Kültür-SanatManşet

[Özel Haber] Jin üzerine bir söyleşi, Mustafa Avkıran ile kahkaha, Reha Erdem Cumartesi geliyor

0

20. Adana Altın Koza Film Festivali’ni Yeşil Gazete olarak -şimdilik- iki koldan takip ediyoruz. Muhittin ile ben genelde aynı filmleri izleyerek pişti olsakta size sinema sezonunun ilk festivalini en sıcak hali ile sunma gayreti içerisindeyiz.

Altın Koza’da 2. gün’ü Muhittin kendi penceresinden zaten aktarmış, şimdi ben kendi izlenimlerimi aktarmaya çalışayım.

Önce özetler;

1) Reha Erdem, Jin’in ilk gösteriminde Toronto Film Festivali’nden dönmesinde sorun çıkması nedeni ile aramızda olamadı ama sinema yazarı Esin Küçüktepepınar aracılığı ile yüreklere su serpti, “Cumartesi gösteriminde Adana’dayım”

2) “Hadi Baba Gene Yap”ın gösterimi sonrası Mustafa abi (Avkıran) ile keyifli ayaküstü bir söyleşi

3) Açık Radyo’nun kültür sanat deryası programı Açık Dergi’nin can damarı İlksen’e (Mavituna)Altın Koza’da rastladım.

4) Jin ile Hadi Baba Gene Yap arasında sigara molası verenlerin (ben sigara kullanmıyorum şükür) arasında dolanırken Adanalı iki sinemasever Kudret Yılmaz (60) ve Hatice Akçınar (56) ile Reha Erdem’in filminden hareketler, kadına karşı şiddeti, toplumsal cinsiyeti, savaşın açtığı yaraları, feminizmi, hayvanlar ve kadınların savaşın karşısındaki çıkışsızlığını konuştuk.

Gelelim ayrıntılara:

1 “Jin” ve Reha Erdem

Festivalin merakla beklenen filmi Jin’de salon beklendiği gibi tamamen doldu. Jin’i kaçırmak istemeyen sinemaseverler merdivenleri bile tamamı ile doldurdular.

http://www.youtube.com/watch?v=6xcEhSnS9B4

Festival broşüründe filmin yönetmeni Reha Erdem’i’n de gösterimde hazır bulunacağı belirtildiğinden olsa gerek Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zihni Aldırmaz da Cine Maximum’da yerini almıştı. Ne var ki filmden önce haberi sinema yazarı Esin Küçüktepepınar verdi. Erdem’in Adanalı sinemaseverlere hitaben yazdığı notu salona okuyan Küçüktepepınar, Toronto’ya son filmi, “Şarkı Söyleyen Kadınlar” ile katılan Reha Erdem’in Kanada’dan planladığı vakitte dönemediği için şu an aramızda olamadığını ama Cumartesi Adanalılar ile buluşmaya söz verdiğini açıkladı.

Jin hakkında uzun uzadıya bir yazıyı ise Haftasonu/Kitap ekimizde okuyabilirsiniz. Bu arada yarışma filmleri arasında bulunan Jin’e verdiğimiz notu da sizlerle paylaşalım. 10 Tam Puan.

2) “Hadi Baba Gene Yap” ve Mustafa Avkıran


Emre Yalgın’ın ilk filmi “Yol Ayrımı: Hadi Baba Gene Yap” bize senaryo konusunda sorunlu gelse de ilk film için oldukça iyi kotarılmış izlenimi veriyor. Herşey finalde belli olacak duygusunun film boyunca ağırlıklı olarak hissettirilmesi filmden bazı şeyler götürmüş kanaatindeyiz.

Kırtasiye’de yeğenine oyuncak almak isteyen karakterin kendisine tabanca sunulur sunulmaz kırtasiyeyi terkettiği sahne bizce filmin can alıcı noktası. Ancak film sonrası söyleşide dile getirilen vicdani ret hakkı meselesinin bu filmde doğrudan yer almadığı düşüncemizi burada da yinelemiş olalım. Salonda buna dair sorumuzu, “Vicdani Reddin pek çok alanı vardır” şeklinde yanıtlayan Emre Yalgın’a hak vermekle birlikte bizim vicdani ret hakkından anladığımız askerlikten kaçmadan açık açık, “Ben vicdanimi ret hakkımı kullanarak askerlik yapmak istemiyorum” demektir. Filmde ise -izleyenler bize hak verecektir- buna dair bir hikaye yok.

Filmin dış seslerinin Altın Koza’daki gösterim sırasında teknik ve sinema salonundan kaynaklanan bir aksaklıktan dolayı kaybolması ise film ekibinin haklı olarak tepkisini çekti ve söyleşi sırasında bunu vurguladılar. Hadi Baba Gene Yap’a Altın Koza Uzun Metrajlı Film yarışması için bizim verdiğimiz not ise 4.

Hadi baba Gene Yap ekibi Ceylan Erözçelik ile birlikte sahneye çıktı. Soldan sağa Mustafa Avkıran, Derya Durmaz, Emre ve Zeynep Yalgın

Film sonrası söyleşide ekibe yönelttiğimiz dört soruya (Senaryo sorunlu idi, Filmin iki ismi perdeye yansıdı ama siz sadece bir adını öne çıkarıyorsunuz neden, Fahişe sahnesinin filmin hikayesi içindeki yerini anlayamadık ve Vicdani Ret ile ilgili bir film olduğunu şahsen düşünmüyoruz) cevap verilirken söz alan Mustafa Avkıran’ın esprili ama sitemkar cevabından sonra anlatılmaz izlenir oyunu “Ashura” vasıtası ile tanış olduğumuz sanatçı ile salondan ayrılmadan kısa bir söyleşi yaptık.

Bu fotoğraf çekilirken Mustafa abiye, “Abi bu fotoğrafın altına, “Mustafa abiye bir soru sordum o da bana kızdı” diye yazacağım gazeteye” dedi. Mustafa abi, “Yahu şimdi de beni “Kızan adam mı yapacaksın?” diyerek kahkaha atarken basılmış deklanşöre”

3) Açık Radyo Açık Dergi’den İlksen Mavituna da Altın Koza’da

Jin’in gösteriminden çıkarken rastladım İlksen’e (Mavituna). Açık Dergi’deki herkes gibi o da bizim can arkadaşlarımızdan biridir.

Yıllık iznini Altın Koza’yab ayırdığını söyledi, Jin ve Hadi Baba Gene Yap arasında sigara içmek isteyince Cine Maximum’un da içinde yer aldığı Real AVM’nin dışına doğru yürümeye başladık.

İlksen’e, “Dur abi bi fotoğraf çekinelim” diyerek genç bir kadından fotoğrafımızı çekmesini rica ettim, fotoğraflar çektikten sonra arkadaşlarına gülümseyerek bana şu soruyu sordu hanımefendi

“İyi de yanınızdaki bu bey kim?”

Anlamadığımı görünce sorusunu açıkladı

“Yani ünlü birisi mi?”

Ben de onun gülümsemesine katılarak yanıtladım

“Aslında ünlüdür ama siz henüz tanımıyorsunuz”

4) Jin üzerine bir söyleşi

İlksen’e Real AVM’nin dışına çıktık, film hakkında sohbet ederken bir hanımefendi sohbete katıldı derken bir diğeri ona eşlik etti. Fırsat bu fırsat diye biz de kağıdı kalemi çıkardık ve Kudret Yılmaz (60) ve Hatice Akçınar (56) ile Jin’den hareket ederek bir sohbet gerçekleştirdik.

Soldan sağa Hatice Akçınar, biz ve Kudret Yılmaz

Savaş’ın hem doğayı hem doğadaki hayvanları hem de kadınları çıkışsız bir duruma sürüklediğini aktaran emekli öğretmen Kudret Yılmaz, bizim erkekler mi diye soruyu açmak istememiz üzerine, “Hayır, öyle demeyelim” dedi, “Savaş diyelim”

Kendisinin zamanında kadın örgütlerinde çalışmalar yaptığını aktaran Yılmaz Jin’in şu sözlerle tarif ediyor, “Bir kadının savaş karşısındaki çaresizliği”

Halkla İlişkilerci Hatice Akçınar ise filmdeki erkek karakterlerin kadına karşı farklı düzlemlerde farklı davranışlar sergilediğini belirterek erkeklerin ön planda olduğunu belirtti. Nerdeyse tüm toplumsal sistemin hatta tüm dinlerin kadınları aşağıladığını sözlerine ekleyen Akçınar, “Gitmeyen herşey bitirilir” diyerek kadınların mutlu olmadıkları ilişkileri sonlandırmaların gerektiğini vurguladı.

Ve son olarak Altın Koza Tüyoları


. biletler beleş
. film başladı salona almiyoruz snoblugu burada yok
. bilet sınırı da yok, ben olmazlandim, “ama bilet kalmaz, fazla alan gelmez, salon boş kalır, sinema sever filmi kacirabilir” dedim, hak verdiler
. şu fotoyu cekerken, bankodaki kızlar “önü açabilir miyiz, foto çekiliyor” bile dediler
. festival kitapçığı halen matbaada imiş, zaten festivalin tam programı da birkaç gün kala netleşti, Adana’ya bu durum yakışmıyor

Haber: Alper Tolga Akkuş

(Yeşil Gazete)

You may also like

Comments

Comments are closed.