Yazarlar

Uranyum madeni ve çevre sorunları – Hayrettin Kılıç

0

Manisa ili Köprübaşı bölgesinde terk edilen uranyum maden arama ve  geliştirme sahalarında ortaya cıkan radyoaktif kirlenmeyi degerlendiren ‘TAEK’ maalesef  halkımıza yanıltıcı bilgiler vermektedir. İlk yapılan basın açıklamasında milyonlarca yıllardır yer altında yuzlerce metre derinlikteki uranyum maden yataklarından kaynaklanan radyasyon sızmalarıyla, yeryüzeyine çıkarılmıs uranyum madeninden kaynaklanan radyo-kimyasal kontaminasyonu aynı kategoriye koymuşlardır. İkinci yaptıklariıbasin acıklamasında dunyada bilinen birkaç bölgedeki doğal afetler neticesinde dunya averaji alan 2.4 mili-svertlik ustunde olan bir kaç çok özel bolgeyi Manisa Köprubaşi’ndaki kirlenmeyle aynı kefeye koymaya çalışmışlardır.

Manisa’daki kirlilik diğer ülkelerdeki doğal felaketlerle karşılaştırılamaz*

TAEK kurumunun, UNCEAR raporundan kesip yapiştirdigi, bu listede örnek gosterdigi, raporun 91. Sayfasındaki bölgeler[1], örnegin Brezilya, İtalya gibi volkanik patlamalardan ya da Iran, Ramsar bölgesindeki termal kaynakların/hareketin oldugu bolgelerde dunya yuzeyine cikan/serpilen uranyum ve radyum elementleri ve radon gazından kaynaklanmaktadir ve Manisa’daki maden çıkarılması sırasında yüzeye dağılan uranyum ve diğer izotoplarin meydan getirdigi radyo-kimyasal kirlilik ile karşılaştırılamaz.

Dünyadaki doğal uranyum yataklarının olduğu ülkelerle ilgili en son bilgi ve ölcümlerinin oldugu bu UNCSEAR belgesinde ne yazık ki Turkiye hakkında hiçbir bilgi yoktur. TAEK kurumunun Manisa’daki insan yapısı radyo-kimyasal kirlilik ile doğal felaketlerin sonucu dünyanın birkaç bölgesinde yeryüzüne çıkan uranyum elementinin meydadan getirdigi kirliliği TAEK’in kasıtlı olarak ikinci basın açiklamasında kesip yapıstırmadığı yukarıdaki bigiler ışığında  perspektife koyarsak: Bu raporda yer altındaki doğal uranyum kaynaklarından ve doğal felaketler sonucu yeryüzüne çikan doğal uranyum izotoplarının ve bu izotopların milyonlarca yıl süresince doğurduğu yavru izotoplardan Dünyamıza yayılan ortalama efektif  radyasyon dozu  2.4 mili-zivert olarak verilmis. Dünyadaki değişik coğrafi bölgeler göz önüne alındığında, dünyada yaşayanların yüzde 65 aldığı doz 1-2 mili-zivert,  diğer yüzde 25 alddığı doz 1 miliziverten az ve sadece TAEK’in belirttiği bölgelerde, yani dünya nüfusunun yüzde 10’ nun aldigi doz 3 milizvertin üstünde.

Radyo izotoplarının bozunma ömrü

Uranyumun bugüne kadar bilinen altı izotopu vardır. Bunlardan yalnızca üçü doğal olarak dunyamızda bulunur. Bunlar da U-234, U-235 ve U-238’dir. Bu izotopların tümü radyoaktiftir. Genelde uranyum madenlerinden çıkarılan uranyum cevherinin yüzde 99,284’ü bozunma ömrü (rayoaktif yarılanma ömrü) 4,46 milyar yıl olan U-238’dir. U-235 izotopunun yarılanma ömrü 704 milyon yıldır ve cevherin yüzde 0,71’ini teşkil eder. Cevherin yüzde 0,00055’ini oluşturan U-234 izotopunun yarılanma ömrü ise 245 bin yıldır.

Uranyum madeni işleten başlıca ülkeler

 Uranyum Enstitüsü’nün 2000 yılı verilerine göre, bugün dünyada binin üzerinde uranyum maden yatağı bulunuyor. Maden işletenlerin başında yüzde 33’le Kanada geliyor. Onu yüzde 15’le Avustralya izliyor. Nijer, Namibya ve Güney Afrika gibi ülkeler ise toplam yüzde 20’yle üçüncü sırada bulunuyor. Eski Sovyetler Birliği’nin nükleer yakıt gereksinimi ise eski Çekoslavakya, Estonya, Kazakistan, Kırgızistan, Doğu Almanya gibi ülkelerden karşılanıyordu. Avrupa’da uranyum yakıtını en çok kullanan ülkeler olan Fransa ve İngiltere’nin yakıt ihtiyacı ise Afrika’daki Nijer, Namibya, Gabon gibi ülkelerden karşılanıyor.

Köprübaşı’nda da uygulanmış olan “In-stiu” madenciliği nedir?

Bugüne kadar en çok uygulanan uranyum madeninin çıkarılma yöntemleri de şunlardır: Açık ve yüzey madenciliği ile Turkiye’de son yıllarda MTA ve Etibank tarafından Manisa Köprübaşı bölgesinde açilan ve işletilen “in-stiu leach” madenciliği. Yani 50-200 metre derinlikteki maden yatağına yuksek basincta su veya gaz pompalayarak uranyum madeninin yuzeye çıkarılmasi ve insan yapısı göletlerde önce, hidroklorik asit ve hidrojenperoksit gibi sıvıları karistirarak/pompalayarak, maden icindeki organik ve inorganik yani bakır, çinko, fosfat gibi diğer metallerin  çıkarılmasından geriye kalan atıklar içindeki uranyumun sülfirikasitle çökertilmesi  (indirgenmesi), sonucunda Uranyum madeninin elde edilmesi. Bu göletlerde yapılan çökertme işlemlerinde atmosfere toksik gazlar yayılır, ayrıca bu göletlerde bir sızma olduğunda radyo-toksik maddeler toprağa ve yer altı sularına karışır.

[1] 55. Areas of high natural background are listed in Table 11. There are various causes of these elevated exposure levels. Some result from monazite sand deposits, which have high levels of thorium, including Guarapari in Brazil, Yangiang in China, the states of Kerala andMadras in India, and the Nile delta in Egypt. Some have volcanic soils such as Mineas Gerais in Brazil, Niue Island in the Pacific, and parts of Italy. The central massive in France has granitic and schistic rocks and sands, and an area in the southwest of that country is one of many associated with uranium minerals in soil. The areas of Ramsar and Mahallat in Iran and are caused by 226Ra deposited from waters flowing from hot springs.

 

More in Yazarlar

You may also like

Comments

Comments are closed.