İklim Krizi

Küresel ısınmaya adapte olamama süreci – Belkıs Gökbulut

0

Küresel sıcaklık sürekli olarak artıyor ve yakın gelecekte bu artışın hızlanarak devam etmesi bekleniyor. Sorunu göz ardı etmek isteyenler çeşitli argümanlarla durumu geçiştirmeye çalışırken, küresel ısınmanın yarattığı tahribat her geçen gün daha ciddi boyutlara ulaşıyor. Geçen haftalarda yazdığım yazılarda bu konuda ortaya atılan argümanlardan bazılarını ele almıştım. Bu argümanlardan bir diğeri de; “canlı türlerinin küresel ısınmaya adapte olabileceğinin” iddia edilmesidir.

Öncelikle, bilimsel tekniklerle geçmişte yaşanmış iklim değişiklikleri ve canlı türlerinin yaşadığı süreçler hakkında fikir edinebiliyoruz. Fosil kalıntılar bize geçmişte bazı türlerin yaşanan değişimlere adapte olurken, bir kısmının yok olduğunu gösteriyor. Fakat geçmişte doğal olarak yaşanan süreç ile şu an insan etkisiyle oluşan süreci birbirinden ayırmak gerekiyor.

Bu ayrımı yaparken,  insanoğlunun yeryüzünde oluşturduğu değişimleri göz ardı etmemeliyiz. İnsan nüfusu 1800’lü yıllardan bu yana 6 kat arttı, bunun sonucunda küresel ekonomi 50 kat büyüdü. Tüm bu gelişmeler yaşanırken,  modern hayat tamamen doğal çevrenin sömürülmesi üzerine kuruldu. Bugün dünyanın kara alanın %83’ü direkt olarak insan etkisi altında, bu verimli yüzeyin %36’ sının üzerinde ise insanlık tamamıyla hakimiyet kurmuş durumda. Doğadaki tatlı su kaynaklarının yarısı insanlar için kullanılıyor, balıkçılık ve orman hayvanlarının kullanımı her geçen gün artıyor. Son birkaç yüzyılda Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika’daki ormanların büyük çoğunluğu tarım, kereste ve kentsel gelişim için yok edildi. Endüstri ile gezegenimizin normal süreçte oluşturduğundan daha fazla nitrojen reaktif forma dönüştürülüyor. Tarım ve endüstri yöntemlerimizle atmosfere saldığımız sera gazı miktarı son birkaç milyon yılda eşi benzeri görülmemiş bir seviyeye ulaşmış durumda.

Bu etkilerden yola çıkarak gelecekte türlerin karşı karşıya geleceği riskler ile ilgili tahminlerde bulunuluyor.  2005 yılında yayınlanan Milenyum Ekosistem Değerlendirme Raporu( Millennium Ecosystem Assessment Report) ‘nda konuyla ilgili umutsuz sonuçlar dile getirildi. Raporun sonuçlarına göre; dünyadaki ekosistemin %60’ı bozulmuş durumda ve  bunu geçmişte yaşanmış süreçlerle kıyasladığımızda şu anki gidişat 1000 kat daha hızlı ilerliyor. İklim bilimciler tarafından 2003’te yürütülmüş bir çalışma ise; ağaçların ve doğal ortamın yok edilmesinden dolayı 2100 yılına kadar Güneydoğu Asya bölgesindeki canlı türlerinin %42’sinin yok olacağını gösteriyor. Ayrıca, Avrupa’da şu ana kadar yapılmış, en bilinen araştırma;  iklim değişikliğinden dolayı 2050 yılına kadar küresel olarak bitki ve hayvan türlerinin %18-35’inin yok olacağını öne sürüyor. Geçmişle kıyaslayacak olursak; yaşanmış en büyük kıyamet 65 milyon yıl önce dinozorları ortadan kaldıran göktaşı çarpmasıydı ve bu olayda canlı türlerinin yaklaşık %70’i yok oldu. Yani bu kadar kısa sürede yaşanan büyük değişimler geçmişte ancak ani yaşanan büyük felaketlerle oluşuyordu.

Yukarıdakilere ek olarak; geçmişte yaşanmış adaptasyon süreçlerinde türler ısınma ya da soğumaya bağlı olarak daha yüksek ya da daha alçak enlemlere doğru yer değiştiriyorlardı. Fakat insanlığın yarattığı tahribat nedeniyle türlerin göç edebileceği yerler artık kalmadı. Yani iklim değişikliğinden dolayı oluşan bir tehlike diğerini tetikliyor ve toplamda daha hızlı bir çöküş sürecine giriliyor.

Son olarak; Uluslar arası İklim Değişikliği Paneli ( IPCC) ‘nde ısınmanın her on yılda 0.2 – 0.6°C  arası artış gösterdiği dile getirildi. Geçmişle kıyaslayacak olursak; son 800.000 yılda dünyanın yaşadığı ısınma periyotlarında sıcaklık on yılda ~0.005°C artarak ilerliyordu. Doğa uzun dönemlerde yaşanan bu sıcaklık değişimlerine uyum sağlayabiliyordu ve bazı türler hayatta kalmayı başarabiliyordu. Fakat artık ne canlı türlerinin uyum sağlayabileceği doğal bir ortam,  ne de kendilerini korumaları için vakit var. Üstelik bu süreci durdurmaya yönelik çalışmalar hızlandırılmazsa yeryüzünde tahribat yaratmaya devam edecek bir insan neslinden bile söz edilemeyecek…


Belkıs Gökbulut

Boğaziçi Üniversitesi
İklim Değişikliği Çalışma Grubu

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.