Doğa MücadelesiManşet

[Özel Haber] Türkiye “Gezegen elden gidiyor, buna razı gelemeyiz'” dedi

0

“İklim Değişikliği Tehdidine Karşı İstanbul Manifestosu”, bugün düzenlenen bir toplantıyla açıklandı.

“Gezegen Elden Gidiyor, Buna Razı Gelemeyiz” başlıklı manifestonun imzacıları, iklim değişikliği tehdidine karşı hemen ve hızla harekete geçmenin ahlaki bir zorunluluk olduğunun altını çizdi.

TEMA Vakfı’ndan Sezen Aksu’ya, Ara Güler’den Greenpeace’e, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nden Tarkan’a, Alevi Dernekleri Federasyonu’ndan Adalet Ağaoğlu’na, Haluk Bilginer’den İnsan Hakları Derneği’ne kadar bir çok sanatçı, kurum ve yurttaşın destekçisi ve imzacısı olduğu manifesto, iklim değişikliğine karşı bugüne dek kurulan en büyük toplumsal ittifaklardan biri olarak görülüyor.

Ömer Madra’nın öncülüğünde Açık Radyo ve İstanbul Politikalar Merkezi –Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi’nin birlikte düzenlediği “İklim Değişikliği Tehdidine Karşı İstanbul Manifestosu” başlıklı sunum ve toplantıda söz alan konuşmacılar, manifestoya destek verdiklerini açıkladı.

İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman’ın moderatörlüğündeki toplantının açılış konuşmasını Ömer Madra yaptı. İklim değişikliği ile ilgili son haberlerin kötü olduğunu söyleyen Madra, şimdi hemen harekete geçmeliyiz” dedi.

İklim bilimci ve TEMA Vakfı Danışmanı Prof. Dr. Murat Türkeş, iklimle ilgili son verileri ve bilimsel araştırma sonuçlarını paylaştığı sunumunda Türkiye’de ve dünyada yağış rejimlerinde çok ciddi değişiklikler gözlemlendiğini ve iklim değişikliğinin artık soru işaretine yer bırakmayacak şekilde hayatımıza girdiğini belirtti.

Küresel Eylem Grubu’ndan Nuran Yüce, “Vaktimiz ve çözümlerimiz varken harekete geçelim” derken, TEMA Vakfı Genel Müdürü Serdar Sarıgül “Biz doğanın yöneticisi değil parçasıyız. Enerji politikalarımızı gözden geçirmemiz lazım” sözleriyle başladığı konuşmasını “TEMA Vakfı olarak 460.000 gönüllümüzle manifestonun arkasındayız” diye bitirdi.

CHP milletvekili Şafak Pavey ise “Doğayı yıkıma dayalı politikaların” değiştirilmesi gerektiğini belirtti. “Gelecek kuşaklara miras değil felaket bırakmaktan korkuyorum” diyen Pavey’e göre “iklim değişikliğine karşı hep beraber mücadele etmeliyiz.”

Konuşmacılar arasında sadece ekoloji aktivistleri değil, insan hakları savunucuları da vardı. İnsan Hakları Derneği temsilcisi “İnsan hakları savunucuları doğa haklarına, çevre hakkına daha çok sahip çıkmalı.” diyerek başladığı sözlerini “Çevre mücadelesi en temel insan hakları mücadelesidir” ifadesiyle bitirdi.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nden Ufuk Uras’sa manifestonun aldığı toplumsal desteğin büyüklüğüne dikkat çekerek “En iyi manifestolar geniş kitlelerle birleşince ortaya çıkar” dedi.

Toplantıda konuşan iklim bilimci Mikdat Kadıoğlu ise 2013 yazının bugüne dek yaşanan en sıcak yaz olma ihtimalini hatırlatarak Türkiye’de iklim değişikliğini verilerle somutlaştırmak gerektiğini belirtti.

Şeffaflık Derneği’ne göreyse, Türkiye’de ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) ve nükleer enerji konularında Türkiye’de şeffaf olmayan süreçler ilerliyor.

Manifestoya emek örgütleri de sahip çıktı. HAK-İŞ Genel Başkan Vekili Mustafa Toruntay “Manifestoya imzamızı koyuyoruz. İşyerlerinde çevre sağlığıyla ilgili çalışmalarımıza da devam edeceğiz” dedi.

Greenpeace’den Hilal Atıcı iklim değişikliğinin derinleştireceği sosyal adaletsizliklere dikkat çekerken, Ara Güler’in mesajı “Hepimiz balıktan geliyoruz ama bugün içinde yüzecek su bulamıyoruz!” oldu.

Kafkas Dernekleri Federasyonu “Anadilimiz için mücadele ediyoruz ama çevre mücadelesi kazanılmazsa dilimiz de yok olacak” sözleriyle manifestoyu desteklediğini açıklarken, Alevi Dernekleri Federasyonu da “Cemevlerinde yenilenebilir enerjiye geçiyoruz, manifestonun arkasındayız” diyerek destek verdi.

Son olarak söz alan 350.org Küresel Eksen Değişimi koordinatörü Mahir Ilgaz “29 Haziran’da sokaklardayız!” diyerek mücadeleyi sokaklara taşıma çağrısı yaptı.

İşte manifesto metni ve ilk imzacılar (en altta manifestonun imzacılar tarafından okudnuğu videoyu da izleyebilirsiniz):

GEZEGEN ELDEN GİDİYOR: BUNA RAZI GELEMEYİZ

İklim değişiyor.

Her yerde ve elbette Türkiye’de de: Batı’da ve Doğu’da kavurucu orman yangınları, Karadeniz’de ve Akdeniz’de âni seller, Güneydoğu’da sinsi kuraklık, tüm ülkede azalan yeraltı suları… Bunların hiçbiri birer rastlantı ya da “münferit vaka” değil. İklim değişiyor ve bu, ekmeğimizden suyumuza hayatımızın her yönünü, her ânını  derinlemesine etkiliyor.

Doğanın amansızca yağmalanması yüzünden Mezopotamya’da, Avrupa’da, Orta Amerika’da birçok kadim uygarlık yeryüzünden silinip süpürüldü. Eğer şimdi harekete geçmez, doğaya bakışımızı değiştirmezsek, bizim de çocuklarımıza bırakacağımız bir uygarlık olmayacak. Onlara kazanmaları neredeyse imkânsız bir var olma mücadelesi, mutlak bir çaresizlik bırakacağız.  Evrensel ahlâk ilkelerini ayaklar altına almış, kısa vadeli çıkarlarımızı hayatlarının önüne geçirmiş olacağız.

İklim değişiyor; çözümlerimiz ve vaktimiz varken harekete geçmemeyi vicdan kabul etmez. Bizler, sıradan insanlar olarak, doğaya bakış açımızı ve önü alınmaz bencilliğimizi değiştirme zamanının geldiğini düşünüyoruz. Artık doğayla barışma zamanının geldiğini! Bu değişimi gerçekleştirebilecek gücün, hepimizin yüreğinde olduğunu biliyoruz.

Ve şunu da biliyoruz: Şimdi başaramazsak, her şey bitecek. Oyun bitecek. Barış, sonsuz bir hayal olarak kalacak. Karşımızda, yeni ve farklı bir “düşman” var çünkü – Hayatta yaptığımız başka her şeyi anlamsız kılmaya yetecek büyüklükte bir belâ.

İklim değişiyor ve sosyal adaletsizliği kat be kat artırıp derinleştiriyor. Toprağın sağlığı ve suyun saflığı, yeryüzü toplumlarının ayakta kalıp kalamayacağını gösterecek olan son ölçüler artık… Gezegen sürekli uyarıyor. Ama gözler kör, kulaklar sağır kalmaya devam ederse, kibir denen şeyin ne büyük bir felaket olduğunu yakında hepimiz öğreneceğiz…

İşte onun için, vicdanı olan tüm yurttaşlarımızı, elde hâlâ çözüm imkânı varken, gezegeni kurtarma seferberliğinde kendi payına düşeni yapmaya, bu büyük sorumluluğu paylaşmaya çağırıyoruz.

İklim daha fazla değişmeden biz değişelim, çözümün parçası olalım.

Adalet Ağaoğlu, Ali Nesin, Ara Güler, Barbaros Çetin, Güven Güzeldere, Haluk Bilginer, Haluk Tekin, İbrahim Betil, İbrahim Özdemir, Murat Türkeş, Nebahat Akkoç, Ömer Madra, Pelin Batu, Rakel Dink, Sevil Turan, Sezen Aksu, Şafak Pavey, Tarhan Erdem, Tarkan, Ümit Boyner, Ümit Şahin, Yaşar Kemal

 

Şu ana dek manifestoya destek veren sivil toplum kuruluşları ise şöyle:

Açık Radyo, Aids Savaşım Derneği, Anadolu Kültür, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Ceza Infaz Sisteminde Toplum Derneği, Çevre Hukuku Derneği, Çevre İçin Hekimler Derneği, Çocuklar için Adalet Takipçileri, Doğa Derneği, Doğa Koruma Merkezi, Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, EUROSOLAR (Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliği Türkiye Bölümü), GEA-Arama Kurtarma Grubu, Genç Hayat Vakfı, Gola Kültür Sanat ve Ekoloji Derneği, Greenpeace Akdeniz, Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, İnternet Medya ve Bilişim Federasyonu, İstanbul Politikalar Merkezi-Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi, KADOS (Kadıköyü Bilim, Kültür ve Sanat Dostları Derneği), Kafkas Dernekleri Federasyonu, Kaos GL Derneği, Küresel Eylem Grubu, LİSTAG/LGBTT Aileleri İstanbul Grubu, Mahalle Afet Gönüllüleri Vakfı, Sıfır Ayrımcılık Derneği, Sosyal Kalkınma ve Cinsiyet Eşitliği Politikaları Merkezi (SOGEP), SPoD (Sosyal Politikalar Derneği), Su Hakkı Kampanyası, Şahkulu Sultan Vakfı, Şemikan Çalışma ve Dayanışma Birliği, Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Merkezi, TRAC (Telsiz ve Radyo Amatörleri Cemiyeti), TEMA Vakfı, Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği, Türkiye Sakatlar Derneği, Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasi Araştırmalar Vakfı (TÜSES), Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, Umut Vakfı, WWF Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Yeryüzü Derneği, Yeşil Düşünce Derneği

 

(Yeşil Gazete)


You may also like

Comments

Comments are closed.