Yazarlar

Sandy fragman mıydı?

0

Sandy kasırgasının üzerinden tam bir ay geçti. Hayat büyük ölçüde normale döndü artık.  Benzin kuyrukları çoktan unutuldu, su baskınına uğrayan metro hatları ve tünellerin çoğu eski haline döndü. Şehrin tamamına elektrik verildi, şimdi şehrin her tarafından ışıklar fışkırıyor. Noel döneminin yaklaştığı bugünlerde New York yine ışıl ışıl.  Çoğu insan için kasırga geçmişte gördükleri popüler bir gerilim filminin kareleri gibi.

Peki, Amerikalılar gereken dersleri çıkarttılar mı kasırgadan?  Ne yazık ki bu soruya olumlu cevap vermek en kronik iyimserler için bile kolay olamayacak. Zaten şehri yönetenlerin meseleye nasıl baktıklarının ipuçları kasırga etkisini bütün şiddetiyle sürerken bile görülüyordu. New York valisi Cuomo, olan bitenin küresel ısınmanın sonuçları olduğunu söylüyor, bu tip doğal afetlerin tekrarlanacağı konusunda hemşerilerini uyarıyor ama küresel ısınmaya yol açan nedenlerle mücadele etmek yerine elektriksizliğe karşı tedbir olarak  jeneratörleri bodrum katlara yerleştirmek yerine üst katlara taşımalarını öneriyordu.

Seçimlerden önce New York belediye başkanı Bloomberg, Başkan Obama’nın küresel ısınmaya karşı radikal önlemler alacağına dair sözler veriyordu. Nitekim Obama da seçimler sonrası yaptığı balkon konuşmasında küresel ısınmanın yıkıcı etkisinden söz ederek Romney tehlikesi savuşturulduğunda her şeyin tozpembe olacağını düşünen saf ve çevreci Demokratları sevince boğmuştu.

Seçimleri yeniden kazanarak büyük moral üstünlük sağlayan Başkan Obama icraatlarına eski hamam, eski tas devam edeceğinin işaretlerini vermekte gecikmedi. Seçim sonuçlarının sayımı bitmeden imza attığı iki uygulama ile Obama, küresel ısınmaya karşı mücadelede ikinci başkanlık döneminde de eskisinden farklı olamayacağını net bir şekilde göstermiş oldu.

Amerikan yönetimi, Avrup Birliğinin uçaklardan karbon salımı için almaya çalıştığı vergiden ABD’li havayolu şirketlerinin muaf tutulacağına hükmeden bir yasayı geçirdi. Bu ilk uyarının ardından Obama’nın iklim değişikliği ile mücadele kararlığına esas darbe gecikmedi: ABD Meksika körfezinde 80 000 kilometrekarelik bir deniz yüzeyinde petrol ve doğalgaz aranması için yeni bir ihaleye çıkacağını şirketlere duyurdu. Geçen sene içinde verilen izinlerle birlikte son bir sene içinde ihaleye çıkan deniz yüzeyi böylece 300 000 kilometrekareyi geçmiş oldu.

Amerikan yaşam tarzında daha büyük otomobiller, daha yüksek binalar, daha ışıltılı sokaklar ve vitrinler idealize edilir ve dünyanın geri kalanına imrenilesi bir arzu nesnesi olarak pazarlanır.

Sandy kasırgasının hemen ertesindeki birkaç gün içinde Amerikan yaşam tarzının yerinde yeller esiyordu.

Elektrikler kesildiğinde şehrin önemli bir bölümü karanlıkta kaldı,  gökdelenlerde mahsur kalmış yaşlı insanlar dert edildi uzun süre ve bu insanlara günlerce ulaşılamadı. Güvenlik ciddi bir mesele olarak hortladı.

Su baskınları ve elektriksizlik nedeniyle toplu taşıma araçları günlerce çalışamadı. Özel arabalarıyla yola çıkanlar önce trafik sıkışıklığından, sonra akaryakıt bulunamaması nedeniyle yollarda kaldılar. İnsanlar yürümekten daha iyi bir seçenek olmayan günler geçirdiler.

Taze yiyecek tüketme alışkanlığı olmayan New York’lular için açlık tehlikesi baş gösterdi. Marketler açılamadı, evlerde stoklanmış dondurulmuş yiyecekler buzdolapları çalışamadığı için kokuştu. Elektrikler geldikten sonra günlerce çöp kamyonları evlerden ve marketlerden bozulmuş yiyecekleri taşımayı sürdürdü.

İlk günlerde yaşanılan panik havasının 11 Eylül sonrasından beter olduğu konusunda çoğu New York‘lu hemfikir. 11 Eylül sonrası suçlu hemen bulunmuş ve gereken yapılmaya başlanmıştı. Bu sefer durum farklı, felaketin müsebbibi olarak hikmetinden sual olunmayan Tabiat Ana gösteriliyor.

Sandy kasırgası sonrası Amerikalıların göremediği çok yalın bir gerçek var, Amerikan yaşam tarzına en büyük tehdit tam da bu hayat tarzının ta kendisi.

Binaları, yolları, vitrinleri aydınlatmaya devam ederlerse bir gün tamamen elektriksiz kalacaklar. Gökdelenlerine yürüyerek çıkacaklar, klimaları çalışmıyor olacak, buzdolapları işlevsiz kalacak, çünkü içinde hiç bir şey olmayacak.

Özel arabalarına bağımlı yaşamlarını sürdürdükleri takdirde bir gün arabalarına koyacakları benzini de, arabalarını sürecekleri yolları da bulamayacaklar, üstelik o gün geldiğinde metroları da, otobüsleri de olmayacak.

Evet, Amerikan hayat tarzı ciddi bir tehdit altında. Bu tehdit ne komünistlerden, ne İslami terörden, ne de dünya dışı varlıklardan geliyor.  Daha fazla tüketmeye, daha fazla karbon tüketmeye göre programlanmış bir hayat tarzının ne kendisi ne de başkaları için varlığını sürdürebilmesi imkânı var. Doğal felaketler olarak her geçen gün başka bir biçimde çıkan olaylarla küresel ısınmanın ilişkisi açıkça ortaya konulmadan ve iyileştirici politikaları uygulamaya başlamadan önce bu süreci durdurmanın yolu da yok görünürde.

Sandy kasırgası New York’luların eskiden görmüş oldukları ve bazı  bulanık sahnelerini hatırladıkları bir film değil, vizyona girmeye hazırlanan filmin sadece kısa bir fragmanı. Filmin kendisi maalesef çok yakında, en yakınımızdaki sinemalarda ve senaryoyu değiştirmek için henüz vakit varken kimse bir şey yapmıyor.

More in Yazarlar

You may also like

Comments

Comments are closed.