ManşetYeşillerden

[Özel Haber] Sönmez: “Barış süreci partimiz tarafından amasız, fakatsız bir şekilde desteklenmeli”

0

Saruhan Oluç ve Naci Sönmez

7 Nisan 2013 Pazar günü Bakırköy’de Hava İş Sendikası toplantı salonunda Yeşiller Sol Gelecek Partisi İstanbul İl Örgütü Kürt sorunu üzerine parti içi bir forum gerçekleştirdi. Hemen hemen tüm ilçe örgütlerinden 100’e yakın partilinin  katılımıyla gerçekleşen forumun ardından Yeşil Gazete olarak Yeşiller sol Gelecek Partisi İstanbul il örgütü eş sözcüsü Naci Sönmez ile toplantı üzerine bir söyleşi yaptık.

”Kürt sorununda içine girdiğimiz barış ve çözüm süreci açısından büyük kırılmalar yaşanacağını görerek, parti içinde ortak bir akıl oluşturmaya faydası olacak, bir iç forum gerçekleştirdik”

Naci Sönmez,  Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi olarak, özellikle sol içinde, Kürt sorununda içine girdiğimiz barış ve çözüm süreci açısından büyük kırılmalar yaşanacağını görerek, parti içinde ortak bir akıl oluşturmaya faydası olacak bir iç forum gerçekleştirdiklerini belirttii.

Sönmez, ”çoğulcu bir partide farklı fikirlerin olmasını ne kadar önemli buluyorsak, bu farklılıklara rağmen ve bundan korkmayarak ancak partinin sürece dair ortak tutum ve eylem birliği içinde olmasını da bir o kadar önemsemeliyiz.” görüşünü dile getirdi.

”Barış sürecinin partimiz tarafından amasız, fakatsız bir şekilde desteklenmesi”

Yeşil Gazetenin forumda öne çıkan görüşler nelerdi? Sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:

”Barış sürecinin partimiz tarafından amasız, fakatsız bir şekilde desteklenmesi, bu konuda sürece kendi rengimiz ve daha kapsamlı demokrasi perspektifimiz doğrultusunda katkı sunulması şeklindeki görüşlerinin öne çıktığını ifade edebilirim.

Barış ve çözüm sürecinin, Türkiye’nin demokratikleşmesi mücadelesine hizmet edecek bir mücadele anlayışı içinde desteklenmesi ve geliştirilmesi üzerinde genel olarak ortaklaşıldı.”

”Örgütümüzün yol haritası oluşturmasına ve bütünlüklü bir eylem planını devreye sokmasına yardımcı olacaktır”

İstanbul il örgütünün barış surecine katkısı konusunda bir eylem planı oluşturup oluşturulmadığına ilişkin sorumuza Sönmez,”Bu forum bir eylem planından daha çok, eylem planı çıkaracak olan partinin yürütme organlarına fikri bir zemin sunmuştur. Partinin nasıl bir faaliyet yürütmesi gerektiği, neye hizmet etmesi gerektiği üzerinde yapılan fikri tartışma, inanıyorum ki, örgütümüzün yol haritası oluşturmasına ve bütünlüklü bir eylem planını devreye sokmasına yardımcı olacaktır” şeklinde yanıt verdi.

”Niyetlerden ve herkesin kendi gizli ajandasından bağımsız olarak, barışa ve umuda yelken açmak ve tüm politika alanlarında barışın dilini egemen kılmak için çalışmalıyız”

Yeşil Gazete’nin, özellikle barış surecinin kesintiye uğraması halinde derin devletin yeniden uyanıp sonucu kestirilemeyecek bir sürece girebileceğimize ilişkin kaygılar konusunda ne düşünüyorsunuz? şeklindeki sorusuna ,ise Naci Sönmez, ” Sürecin kesintiye uğraması halinde daha kötü ve felaket sayılabilecek gelişmelerin olacağı kuşkusuz herkesin görebildiği ve kabul ettiği bir durumdur. Bu kaygıları gören bir yerden, sürece dair özellikle solda, barışın dilini yeniden tarif etmek, savaş dönemine has dilden uzaklaşmak ve barışı toplumsallaştıracak bir dil oluşturmak acil görevlerden başlıcasıdır” görüşünü dile getirdi.

Ardından da ”niyetlerden ve herkesin kendi gizli ajandasından bağımsız olarak, barışa ve umuda yelken açmak ve tüm politika alanlarında barışın dilini egemen kılmak için çalışmalıyız”  düşüncesinde olduğunu belirtti. Bu kaygılara karşı kendisinin ve partisinin tutumunu da açıklayan Sönmez, ”Bu tür süreçlerde, insanlar büyük değişim ve dönüşüm süreçlerinde elbette büyük kaygılar taşırlar. Bizim görevimiz oluşan kaygılara teslim olmak değil, aksine kaygı içinde olan ve süreci ihtiyatlı karşılama eğilimi içinde olan toplulukları ikna etmek, barışın diliyle onlara seslenmek ve vicdanları harekete geçirmektir” görüşünü özellikle vurguladı.

”Barış ve çözüm sürecinin bir sonraki aşamasında, anayasa yapma sürecinden sonra zaten hiç bir siyasal aktör bugünkü durumuyla anılmayacaktır”

Naci Sönmez, yine Yeşil Gazete’nin  parlamento içinde ve dışında yer alan siyasi hareketlerin konuya yaklaşımı açısından Anayasa referandumuna benzer bir surecin yaşanabileceği öngörüsü hakkında neler söylersiniz? Özellikle sol siyasetler açısından yeni bir kırılma yaşanabilir mi? sorusunu da şu şekilde yanıtladı:

”Bugün 12 Eylül referandumundan daha büyük ve sahici olan bir kırılmayla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. Aslında bu kırılmanın nedeni, konjonktür gereği karşımıza çıkan değişiklikler değildir. Esas kırılma Dünya’da sol ve sosyalist hareketin 90’lı yıllarla birlikte başlayan krizi ve politika alanında tüm sol hareketlerin bundan etkilenmiş olmalarıdır. Artık dünyayı ve Türkiye’yi anlayıp yeniden tarif edemeyenlerin  sol adına konuşmaları zihinleri tıkamaktadır. Kırılma, bu kesimlerle bunu aşmak, tıkanıklığa yenilenerek çözüm aramak isteyenler arasında bir süredir yaşanmaktadır. Burada tutuk olmaya, el titretmeye gerek olmadığını düşünüyorum.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi solda, emeğin haklarını gözeterek, doğanın yeniden kazanılmasını ekolojist bir bakış açısıyla sağlamaya çalışan, farklı kimlikleri ve inanç kesimlerini ötelemeyen bir toplumsal düzen için yol tutmuştur. Asla bu iddiasından ve hedefinden sapmadan ilerlemelidir. Değişimin kaçınılmaz sonuçlarından ürkmeden, daha özgürlükçü, çoğulcu, ekolojist, eşitlikçi, demokratik bir düzen mücadelesine zarar verecek bir kafa karışıklığına girmeden bugün yaşanacak kırılmalara hazırlıklı ve kararlı bir şekilde hazır olmalıdır.

Kaldı ki; barış ve çözüm sürecinin bir sonraki aşamasında anayasa yapma sürecinden sonra zaten hiç bir siyasal aktör bugünkü durumuyla anılmayacaktır. Hiç bir şey bugünkü saflaşmaların ve bir arada oluşların içinde şekillenmeyecektir. O yüzden yarılma herkesin ortak kaygısı ve kaçınılmaz sorunsalıdır. Biz bu sürece hazır olarak ve bu süreçten en az etkilenerek yolumuza devam edebilirsek yeterlidir diye düşünüyorum.”

(Yeşil Gazete)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.