Köşe Yazıları

“Kadınların ne istediğini iyi biliyoruz”: Hayır, hiç bilmiyorsunuz!

0

Ben bu yazıyı yazmaya başladığımda Özge (Gündoğan) hayattaydı. Son düzeltmeleri yaptığım anda ise hayatını kaybetmişti. Gerekirse tecavüz bebeğine bakacağını söyleyen “devlet” Özge’yi de koruyamamıştı.  

E- posta kutumda bir posta, 8 Mart münasebeti ile, ne istediğinizi iyi biliyoruz spotuyla. İçini açınca artık şaşırmadığımız klasik tablo: Kozmetikte şu kadar, giyimde bu kadar, küçük ev aletlerinde bilmem ne kadar indirim.

Hayır efendim ne istediğimizi hiç bilmiyorsunuz.

Ekran Alıntısı

Her şeyi bedel, reklam ve indirim algısına indiren canım tüketim düzeninin bugünü de promosyon çılgınlığı olarak lanse etmesine aşinayız tabii. Bu aralar televizyonla aram pek yok ama önceki senelerde tam da bugünlerde- diğer tavana çıktığı gün ise; evet bildiniz anneler günü-bilhassa küçük ev aletleri- neden kadının yeri evidir, mutfağıdır- “göz dolduran” reklamları ile arzı endam ederdi.

İstediğimiz parfüm şişeleri, allı pullu kıyafetler, minik sevimli rondolar değil; belki onları da isteriz zaman zaman ama mesele bu değil.

görsel2

Fotoğraf: Cansu Coşkun

Önce yaşamak istiyoruz mesela. Sokakta istediğimiz kıyafetle yürüyebilmek, dövülmemek, ölmemek istiyoruz. Okuyabilmek istiyoruz. Nasıl korunacağımıza kaç çocuk doğuracağımıza karışılmasın istiyoruz. Bir sürü bıyıklı adamlar toplanıp “kadınlar çiçektir” ten ötesine gidemeyen  argümanlarla haklarımızı konuşmasınlar istiyoruz, bir cinsiyet ifade biçimi olarak “kadın” bu kadar korkulup “bayan” denmesin istiyoruz, o eril dilinizden arının istiyoruz. Daha küçücük yaşlarda içimize yerleştirdiğiniz o toplumsal cinsiyetçiliğiniz bitsin istiyoruz. Elimizin hamuru, eteğimizin boyu aklımızı yeteneklerimizi değerlendirme ölçütü olmasın istiyoruz. Sosyal sorumluluk kampanyaları yüzü gözü mor ünlü kadınlar, topuklu ayakkabı giyip ruj sürmüş ünlü erkeklerden bir adım ötesine gitsin istiyoruz artık.

Şiddetinizin çetelesini tutmak istemiyoruzgörsel1

Bianet’in, kadına şiddet haberlerini üçüncü sayfa haberi veya bir isim soy isim kısaltmasından kurtarıp 2007 yılından beri tuttuğu Erkek Şiddeti Çetelesi’ni dudaklarımız uçuklayarak okuyoruz. Sadece basına yansıyan haberler üzerinden biliyoruz ki 2013 yılında 214 kadın öldük, 167’imiz tecavüze 161’imiz tacize uğradık. Son 4 yılda ise 853 kere öldük, 685 kere tecavüze 846 kere tacize uğradık. Bu şiddetin görünür hali ve bilebildiklerimiz peki ya göremeyip bilemediklerimiz?

Nerede gördüğümü hatırlayamadığım ve ne yazık ki görselini bulamadığım o küçük yazıda dediği gibi; Kadınlar günü annelik, bacılık, kardeşlik, alışveriş, indirim ve promosyon değil. Bütün bunların hepsine karşı olmak demek benim için.

Her haksızlığın acısı içimizde “saçlarımızı savurup hakkımızı savunacağımız” nice günlere.

You may also like

Comments

Comments are closed.