ManşetTürkiye

3 Aralık Dünya Engelliler Günü

0

Bugün 3 Aralık, 1992 yılından itibaren BM (Birleşmiş Milletler) tarafından ilan edildiği şekli ile söylersek Uluslararası Engelliler Günü (International Day of People with Disability).

Kendisini “kutsal bilgi kaynağı” olarak tanımlayan wikipedia’nın türkçe edisyonuna girip “Uluslararası Engelliler Günü” yazdığınızda yukarıdaki bilginin dışında bir de, “Bu günde dünya çapında organizasyonlar düzenlenmektedir. Bu aktiviteler genellikle ücretsiz olup, gönüllülüğe dayanmaktadır. Hükümet desteği ve sivil toplum organizasyonlarıyla birlikte bu günün kutlanması çeşitlilik göstermektedir. Her yıl bu gün için değişik bir tema edinilmektedir.” bilgisi mevcut.

Sadece bu kadar. Gün hakkında ingilizce bilgi edinmek için aynı sitede “International Day of People with Disability” yazdığınızda da 1 sayfalık bilgi ile karşılaşıyorsunuz.

Her yıl Dünya Engelliler Günü’nde o yıla ait bir tema seçildiği bilgisi de var ingilizce edisyonda. 1998’de, “Sanat, Kültür ve Bağımsız Yaşamak” imiş mesela, geçen sene ise “Daha iyi bir dünya için hep birlikte yaşamak, engelli insanları da hayatın içine katarak”.

2012 teması için BM’nin ilgili sayfasını ziyaret etmeniz gerekiyor. Buradan kendinizin de kontrol edebileceği gibi Dünya Engelliler Günü’nün 2012 yılındaki teması “Toplumun her kademesinde erişilebilirliği ve katılımcılığı sağlayarak engelleri ortadan kaldırmak” olarak belirlenmiş.

Bugün ülkemiz medyasında engellilere yönelik haberler dikkatinizi çekecek. “Hepimiz suçluyuz” diye başlık atacak bir gazete, “Engellilerimize yeteri kadar önem vermiyoruz maalesef” diyerek sunacak haberini içli, duygulu sesi ile bir televizyon kanalında spiker, “Şu kadar yılda bu kadar hizmet yaptık” diyecek attığı yalana kendi de inanmamış görünen bir siyasi. Ve bir gün sonra, 4 Aralık 2012’de sanki hiçbir şey olmamış gibi kendi hayatlarımıza geri döneceğiz.

TBMM’de engelli bir milletvekili var şu anda. Hem de BM’deki görevinin ardından siyasete atılan, kendini de hem çevre hem de engelli haklarına vakfetmiş bir milletvekili, Şafak Pavey.

Bu noktada biz sözü kendisine bırakalım. Şafak Pavey’in 3 Aralık 2011 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda, “Dünya Engelliler Günü” vesilesi ile yaptığı konuşmayı sizlerle paylaşalım.

Şafak Pavey’in “Dünya Engelliler Günü” konuşmasını buradan da izleyebilirsiniz.

“”Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Türkiye, sorumluluklarını yerine getirmek ve denetlemek gibi bir derdi olmadığı için uluslararası sözleşmeleri rahatlıkla imzalıyor ve onaylıyor.. Birleşmiş Milletler Engelli İnsan hakları sözleşmesini de onayladı ama sözleşmenin hayatını değiştirmesi gereken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Saffetcan daha da perişan. O halde yanlış giden ne! Ve Saffetcan kim?

22 yaşındaki Saffetcan doğduğu günden bu yana yatağında yaşıyor. Babası engelli haklarını kullanarak eve doğal gaz yükletmek istedi. PTT’ye başvurdu. Evrakları kabul etmediler. Sakat çocuğu dünya gözü ile görmek istiyorlardı. Babası Saffetcan’ı sırtına aldı, götürdü meraklılarına gösterdi… Adeta sirk gibi.

Saffetcan çocuk bezi kullanıyor. Hükümet Ocak 2011 de, hasta bezi barkodu şart koşan bir yönetmelik getirdiği için Saffetcan’ın ailesi geçerli barkot ihtiyaçlarını ancak belli merkezlerden almak zorundalar. 83 liralık çocuk bezi hakkı için 40 lira ulaşım gideri harcıyorlar. Artık bu haktan yararlanmaktan vazgeçtiler.

Toplumun istismar edeceği vehmiyle, bir peri masalı tadında verilen haklar, uygulamaya gelindiğinde kurnaz yönetmeliklerle deliniyor. Kaşıkla dağıtılıp kepçe ile geri alınıyor.

Ekim 2004’te hükümet ülkemizdeki engelli sayısını 8 milyon 431 bin 937 kişi olarak açıklamışır. 2008’de ise başbakanlık raporunda sayı 1 milyon 673 bin 550 olarak açıklanmıştır. 6 milyon 758 bin 387 kişi buhar olup uçtu mu?

Hükümet, Temmuz 2006 tarihinde , “Özürlü Raporları Yönetmeliğini değiştirince milyonlarca engelli bir gecede engelsiz oluverdi. Biri de benim. Buhar olup uçmadım. Karşınızdayım. Bacağımın ve kolumun uzadığı varsayılmış, dünyada %98 olan engelli raporum iptal edilmişti.
Kopan kuyruğu uzayan bir kertenkele olmayı hakikaten çok isterdim ama yazık ki kertenkele değilim.

Çocuk felci mağduru Bünyamin diyor ki, “2006 öncesi aldığım rapora göre engelliydim. Raporumla memur sınavlarına katıldım. Kazandım. Vergi muafiyetinden yararlanmam için hastaneye sevk edildim. Hastanede “özürlü olmadığım” ortaya çıktı. Bunun üzerine KPSS’ sınavlarına girdim, yine kazandım. Memur olabilmem için sağlam raporu istediler. Aynı hastane engelli olduğuma dair rapor verdi, memur olamadım. Şimdi özürlü müyüm yoksa sağlam mıyım? Karar verin, ben de bileyim..”

Şimdi özürlü olan kim? Bence artık özürlü kelimesinden de vazgeçip engelli kavramına geçiş yapmamızın zamanı geldi.
Doğa felaketlerinin, savaşın, şiddetin, akraba evliliklerinin, yoksulluğun ve dünya ikincisi olarak trafik kazalarının ülkesi Türkiye’de engellilerin ve ailelerinin durumu trajik boyutlardadır. Ülkemizin en sessiz çoğunluğundan, aileleri ile birlikte 30 milyon civarında insandan söz ediyorum. Hepimizi onlara karşı işlediğimiz hilelerden ve insanlık suçundan vazgeçmeye davet ediyorum.
Gelin 24. dönemden engellilerin eşit vatandaşlık ve onur hakkını güvenceye alacak olan insan hakları yasasını, kevgire çevirmeden çıkaralım. İnsanın bütçeden daha değerli olduğunu önce maliyeye hatırlatalım. Ve insan odaklı ilk yasayı hep beraber çıkaralım.
En büyük görev şüphesiz önümüzdeki plan ve bütçe görüşmelerinde maliyeci arkadaşlara düşecek.

Önerilerim;
Modern dünyanın engelli tanımında buluşalım. Çağı geçmiş Baltazarı çöpe atalım. Yurttaşlarımızın acılarını cetvelle değil, ayrımcılığa karşı akıl ve bilim ve hukukla ölçelim.

Kamudaki engelli kadrolarını engelli işgücüne açalım. Kendi koyduğu kotalara bile uymayan bir devlete vatandaş nasıl güvenebilir?
Biliyorum baraj severiz ama hiç değilse engellilerin hayati medikal ihtiyaçlarındaki her türlü barajı kaldıralım. Bırakın birkaç kötü niyetli bunu suiistimal ederse etsin. Toplum ve Yargı onun cevabini versin.

Engelliler siyasetin merhamet soytarıları değillerdir. Onlarla ruhlarımızı arındırmak alışkanlığından vazgeçelim. Kimsenin böyle bir haddi yoktur, olduğunu sananların hukuksal vatandaşlık tanımını öğrenmeleri gerekiyor.

Engelli sorunlarını araştırma komisyonu kurulmasını teklif eden önergemi yüce meclise ulaştırdım. Ayrıca İnsan hakları İnceleme Komisyonu içinde bir İnsan Hakları Sözleşmesi olan engelli hakları için alt komisyon kurulmasını teklif ediyorum. Yüce meclise saygıyla duyururum. Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ederim.

Sayın Meclis Başkanı’na da ayrıca dilekçemi değerlendirip bu konuşmayı işaret dili tercumanı ile yapmamı sağladığı için teşekkür ederim. İşitme Engelli vatandaşlarımızın da bu meclisin çalışmalarından faydalanabilmesi için bundan sonra işaret dli tercüme hizmetinin sağlanmasını bekliyoruz.”

(Yeşil Gazete, Engelliler.biz)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.