İklim Krizi

Dünyamızı cehennemleştirmek – Bahadır Aral

0
ABD'nin Colarado eyaletindeki hortum 24 can aldı. Dünyada hortum, kasırga, kuraklık, seller gibi afetlerin sıklıkla görünme nedeni iklim değişikliği. İklim değişikliği dendiğinde insan eli ile dünyanın cehenneme çevrilmesini de anlayabiliriz

ABD'nin Colarado eyaletindeki hortum 24 can aldı. Dünyada hortum, kasırga, kuraklık, seller gibi afetlerin sıklıkla görünme nedeni iklim değişikliği. İklim değişikliği dendiğinde insan eli ile dünyanın cehenneme çevrilmesini de anlayabiliriz

İnsanoğlu, Dünya’nın bütün doğal kaynaklarını istediği kadar tüketip atıklarını da umursamadan bırakıyor. Tüketiminin ve atıklarının büyük etki yaratmayacağına, bugünkü yaşam tarzlarını değiştirmeden uzun yıllar daha gidebileceğine ve doğanın kendi dengesini bulacağına inanıyor. Fakat, bu inanç gerçek değil. Tüketimimiz ve atıklarımız o kadar büyük ki sonucunda doğada önemli tepkiler ve değişimler gerçekleşiyor. Bilim bu tepkileri ve değişimleri rahatlıkla görüyor ve tanımlamaya çalışıyor. Birçok tanım ve sorun var. Günümüzde fosil yakıtların yakılması ve başta CO2 olmak üzere sera gazlarının atmosfere atık olarak bırakılması sonucu gerçekleşmekte olan iklim değişikliği veya küresel ısınma en önemli çevre sorunu olarak kabul ediliyor. Problemi bilen azınlık, bunu insanlığın karşılaştığı en büyük sorun olarak görüyorlar. Aksine, insanların büyük çoğunluğu yaptıklarının ne olduğunun, ne gibi sonuçlar doğurduğunun, sorunun büyüklüğünün ve ciddiyetinin farkında değiller.  Bu yüzden uzun yıllardır çözüm için haykırılmasına rağmen çözüm üretilmiyor ve sorun her geçen yıl daha da büyüyor. İnsanların farkında olmamasının bir sebebinin de kullanılan bilimsel kavramlar olduğunu ve farkındalığın arttırılabilmesi için ilk önce, iklim değişikliği ve küresel ısınma yerine daha anlamlı ve anlaşılır kavramlar kullanılması gerektiğini düşünüyorum.

İklim denince insanın aklına günlük hava sıcaklığı, yağış olması gibi meteorolojik olaylar geliyor. Çoğu insan iklimin ne kadar geniş kapsamlı olduğunu ve hayatı ne kadar çok etkilediğini bilmiyor. Değişiklik denince ise ilk önce iyi ve güzel kavramları akla geliyor; çünkü günlük hayatta değişim, genellikle olumlu anlamda kullanılıyor.  Kime sorsanız hayatında bir şeyler değiştirmek istiyor ve olacak değişimin hayatını iyileştireceğine inanıyor; işini, saçını, evini değiştirmek gibi. Bu bakış açısı iklim değişikliğinin güzel sonuçlar doğurabileceğini akla getiriyor. Aslında iklim değişikliğinin, insanoğlunun kontrolünde olmayan, büyük bilinmezlik içeren;  ekonomiden, sosyal hayata kadar her şeyi yeni şartlara adapte olmaya zorlayacak ve sonunda adapte olamayanları yok edecek kaotik bir istikrarsızlık olduğu fark edilmiyor.

Küresel ısınma daha etkili bir kavram olarak düşünülse de yine de yetersiz kalıyor. Küre, akla okul hayatında pek sevilmeyen geometri ve şekillerini getiriyor; kare, üçgen, doğru gibi. Gündelik hayatta küresel, genelde ekonomik bir kavram olarak kullanılıyor. Küreselden kastedilenin, üzerinde yaşayabildiğimiz tek gezegen olan Dünya’nın tamamını kapsadığı pek anlaşılmıyor. Isınma da gündelik dilde olumlu anlamda kullanılan ve o can sıkıcı soğukluğu gideren güzel eylemdir; evin, yemeğin, suyun, içinin ısınması gibi. İnsanların çoğu da yazı kışa, sıcağı soğuğa tercih eder. Küresel ısınma o yüzden daha az üşümek, daha uzun yazlar, baharda denize girebilmek gibi hoş bir gelişmeler olarak algılanabiliyor. Aslında bilimsel olarak kastedilen; ısınmanın kavurucu sıcak dalgaları, kuraklık, orman yangınları, buzulların erimesi, deniz seviyesinin artması, şehirlerin ve verimli arazilerin su altında kalması, doğal felaketlerin sıklığının ve şiddetinin artışı olduğu hiç anlaşılmıyor.

İklim değişikliği ve küresel ısınma kavramlarının yanlış anlaşılmalarının yanında, hayati birçok unsuru da anlatmıyor. İnsanoğlunun tüketimi ve atıkları sonucu okyanuslar asitleşiyor. Toprak, su ve hava zehirleniyor. Canlı türleri görülmemiş bir hızda tükeniyor. Kısaca, yaşam hızla yok oluyor.  Akla gelmeyen diğer bir unsur da tepkinin zaman boyutunun uzunluğudur. 4 milyarlık geçmişi olan yaşamın verdiği tepkiler, binlerce hatta milyonlarca yıl boyunca devam eder. Ömrü en fazla yüz yıl olan ve uzun vadesi on yılları geçmeyen günümüz insanın doğanın uzun vadesi olan yüz bin veya milyon yılı anlaması mümkün değildir. Ayrıca birçok bilimsel araştırma, doğanın karmaşık, zikzaklı değiştiğini gösterirken; insanoğlunun karmaşık davranışları anlayamadığını, çevresini hatalı olarak doğrusal ve düzenli olarak algıladığını, olmayan kalıplar yarattığını gösteriyor.

Bütün bu gerçekler çerçevesinde yeni bir tanım yaparsak ilk önce iklim veya küresel yerine doğrudan “Dünya” kullanılması çok daha anlamlı ve anlaşılırdır; çünkü yaptıklarımız bütün gezegeni etkiliyor. İkinci olarak da insanoğlunun yaptıkları sonucunda Dünya’nın nasıl bir yer olacağını düşünelim. Sıcaklık sürekli artıyor. Sıklıkla kavurucu sıcak hava dalgaları, iç kesimlerde kuraklık, yağış alan yerlerde ise yoğun yağış ve ani seller var.  Buzullar eriyor ve deniz seviyesi yükselerek en önemli şehirler ve tarım arazileri su altında kalıyor. Kalmayanlar da görülmemiş boyutta fırtına ve doğal afet tehlikesi altında.  Ormanlar yanıyor, çöller hızla genişliyor, tarım arazileri çölleşiyor, akarsular ve göller kuruyor ve okyanuslar asitleşmeden ölüyor. Tanıdık bitkiler ve hayvanlar yok olurken yerlerine ilk önce egzotik bakteriler, böcekler, mantarlar geliyor ve beraberinde yeni hastalıkları ve sorunları getiriyor. Herkese yetecek kadar su ve yiyecek kalmıyor.  Yaşadığımız yerlerin çoğu yaşanmaz halde.  Göç ve kalan kaynaklar için savaş kaçınılmaz ve bu sefer savaş gerçekten bütün dünyayı kapsıyor. En önemlisi, durum her geçen yıl kötüleşiyor.  Ne kadar ve nasıl daha kötüleşebileceğini de bilmiyoruz ama kötüleşmenin yüzlerce yıl daha süreceğinden ve etkilerinin binlerce hatta milyonlarca yıl hissedileceğinden eminiz. Bu durum insanlara sonsuzluk gibi geliyor. İnsanlığın temel değer yargıları sarsılıyor. Liderlere, toplumun önemli kişilerine, temel kurumlara ve genel öğretilere artık inanç kalmıyor; çünkü hiçbiri olacaklar konusunda uyarılarda bulunmadı ve önlem almadı. Bildik çözümler de işe yaramıyor. Neyin işe yarayacağını da bilmiyoruz. Toplumlar kargaşa, korku, güvensizlik ve umutsuzluk içinde. Gelecek kaygısı her bireyi sarmış durumda; fakat daha önemlisi çocuklar ve yeni nesiller için endişeleniliyor. Çünkü  yeni nesillere daha iyi bir dünya bırakmanın imkânı yok. Hatta yaşanabilir bir dünya kalacağı bile belirsiz.  Daha önce hiç görülmemiş ve üzerinde yaşanmamış böyle bir yeri tanımlayabilecek kelime nedir? Benim aklıma bu yeri cehennem kelimesinden daha iyi anlatabilecek bir kavram gelmiyor. O yüzden yaptığımız açıkça “Dünyamızı cehennemleştirmek”tir.

 

Bahadır Aral

Boğaziçi Üniversitesi
İklim Değişikliği Çalışma Grubu

 

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.