İklim KriziManşet

[Haber Analiz] Nereden çıktı bu iyimserlik?

0

NTVMSNBC ve T24 internet gazetelerinde yer alan “Dünya iklim değişikliğini durdurabilir mi” başlıklı bir habere göre “ABD’deki Colorado Üniversitesi’nde çalışan bilim insanlarının son araştırması küresel ısınma ile ilgili korkuları biraz olsun hafiflet”miş.

Haberi okumaya devam edersek, Amerikalı bilim insanlarının Nature dergisinde (yani son derece saygın bir bilimsel yayında) yer alan çalışmalarında “dünyanın atmosfere yayılan ve küresel ısınmaya neden olan karbondioksiti absorbe etme yeteneği olduğuna dikkat çekiliyor”muş. Hatta “ormanlar, okyanuslar dünyada adeta bir karbondioksit filtreleme işlevi görüyorlar”mış.

Nihayet “Bunlar sayesinde iklim değişikliğindeki hızlı artışta biraz frene basıldığı anlaşılıyor”muş.

İçiniz rahatladı değil mi? Ben olsam haberin bundan sonrasını okumam. Sonrası o bilim insanı ne demiş, bu dergide ne yazmış gibi ayrıntılardan oluşuyor. Haberi yapan muhabir, bize çıkarmamız gereken ana fikri vermiş. Nedir o ana fikir? Şöyle:

1- Meğerse dünya ormanlar ve okyanuslar yoluyla atmosferde biriken ve küresel ısınmaya neden olan karbon dioksidi emerek atmosferden uzaklaştırıyormuş. Bunu şimdi haber yaptıklarına göre bu yeni bir keşif olsa gerek. Bravo Colorado Üniversitesi’ne!

2- Bu emme filtreleme işlemi sayesinde çok korktuğumuz küresel ısınma konusunda meğerse doğa kendisi frene basıyormuş ve o kadar da korkacak bir şey yokmuş. Neydi zaten o kıyamet tellallarından çektiğimiz!

Ben yeni görsem de 3 Ağustos tarihinde yayımlanan (ve çok yerde aynen alıntılanan) haberin ilk üç paragrafı bayağı insanı rahatlatmış olsa gerek. Ama işin garibi, haberin devamını okumaya kalkarsanız (ki internet gazetelerinde ortalama okuma süresi kaç saniyedir, haberler sonuna kadar okunur mu bilmem) araştırmacıların aslında bunun tam tersini söylediğini görüyorsunuz. Yani haberde bir gariplik var.

Haberi okumaya devam edelim:

“Araştırma raporunun yazarlarından Pieter Tans şunları söylüyor: ‘İnsan aktiviteleri nedeniyle atmosfere yayılan ve iklim değişikliğine neden olan karbondioksiti dünya filtreleyebiliyor. Ancak bunu sonsuza kadar yapamaz. Ormanlar ve okyanuslar aracılığıyla yapılan filtreleme zaman içinde azalacak.'”

Daha bitmedi!

“Araştırmayı yapan bilim insanları uyarıyor: ‘Ormanlar ve okyanuslar sayesinde tutulan karbondioksit miktarı, küresel ısınmayı önleyecek boyutlarda değil.'”

Haber okyanusların emdiği fazla karbondioksit nedeniyle giderek asitlendiği ve bunun biyoçeşitliliği azalttığı bilgisiyle devam ediyor. (Ama asitlenen okyanusların karbon emme kapasitesinin azaldığı bilgisi verilmiyor. Oysa haberin NOAA sitesindeki 1 Ağustos tarihli orjinalinde bu bilgi var.) Ve haber şöyle sona eriyor:

“Amerikan Nature dergisindeki makaleye göre 1959 yılından beri insanoğlunun havaya verdiği sera gazı miktarının %55’i bitkiler, toprak ve okyanuslar tarafından artan bir hızla geri çekildi. Ancak  kalan %45’in bile küresel ısınmaya neden olmak için yeterli.”

Yahu siz haberin başında araştırmanın küresel ısınmayla ilgili korkuları hafiflettiğini yazmamış mıydınız? Hani frene basılıyordu? Kendi haberinizde araştırmacıların bu filtrelemenin zaman içinde (aslında doğrudan atmosferdeki karbon dioksit miktarının artması nedeniyle yaşanan asitleşmenin ve ısınmanın etkisiyle) azaldığını ve bu emme işleminin küresel ısınmayı önleyecek boyutta olmadığını söylediğini yazmıyor musunuz?

Haberin başındaki iyimserlik nereden zuhur etti?

Bilgisizlik mi, iyimser olma ihtiyacı mı?

Gazetecilerin haberini yaptığı konuyu bilmesi gerekir. Hiçbir şey bilmediğiniz konunun haberini yapma özgürlüğünüz yoktur. Mesela Kürt sorunuyla ilgili, diyelim Şemdinli’deki çatışmalarla ilgili bir haber yazıyorsunuz. En azından Kürt sorununun Türkiye’de şu kadar senedir yaşandığını, on binlerce insanın çatışmalarda öldüğünü, ve benzeri temel bilgileri biliyor olmak zorundasınız. Haydi “çevre” meselelerinden bahsediyoruz madem, daha “hafif” bir örnek vereyim.

Gazetelerde panda haberlerinden geçilmiyor. Hayvanat bahçelerinde esir tutulan pandaların doğurması, ölmesi, her şeyi haber. Çünkü gazeteler bu güzel hayvanların fotoğraflarını basmaya doyamıyor. Bu anlaşılır bir şey. İnsanlara moral verecek, içlerini açacak şeylerin haberini yapmak, fotoğrafını basmak istiyorsunuz. Esir de olsalar, sevimli hayvanların fotoğrafları güzeldir.

Ama panda haberi yaparken bile en azından iki üç temel bilgiyi bilmeniz gerekir. Haberi yaparken pandanın bir memeli hayvan olduğunu, Çin’de yaşadığını ve dünyada çok az sayıda kaldığını bilirsiniz. Yoksa pandayı bir göçmen kuş türü sanarak, Haymana ovasında bol miktarda bulunduğunu düşünerek ve soyunun tükenmekte olduğunu bilmeyerek haberi yazarsanız mutlaka bir yerde bir hata yaparsınz.

Ne yazık ki gazetelerimiz için küresel ısınma haberleri pandalardan bile daha “hafif” haber kategorisine girdiği için, muhabirlerimizin ve editörlerimizin bu konudan pek de anlaması gerekmiyor! Küresel ısınmayı öğrenilemeyecek kadar zor ve karmaşık (ya da gereksiz) bir konu olarak görmeye devam etmek istiyorlar.

Oysa küresel ısınma son derece basit bir mesele. Nedenleri de, etkileri de, sonuçları da basit. Konu hakkında doktora yapmanız gerekmiyor. Biraz ciddiye alıp iki şey okusanız bu hataları yapmazsınız.

Ama sorun bununla sınırlı değil. Galiba asıl mesele bilgisizlik değil, küresel ısınmayı inkar etme ihtiyacının içimize işlemiş olması. İklim değişikliği aslında o kadar da korkutucu olmasın, bilim insanları haksız çıksın, bir gün bir “bilim adamı” bir icat çıkarsın, sorunu pıt diye çözsün diye o kadar yürekten temenni ediyoruz ki, bir yerlerden iyimserlik icat etmeye çalışıyoruz. Tabii daha arabanın taksidi bitmedi, tatil için uçak biletlerini de aldık. Dokunmayın bizim yaşam biçimize. Teknoloji neden her şeyi çözmüyor ki!…

Ama naçizane, senelerdir küresel ısınmayla ilgili okuyan, yazan, eylem yapan biri olarak gazeteci arkadaşlara iki kötü haberim var: Bir; küresel ısınma (veya iklim değişikliği, hangisini tercih ederseniz), dünyanın en önemli meselesi. Bu konuyu ayrıntılarıyla bilmek zorundasınız. İki; küresel ısınma konusunda hiçbir şeyin iyiye gittiği yok.

Dost, acı söyler.

(Not: Nature dergisindeki asıl makaleyi bulup okuyamadım. Ama bir bilimsel kuruluş olan ABD’nin Okyanus ve Atmosfer Araştırmaları kuruluşu NOAA’da yer alan haber, bu habere kaynaklık etmiş gibi görünüyor. NOAA’nın seçtiği başlıkta, yeryüzünün ormanları ve okyanusları hala insanlar tarafından salınan karbon dioksidin yaklaşık yarısını emiyor, deniyor. Haberin içeriğinde de karbonsioksit emme kapasitesindeki düşüşün beklenenden fazla olmadığının ortaya çıktığı yazılıyor. Haberdeki iyimserlik bundan ibaret. NTVMSNBC bu haberi nereden çevirmiş bulamadım. Ama haberi böyle bağlamlandıranın asıl kim olduğunu merak ediyorum doğrusu.)

Haber Analiz: Ümit Şahin – Yeşil Gazete

http://www.ntvmsnbc.com/id/25371609/

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.