İklim Krizi

Sıcaklık kayıtlarına neden güvenmeliyiz? – Belkıs Gökbulut

0

Küresel ısınma deniz seviyelerinin yükselişi, buzulların ciddi oranlarda erimesi, okyanusların derinliklerindeki sıcaklık artışları gibi kesin delillerle kendini gösterirken,  buna inanmayan kişilerin ortaya attıkları argümanlardan biri “sıcaklık kayıtlarının güvenilir olmadığı” dır. Fakat bu iddianın arkasında durabilmek için sıcaklık ölçüm metotları ve sıcaklık ölçüm cihazları kayıtlarının yanlış olduğunu ispatlamaları gerekmektedir.

Söz konusu iddianın temelleri şuna dayanmaktadır; bazı meteoroloji istasyonları ısıyı çeken asfalt yollar, binalar, otoparklar tarafından çevrelenmiş durumda. Bu nedenle, şehir merkezlerindeki istasyonlar sıcaklığı daha yüksek ölçer diye düşünülüyor. Fakat bu konuda kesin konuşabilmek için sıcaklık kayıtlarının nasıl bir sistem içinde kaydedildiğinin ve ortalamalar alınırken nelere dikkat edildiğinin bilinmesi gerekiyor.

Öncelikle, meteoroloji istasyonları ve gemilerde bulunan binlerce termometre kanalıyla 150 yıldan beri küresel sıcaklık ölçümleri yapılmakta ve kayıtları tutulmaktadır. Bölgelerde kayıtlar alınırken yerel sıcaklık ve soğukluk etkileri göz önünde bulunduruluyor. Mesela binalara ve geniş asfaltlı yollara yakın yerlerde kurulan istasyonlarda bunların etkisinden dolayı oluşacak ekstra sıcaklık etkileri değerlendirilerek sonuçlar hesaplanıyor ve daha sonra bu sonuçlar kırsal alanlarda kurulmuş istasyonlardaki sonuçlar ile karşılaştırılıyor. Böylece oluşabilecek hata payı en aza indirgeniyor.

Daha da önemlisi sıcaklık gidişatını belirlemek için tek bir yerden çıkan sonuçlar değil, tüm istasyonlardaki tüm sonuçlar beraber ele alındığında yıldan yıla artıyor mu, azalıyor mu ya da sabit mi kalıyor, bu değerlendiriliyor. Küresel sıcaklık ölçümleri üç farklı araştırma merkezinden edinilmiş verilerin ortalaması alınarak hesaplanıyor. İlki; Amerika’da Amerika Birleşik Devletleri Uzay İdaresi (National Aeronautics and Space Administration-NASA) ile Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (National Oceanic and Atmospheric Administration-NOAA). Diğeri ise İngiltere Meteoroloji Kurumu (Met Office) ve East Anglia’s Üniversitesi İklim Araştırma Birimi (University of Anglia’s Climatic Research Unit)’nin ortaklaşa iş birliği içinde kurduğu kuruluştur. Merkezlerin üçü de araştırmalarında benzer sonuçlara ulaşarak son yüzyılda yeryüzü sıcaklığının yaklaşık 0.7°C artış gösterdiğini tespit etmişlerdir.

Ayrıca bu soru ilk sorulduğunda değerlerde herhangi bir hata payı oluşuyor mu diye araştırma yapılmıştır. NASA’nın bu araştırma sonucu ortaya çıkardığı bulgularda; uygun çevresel koşullara sahip olmayan yerlerde kurulan hava istasyonlarında gözlenen değerlerin tüm ısınma gidişatına bakılarak önemli bir hata payı oluşturmadığı kaydedilmiştir.

NASA’nın çalışması sonucu oluşturduğu grafikte küresel ısınma gidişatı için önceki ve sonraki değerler karşılaştırılıyor. Hata payları keşfedilmeden önce ısınma gidişatı on yılda 0.185°C artarak ilerliyor, düzeltmeler yapıldıktan sonra da küresel ısınma yine her on yılda 0.185°C artarak devam ediyor. Yani hata payının oluşturduğu değişim 0.001 °C ‘den daha az. Aşağıdaki grafikte de sunulduğu gibi, uzun süreli gidişatları takip ettiğimizde hata paylarının önemsizleştiğini açıkça görebiliyoruz.

Sonuç olarak, küresel sıcaklık ölçüm kayıtları hakkında bilimsel olarak kesin kanıtları olmayan iddiaların ortaya atıldığı bir ortamda, son yapılan araştırma -grafikte de görüldüğü gibi-  gerçekleri göz önüne sermektedir. Üstelik iklim değişikliği ile ilgili yapılan çalışmalar sadece basit bir şekilde karada yapılan sıcaklık kayıtlarıyla da anlaşılmıyor. Tamamen bağımsız bir şekilde yapılan hava balonları, uydu ölçümleri, deniz ve okyanus sıcaklıkları kayıtları da istasyonlardan alınan verilerle tutarlılık gösteriyor. Yani farklı kaynaklardan elde edilen bilgilerin ışığında iklim biliminde kullanılan metotların güvenilirliği ve doğruluğu ispatlanıyor, böylece sıcaklık kayıt ölçümleri ile ilgili şüpheler ortadan kalkıyor.

 

Belkıs Gökbulut

Boğaziçi Üniversitesi
İklim Değişikliği Çalışma Grubu

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.