngiltere’sindeki standartlarla karşılaştırılmalı ve muhalefetin sık sık dile getirdiği maden güvenlik endişeleri sadece hükümeti indirmeye yönelik bir komplo.

Bu süre içinde polis ve TOMAlar hükümetin tepkisine sinirli protestocularla sokaklarda yüzleşemeye çoktan başladılar ve şüphesiz çok kısa bir zamanda Erdoğan veya dalkavuklarından birinden dış mihrakların komploları, teröristler, hain işyeri güvenlik lobisi ve seçimlerin nasıl onu ve hükümetinin istediklerini yapması için seçtiğini duymaya başlayacağız.

Bunların hepsi daha dün Erdoğan’ın Freedom House’un yayınladığı basın özgürlüğü raporunda Türkiye’yi özgür olmayan ülke olarak sıralamasına verdiği tepkinin geldiği yerden geliyor. Erdoğan bazı Türkiye gazeteleri hükümet hakkında kötü şeyler yazdığı için Türkiye’nin tanım itibariyle mükemmel basın özgürlüğüne sahip olduğuna dair bıkkınlık veren argümanı ve Freedom House’un İsrail’i Orta Doğu’da en özgür ülke olarak sıralamasının kredibilitesini sorgulamıştı.

Bir de Helen Thomas’ın İsrailli Yahudilerin “Filistin’den defolup çıkması” Almanya ve Polonya’ya evlerine dönmesi yorumları sonrasında kovulmasını Amerika’da basın özgürlüğü olmadığının kanıtı olarak işin içine kattı – oysaki aslında olan toplumsal dışlanmaydı, bu yüzden kimse Türkiye’yi eleştirmemeliydi.

Apaçık sakıncalı tutumu savunmak için oyunun kuralları hep aynı – hakikatlerin hakikat olduğunu inkar et, başkasını suçla, yanlış bilgiler veya komik olacak kadar bağlamdan kopuk olaylardan örnek ver.

Türkiye’nin azımsanmayacak bir kesiminin doğru bulmadığı Gezi protestoları veya hükümet ekonomik iyileştirme sağladı ve Gülenciler tarafından sorgulanan yolsuzluk skandalı gibi olaylarda bu taktiklere başvurmak bir şey, yüzlerce kişinin öldüğü madencilik felaketinde bunu yapmak başka bir şey – bu sefer işin öteki tarafı yok.

Madenciler hükümet düşmanları değildi, sorgulamaları başlatan şüpheli gruplar da değildi. Üç günlük milli yas ilan edilmesiyle eş zamanlı Erdoğan ülkeye bunun üstesinden gelmelerini ve ağlamayı kesmelerini söyledi çünkü sanayi devrimi zamanında dünyanın öteki yarısındaki ülkelerde de bir sürü madenciler ölmüştü.

Bana kalırsa denenmiş ve doğru AKP taktikleri bu sefer o kadar da etkili olmayacak.

Business Insider’da Michael Koplow imzasıyla çıkan yazı tercüme edilmiştir. Yazının orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.