İklim KriziManşet

[Yazı Dizisi] Isınmayı COP18 de durduramadı ~4

0
Bianca Jagger, liderleri "Bir Vaat Dik" kampanyasına katılmay çağırıyor

Bianca Jagger İnsan Hakları Vakfı’nın kurucusu ve Başkanı, Uluslararası Af Örgütü – ABD Yürütme Kurulu üyesi, Nikaragua doğumlu bir insan hakları ve barış aktivisti  Bianca Jagger‘ın COP18 hakkındaki izlenimlerini ve hayalkırıklığını anlattığı yazısını, Huffingtonpost Blog’da yayınlanmasının ardından, Yeşil Gazete gönüllü çevirmenlerinden Betigül Onay‘ın çevirisiyle parçalar halinde sunuyoruz.

Yazının ilk kısmını okumak için tıklayınız.

Yazının ikinci kısmını okumak için tıklayınız.

Yazının üçüncü kısmını okumak için tıklayınız.

***

 

Sivil toplum

Hükümetler,  harekete geçmedikleri için, bizi ölümcül iklim değişikliğine mahkum ediyorlar. Ama ümidi kesmemeliyiz. Herşey kaybedilmedi. Onlar geciktirirken ve laflarını dolandırırken, boş oturmak zorunda değiliz.

COP’lardaki o kadar çaba, para ve politik sahneden sonra, iklim değişikliği ile mücadele etmenin sorumluluğunun sivil topluma, genç insanlara, halk hareketine kalmasını insanın aklı almıyor. Ama bizim de durduğumuz nokta işte orası. Gezegeni korumak amacıyla “sıcaklığı düşürmek” için elimizden gelen herşeyi yapmalıyız. Hükümetler harekete geçmeyecekse, biz geçmeliyiz.

COP18’e dünyanın her tarafından 7,000’den fazla sivil toplum üyesi katıldı. Hükümet tartışmalarının kenarlarında özel sektörü (bilim insanlarını, STK’ları, gençlik hareketlerini) harekete geçmeye teşvik etmek için yüzlerce yan etkinlik ve toplantı vardı.  Değişim için ivmenin hükümetlerden ve dünya liderlerinden değil de sivil toplumdan geleceği giderek açık hale geliyor. Margaret Meade’nin söylediği gibi, “Düşünceli, kararlı küçük bir vatandaş grubunun dünyayı değiştireceğinden hiç şüpheniz olmasın.”

Geçen sene Dünya Bankası bile ilerlemek ve 2 derece sıcaklık artışının altında kalabilmemiz için harekete geçmek amacıyla tüm çalışma programını revize etti. COP18’deki müzakereciler bunu önemsemediler.

UNCCF’nin ev sahibi olarak Katar önemli olumlu bir adım attı: organizatörler bölgesel Arap sivil toplumunu sürece dahil etmek için çaba serfetti. UNFCCC’ye göre bu ‘bölgesel STK’ların eşi benzeri görülmemiş bir katılımı’ ile sonuçlandı. ‘Hikma’ oturumları, Arapça’da ‘Hikma’ “bilgelik” anlamına geliyor, adı verilen geleneksel Arap topluluklarındaki iklim değişikliklerini ele alan özel oturumlar vardı.

Organizatörler; Mısır, Lübnan, BAE, Bahreyn, Umman ve diğer ülkelerden 110 gencin uçaklarını karşıladılar ve Doha’da ücretsiz konaklama sağladılar. Arap Gençlik İklim Hareketi konferanstan yalnıza 10 hafta önce, Arap gençliğinin  iklim değişiklikleri tartışmalarında kendilerini ifade edebilmesi için kuruldu. Konferansta taze bir kandılar. 5 Aralık Çarşamba günü gerçekleşen Hikma oturumunda yaptıkları tutkulu açıklamalardan kararlılıkları belli oluyordu. Mısır’dan 19 yaşındaki Amira, Arap hükümetlerine, iklim değişikliğini gündemlerinde öncelikli hale getirmeleri ve fosil yakıtlardan uzaklaşmaları için ısrar ediyordu. “Petrol yiyip içemeyiz” dedi.18 yaşındaki Merna Ahli “Hayatta kalma hakkım için savaşmak için  buradayım,”dedi.

1 Aralık Cumartesi günü,  Doha, Doha Çölü tarafından organize edilen ilk iklim protestosunu deneyimledi (gösteriler normalde Katar’da yasal değil). Miting küçüktü, çoğu Arap Gençlik İklim hareketinden gelen yaklaşık 300 kişiden oluşuyordu. Genç insanların değişime çağıran sesleri, umutlanmak için neden oldu.

Hükümetlerin bizi başarısızlığa uğrattığı gerçeği baki – şimdi iklim değişikliği tehditini ele almak için birarada olmalıyız. Karşı karşıya olduğumuz kriz küresel, ve ancak küresel kolektif eylem yoluyla çözüm bulabiliriz. Vazgeçemeyiz ve vazgeçmemeliyiz.

İyi haber, iklim değişikliğini azaltmak için gerçekleştirebileceğimiz somut eylemler var. Bu nedenle, Mayıs 2012’de IUCN Bir Vaat Dik(“Plant a Pledge”) kampanyasının elçisi oldum.

Bianca Jagger, liderleri "Bir Vaat Dik" kampanyasına katılmay çağırıyor

Bir Vaat Dik

Bir Vaat Dik’in amacı, Bonn Challenge hedefini desteklemek,  yani 2020’ye kadar 150 milyon hektar orman vasfını yitirmiş arazi ve ormansızlaştırılmış alanın restore edilmesi. Bu, dünyanın tanık olduğu en büyük restorasyon girişimi.

Orman Peyzaj Restorasyonu Küresel Ortaklığı (GPFLR) dünya üzerinde 2 milyar hektarlık restorasyon için potansiyeli olan orman vasfını yitirmiş arazi ve ormansızlaştırılmış alanı haritalandırdı – Güney Amerika büyüklüğünde bir alan.

İklim Değişikliği Ekonomisi üzerine Stern Eleştirisi “ormansızlaştırmayı kontrol altına almanın sera gazı salımlarını azaltan maliyet- etkin bir yöntem” olduğunu kabul ediyor.Ormansızlaştırma tüm salımların yaklaşık %20’sini oluşturuyor ve iklim değişikliğini hızlandırıyor. Dünyanın ormanları biyokütlelerinde 289 gigaton karbon barındırıyor ve iklim değişikliğini azaltmada bir araç olarak kullanılabilirler. 150 milyon akre orman alanı her yıl yaklaşık 1 gigaton karbondioksit tutabiliyor. Bir Vaat Dik ve Bonn Challenge bu konuda çok yararlı.

Orman vasfını yitirmiş arazi ve ormansızlaştırılmış alanların restorasyonu sadece ağaç dikmekle ilgili değil. İnsanların ve toplumların restorasyon çabalarının kalbinde olmaları; çıplak ya da ormansızlaştırılmış alanları sağlıklı, verimli çalışma tabiatlarına dönüştürülmesine yol açıyor. Korunan alanlar, tarım, tabiat koruma alanları, ekolojik koridorlar, yenilenen ormanlar, yönetilen ekili alanlar, tarımsal ormancılık sitemleri, su yollarını korumak için nehir ya da göl kenarı dikimleri gibi çeşitli kullanımlara açılabilirler.

Bir Vaat Dik’i Haziran 2012’de Rio +20’de basın konferansında başlattık ve yaklaşık 18 milyon hektar alanı referans olacak bir restorasyon taahhütü olarak duyurduk. ABD Tarım Orman Servisi Departmanı15 milyon hektar için, Rwanda hükümeti 2 milyon hektar için, Brazilya Mata Atlantika Orman Restorasyon Paktı, hükümet ajanslarının bir koalisyonu, STKlar ve özel sektör ortakları 1 milyon hektar için söz verdi.

6 Aralık Perşembe, COP18’de , El Salvador ve Costa Rica’nın her birinin 1 milyon hektarlık taahhütünü duyurduğumda çok mutlu oldum. Bu 20 milyon hektar eder. 50 milyon’a yaklaşabilecek bir seviye.

BMS Rathore, Hindistan’ın Çevre ve Ormancılık Ortak Sekreteri, Hindinstan’ın Bonn Challenge’ına bağlılığını açıkladı, Hyderabad’daki COP11’de Bijolojik Çeşitlilik Konvansiyon’unda 10 milyon hektar ön taahhüt de bulundu. Meso-Amerikan İnsan ve Orman Birliği (The Meso- American Alliance of Peoples and Forests) 20 milyon hektar taahhütte bulunmayı düşündüklerini belirtti. GPFLR ve IUCN’de taahhütlerini resmileştimelerini görmeyi umuyoruz.

Kampanyanın başarısı ve restorasyon taahhütlerinin sayısı beklentilerin üzerine çıktı. 2012 için 7 milyon hektar olan taahhüt hedeflerini çoktan geçtik.

Ama hala hükümetleri ve diğer arazi sahiplerini ya da işletmecilerini Bonn Challenge’ı başarmak için 2020’ye kadar ikna etmeliyiz.

IUCN tarafından düzenlenen ve Airbus’ın sponspr olduğu Bir Vaat Dik kampanyası tam da bunu yapmaya çalışıyor. www.platapledge.com ‘daki her taahhüt, dünya liderlerine yönelik bir dilekçeye destek oluyor ve Bonn Challenge’ı başarabilmek için hükümetleri detaylarla ilgili -‘nerede, ne zaman ve nasıl?’-  kalemlerini kağıtlarının üzerine koymaya davet ediyor.

Ormanlara ve ekosisteme zarar vermek, küresel GSYİMH’yı yaklaşık %7 azaltabilir ve 2050’ye kadar dünyanın en fakir topluluklarının yaşam standartlarını yarıya indirebilir. Ormanlar en temel ihtiyaçlarımını sağlıyorlar. Temiz hava, besin, dünyanın tatlı suyunun dörtte üçü, barınma, sağlık ve ekonomik kalkınma için hayati önem taşıyorlar. 1.6 milyar insan, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri geçimlerini ormandan sağlıyor. 300 milyon insan ormanları evleri olarak görüyorlar.

Acil olarak Bonn Challenge’ı hedeflerine katkıda bulunmaları için hükümetler, iş dünyası, büyük arazi sahipleri ve topluluklar üzerinde kamuoyu baskısı oluşturmalıyız.

www.plantapledge.com

Kaderimiz ve gelecek nesillerin kaderi buna bağlı.

Restorasyon, milyonlarca insanı yoksulluktan  kurtarabilir ve yerel ve küresel ekonomilere yıllık olarak 80 milyar US dolardan daha fazla enjekte edebilir. Bir yandan da hükümetlerin söz verdiği karbon salım azaltımları ile tehlikeli iklim değişikliğini önlemek için gereken %11’den %17 arasındaki fark azalmış olur. Yararlarını sadece kendi hayatımızda görmeyeceğiz, ileriki yıllarda da göreceğiz.

Sonuç

Küresel iklim müzakereleri batarken, ancak Bir Vaat Dik gibi girişimler değişimi etkileyecek. Politikacılar ve müzakereciler gerçeklikle bağlarını kopardılar ve insani ve çevresel maliyetler yıkıcı olacak.

İklim değişikliğini engellemek amacıyla ihtiyacımız olan somut kararları vermesi için politikacılara artık güvenemeyeceğimizi COP18 bize gösterdi.

Naderev Sano, COP18’de sorumluluk almaları için dünya liderlerine seslendi. ‘Lütfen’ dedi, ‘2012,  dünyanın istediği geleceğe ulaşması amacıyla sorumluluk alma cesaretini ve iradesini gösterdiği yıl olarak anılsın.’

2012 işlerin gidişatını değiştirmek için politikacıların cesaret ya da irade bulduğu yıl olarak hatırlanmayacak. Sorumluluklarına uygun yaşamadılar. Müzakereciler Nadarev Sano’yu başarısızlığa uğrattılar, ve hepimizi başarısızlığa uğrattılar. Eylemleriyle istediğimiz geleceğe erişemeyeceğiz.

Bu zorlukla yüzleşmek şimdi bizim elimizde. Naderev Sano’nun kelimeleriyle: ‘ biz değilsek, o zaman kim? Şimdi değilse,  ne zaman? Burada  değilse, o zaman nerede?’

 

-Yazı dizisi sonu-

Yeşil Gazete için çeviren: Betigül Onay

Editör: Durukan Dudu

(Huffingtonpost, Yeşil Gazete)


 

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.