İklim ve EnerjiUncategorized

Desmond Tutu fosil yakıt endüstrisi için anti-apartheid tarzı boykot çağrısı yaptı

0

Damian Carrington imzasıyla theguardian.com’da yayınlanan yazıyı Yeşil Gazete gönüllü çevirmenlerinden Bilgi Gülgeç‘in çevirisiyle sunuyoruz.

* * *

Nobel Barış ödülü sahibi Tutu, fosil yakıt stoklarını boşaltmaları için sanayi ile bağların koparılması ve yatırımcılara örgütlenme çağrısında bulundu. Başpiskopos Desmond Tutu BM karbon emisyonunun nasıl azaltılacağına dair dönüm noktası sayılan raporunun yayınlanmasından birkaç gün önce küresel ısınmayı tetiklediği için fosil yakıt sanayiine karşı anti-apatheid tarzı boykot ve yatırım yapmama çağrısı yaptı.

İngiliz Guardian gazetesine yazdığı makalede Tutu: “Açgözlülüğün hakim olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Sermayenin çıkarlarının, insanların ve dünyamızın çıkarlarına baskın gelmesine izin veriyoruz. Şu açık ki, şirketler kolay vazgeçmeyecek; çok daha fazla para kazanmak için direnecekler” ifadesini kullandı.

Güney Afrika’nın anti-apartheid mücadelesinin en saygıdeğer isimlerinden biri olan ve rejimi sonlandıran ekonomik ve ahlaki kampanyanın da kilit destekleyicisi Tutu: “Vicdan sahibi insanların iklim değişikliğinin adaletsizliğini finanse eden şirketlerle bağlarını koparmaları lazım. Örneğin, biz fosil yakıt enerji şirketlerinin sponsor olduğu etkinlikleri, spor takımlarını ve medya programlarını boykot edebiliriz,” dedi.

Nobel Barış Ödülü sahibi Tutu, yatırımcıların fosil yakıt stoklarını boşaltmalarını da istedi: “Geleceğimizi baltalayan şirketlere yatırım yapmanın bir anlamı yok. Zaten bazı üniversiteler ve emeklilik fonları inançları ile uyumlu yatırımlar istediklerini açıkladı,” şeklinde ifade etti.

Başpiskoposun müdahelesi tam da Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) pazar günü açıklayacağı raporun öncesinde; fosil yakıt stoklarında meydana gelecek kaza sebebiyle oluşacak trilyon dolarlık zarardan kaçınmak isteyen finans kurumları ile petrol, gaz ve kömür şirketlerine karşı mücadele veren küresel ısınma karşıtlarını hızla büyüyen küresel bir kampanya etrafında bir araya getiren şu ana kadarki en güçlü ses oldu.

Taslak hali kamuoyuna sızan IPCC’nin raporunda ısınmanın tehlikeli boyuta gelmesini engellemek için fosil yakıtlara yapılan yatırımların yılda on milyarlarca dolar azaltılması zorunluluğu belirtiliyor.

Taslak, karbondioksit emisyonunun ve diğer sera gazlarının geçmiş otuz yılla karşılaştırıldığında son on yılda yaklaşık iki kat daha hızlı arttığını söylüyor. Emisyon, 1970-2010 arasında %1,3 artarken 2000-2010 arası bu rakam yıllık ortalama %2,2 olmuş. 2010-2011’de fosil yakıtların yanması sonucu gerçekleşen küresel çapta salım %3 artmış.

Tutu, yatırım yapmama kampanyasının on sekiz ay önce Amerika’da başlamasının iyi haber olduğunu söyledi. Ve Oxford Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre; tütün ve silah üreticilerine karşı yürütülen kampanyalardan daha hızlı büyüdü.

Araştırmaya göre: Geçmişteki yatırım yapmama kampanyaları hedefindekileri damgalayarak  – Tutu’ya göre “Ahlaki baskı” oluşturarak ve finansal baskı uygulayarak – başarıya ulaştı.

İngiltere’de kampanyaya katılan kişiler İngiliz üniversitelerinin sahip olduğu 5 milyar poundluk fosil yakıt stoklarını gözüne kestirdi ve geçen ay ülkedeki en üst düzey doktorlar yatırımların geri çekilmesi çağrısında bulundu.

İngiliz tıp dergisinin baş editörü Fiona Godlee ve İngiliz tıp derneğinin başkanı Sabaratnam Arulkumuran’ın yazdığına göre; “Belki de harekete geçmek için en büyük sorumluluk, kendini halk sağlığına adayanlara düşüyor. İlk olarak bizim tamamıyla kendi kurumlarımızı – ilaç ve sağlık gereçleri üreten şirketle, temel sağlık hizmeti sunanlar, hastaneler, üniversiteler – fosil yakıt sanayisine yatırım yapmaktan vazgeçmeye ve mümkün olan en kısa zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaya zorlamalıyız.”

350.org kampanya grubu Avrupa yatırım yapmama koordinatörü Tim Ratcliffe: “Tütün endüstrisine yapılan yatırımlara doktorların seslerini yükseltmeleri bir dönüm noktası olmuştu. Bu, yatırımcıların yüksek karbon oranlarına sebebiyet veren aktiflerden paralarını çekmeleri için bir uyarı alarmı yerine geçmeli,” dedi.

Fosil yakıt şirketleri yatırımcılardan yükselen baskıyla da karşılaşıyorlar ki; büyük emeklilik fonları çoktan yatırım yapmayı da bıraktı. Dünyanın en büyük petrol ve gaz gelirleri üzerine inşa edilen varlık fonu resmi olarak fosil yakıt stoklarını boşaltmayı düşünüyor.

850 milyar dolarlık fona hükmeden Norveç Maliye Bakanlığı, “Bir uzman grubu iklim sorunlarının üzerine gitmek ve gelecekteki değişimin teşviği için kömür ve petrol şirketlerini dışarıda bırakmanın mülkiyet hakkından doğan nüfuzu kullanmaktan daha etkili bir strateji olup olmadığını değerlendirecek,” açıklamasında bulundu.

Müşterek olarak 3 trilyon dolara hükmeden Ceres İttifakı’nın da dahil olduğu diğer yatırımcılar, fosil yakıt şirketlerinin yatırımlarını temiz enerjiye yönelterek ya da hissedarlarına paralarını geri vererek “Karbon Köpüğü” riskiyle yüzleşmelerini talep etti.

Köpük riski varolmaya devam ediyor çünkü dünyanın iklim değişikliğini dünya devletlerinin hedeflediği 2c seviyesine sınırlama şansına sahip olması için, fosil yakıt şirketlerinin kağıt üstünde rezervlerinin sadece üçte biri yakılabiliyor. Karbon emisyonunu azaltmak için küresel eylem devreye girerse rezervlerin bir değeri kalmaz; ya da işlevini yitirmiş varlıklar haline dönerler.

Fosil yakıt şirketleri kar oranlarındaki düşüşlere rağmen stoklarına yeni petrol, gaz ve kömür eklemek için araştırmalara hala büyük miktarlarda para – 2013’te yaklaşık 650 milyar dolar – harcamaya devam ediyor.

Büyük finansal oyuncular arasında yer alan Citibank, HSBC, Deutsche Bank, Goldman Sachs ve hatta Standard and Poor’s ve Moodys gibi kredi derecelendirme kurumları da karbon köpüğü riskine karşı yatırımcıları çoktandır uyarıyor.

Guardian gazetesinin ulaştığı IPCC taslağı şöyle diyor: İklim değişimini 2c seviyesinde sınırlandırma şansına sahip olmak için karbon emisyonu yeterli miktarda kesilecekse eğer; fosil yakıt çıkartmak ve elektrik santralleri için artan yatırım trendinin 2030’a kadar her yıl 30 milyar dolar azalması gerekiyor.

Ulaşımda, binalarda ve sanayideenerji verimliliği yılda yüz milyarlarca dolar artmak zorunda kalırken; aynı zamanda yenilenebilir enerji ve nükleer gibi düşük karbon salımı olan elektrik kaynaklarına yatırım yılda 147 milyar dolar artmak zorunda kalacak.

IPCC raporu karbon emisyonunun kesilmesi fosil atık varlıklarının; özellikle de kömürün değerini düşürebileceği konusunda uyarıyor. Hepsinin içinde en kirlisi olan kömürü çıkartan şirketlerin stokları 2012’den beri inanılmaz biçimde zaten düşmekte.

En büyük kömür ithalatçısı Çin, dehşete düşüren hava kirliliği karşısında kömür kullanımını dizginlemek için harekete geçiyor. Yeni araştırmalar kömürle çalışan her beş elektrik santralinden iki tanesinin önümüzdeki kırk yılda işlevsiz varlıklar olabileceğine hükmediyor.

2011’den 2013’e Amerika’daki kömür stokları %60 düşerken; 2007’den bu yana değeri dört milyar doları bulan beş kömür çıkartma şirketi iflas başvurusunda bulundu. Amerika’da doğalgaza olan talep kömürün ekonomik olmayan duruma gelemsinde önemli bir faktör.

Geçen ay dünyanın en büyük petrol şirketi ExxonMobil, emisyonların sınırlandığı bir dünyaya kendini nasıl adapte edeceğine dair bir rapor yayınlamaya mecbur bırakıldı. Ama bu raporu talep eden hissedarlar yeni şeffaflık hareketini hoş karşılamalarına rağmen, ExxonMobil uluslararası limit olarak belirlenen 2c seviyesini dünya devletlerinin yakalamasının çok zor olduğu görüşüyle raporu tamamladı.

Bu açıklamayı yapmak zorunda kalmalarına sebep olan Arjuna Capital’deki Müdür Natasha Lamb: “Yatırımcılar şimdi ExxonMobil’in düşük karbon salımı konusunda bir planının olmadığını biliyor ve bu da hissedarların sermayesinin risk altında olduğunu gösteriyor. Biz, şirketlerin doğrudan bu işin içine girmelerini istiyoruz ki büyük bir bela başımıza gelmesin. Aynı teknolojik köpük, finansal hizmetler köpüğü ve gayrimenkul köpüğü gibi örneklerde olduğu gibi. Fakat büyük petrol şirketleri sermayeyi düşük karbon salımı sağlayan enerji alternatiflerine yöneltmezse yatırımcılar (şirketlerini ellerinden çıkartarak) bu işi yapar.

BP, Shell ve Total karbon köpüğü riskini açık açık tartışmakta ama Chevron bunu yapmayı reddetti.

Karbon köpüğünün finansal analizine öncülük eden Carbon Tracker’ın müdürü James Leaton, “Petrol şirketlerinin hangi karbon yol haritasına bahse girdiklerini göstermeleri için hodri meydan diyoruz. Top şimdi harekete geçmek için yatırımcılarda,” şeklinde konuştu.

Carbon Tracker araştırması emisyonlarını yakarak fosil yakıtların neden olduğu salımı temizleyecek olan karbon yakalama ve depolamanın, toplam dünya rezervlerinin sadece %4’üyle uğraşabileceğini söylüyor.

Leaton, “Hızlı bir şekilde bir araya gelme sözkonusu. İster Avustralya’daki ister Norveç’teki yatırımcılar olsun; insanlar kömüre ve kömüre harcanan masrafın miktarına daha az olumlu bakıyor. Hiçbir şey yapmamanın ve her şeyin hallolacağına dair umut beslemenin bir seçenek olmadığı bilincinin olduğunu görmek bizi mutlu ediyor,” dedi.

Yeşil Gazete için çeviren: Bilgi Gülgeç 

(Yeşil Gazete, The Guardian.com)

You may also like

Comments

Comments are closed.