Hafta SonuManşetMetin Erksan Dosyası

Metin Erksan zamanı (1929 – 2012)

0
Berlin Altın Ayı ödüllü Susuz Yaz (1964)

Berlin Altın Ayı ödüllü Susuz Yaz (1964)

Metin Erksan 4 Ağustos Cumartesi günü aramızdan ayrıldı. 1929 yılında Çanakkale’de dünyaya gelen ve ülkemize 1964 yılında çektiği “Susuz Yaz” ile Berlin Film Festivali’nde ilk uluslararası ödülü kazandıran Erksan’ın filmografisine baktığınızda çok fazla film göremezsiniz aslında. Yönetmen son film “Preveze Öncesi”ni bundan tam 30 sene önce, 1982 yılında çekmiş.

İlklerin yönetmenidir bir bakıma Metin Erksan. Filmleri, gösterime girdiği dönemlerde pek rağbet görmemiş olsa da yıllar geçtikçe değeri anlaşılmış, bir süre sonra kült mertbesine erişmiş yapımlardır. Türkiye’de çekilen ilk korku filmlerinden 1974 tarihli “Şeytan”ın kamera arkasında da onun imzası görülür.

Metin Erksan’ı, Metin Erksan yapan film ise “Susuz Yaz”ın hemen arkasından kamera arkasına geçtiği 1965 tarihli “Sevmek Zamanı”dır. Çekimleri tamamlandığı dönemde dönemin sinema endüstrisi tarafından değeri anlaşılamamış, günün sinema koşullarına göre çok farklı gelen sinema dili, çekim tekniği, filmde çok az diyalog kullanılması gibi nedenlerle dağıtımcı bulamadığından gösterime girme imkanından bile yoksun kalmıştır.

Sevmek Zamanı (1965)

Ne var ki, bugün Metin Erksan dendiğinde ilk akla gelen filmdir, “Sevmek Zamanı”.  Sinemamızın bu en kendine has yönetmenini anmak için biz de hakkında en çok konuşulan/yazılan/fikir beyan edilen filmi, “Sevmek Zamanı”nı bir kez daha izledik. Erksan ustaya ve onun hayatına başyapıtının izleği üzerinden bakmaya çalıştık.

Masalsı bir atmosferde geçer film. Filmde yaşananlar İstanbul Büyükada’da cereyan etse de izleyende görülenlerin gerçek olmadığı duygusu uyanır. Film boyunca devam eden müzik, doğanın kendi sesinin (yağmur, rüzgar, küreklerin suya vurduğunda çıkan ses) filmde insan seslerinden çok daha fazla yer alması, film içinde yaşanan gelişmelerin yaşadığımız dünyaya ait değilde filmin kendi dünyasına ait olması ister istemez bu duyguyu uyandırır.

Filmin konusunu kısaca özetlemek gerekirse. Büyükada’da bir malikaneyi boyama işi için ustası Derviş Mustafa ile birlikte çalışan Halil, evin bir odasında asılı bulunan kadın fotoğrafına aşık olur. Büyükada’daki evin kış mevsiminde ıssız olmasının verdiği güvenle her gün aşık olduğu kadın fotoğrafını ziyaret etmeye başlar. Fotoğrafta görülen kadın, Meral’in bu duruma tesadüf eseri şahit olması ve bu büyük aşka karşılık vermek istemesi ise işleri Halil açısından bozar. Çünkü Halil, fotoğrafta görülen kadına değil fotoğrafın kendisine, ordan kendisine bakan ifadeye, samimiyete, iyi niyete aşık olmuştur. Meral’in teklifini reddeder, onun kendi aşkını lekeleyeceğinden, onun resme bakarken hissettiklerini tam olarak karşılayamacağından, sonunda Halil’in kendi içinde yaşattığı aşkı da mahvedeceğinden çekindiği için böyle davranmak zorunda olduğunu ifade eder.

Meral’in teklifini reddettiği sahnede Halil’in söyledikleri filmin ana temasını teşkil eder aslında.

Sen dostlukların, aşkların kolay mı kurulduğunu, kolay mı sürdürüldüğünü sanıyorsun? Resminle aramda ne kadar uzun zamanlar geçti. İlk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım. Birden, bana iyilikle, sevgiyle bakan bir yüz gördüm. Elbiselerim eskiydi, kirliydim, sakallarım uzamıştı. İnanamadım. O insanca bakışı bir daha göremem diye bir daha resme bakmaktan korkuyordum. İkinci kere zorlukla baktım resmine. Gene iyilik, gene sevgi vardı gözlerinde. Nihayet değişmezi bulmuştum. Resmin benim içime bakıyordu. Benim kendimi görüyordu. Boş evde, soğuk kış gecelerini beraber yaşadık onunla. Bana hep dostlukla, iyilikle, sevgiyle baktı. Çok zamanlar gidip yüzünü tutardım, gözlerini öperdim. Saçlarına değdirirdim ellerimi“.

“Nihayet değişmezi bulmuştum. Resmin benim içime bakıyordu. Benim kendimi görüyordu”

Değişmezi bulmak. İnsanın aşkta kendisini olduğu gibi kabul edeni araması.

Filmin simgesel anlatımı pek çok değişik okumaya da gebe. Sanat eseri ile sanatçı arasındaki fark olarak da okunabilir film. Ressamı resimleri üzerinden tanımak/sevmek, yönetmeni filmleri, şairi şiirleri, yazarı romanları üzerinden tanımak/sevmek.

Okuduğumuz şiirde gördüğümüz, içimize işleyen “değişmez”i severiz. Her okuduğumuzda ordadır o, kalmıştır, değişmemiştir. Bir dahaki okumamızda ya da hatırımıza getirmemizde de aynı şekli ile kalacaktır. Fakat şiiri yazan şairi tanısak belki de hayal kırıklığına uğrarız. O şair değişecektir çünkü, yenilenecektir, farklılaşacaktır. Bizim şiirine tutkun olduğumuz şair başka bir zamanda bizi hayal kırıklığına uğratacak bir söz söyleyebilir. Biz şaire değil şiirine tutulmuşuzdur. Halil’in Meral’e değilde resmine tutulmuş olduğu gibi.

Aynı okumayı aşk’a da uyarlamak mümkün. Karşı taraftaki insana bir şeyler hissettiğimizde, o kişinin kendisine değil o süre zarfında bizim hoşumuza giden hal ve hareketlerine, o dönem içinde kendi içimizde yarattığımız ve aslında o kişinin asıl kimliğini tam olarak yansıtmayan, “içimizdeki o’na” aşık oluruz. Tanıdıktan ve “içimizdeki o’nun” aslında bambaşka biri olduğunu farkettikten sonra ise hayal kırıklığı başlar, aşık olduğumuz kişiyi “içimizdeki o’na” benzetmek için mücadele edilen “beyhude uğraşlar” devresi başlar. Hüsran başlar. Louis Aragon’un, “Mutlu aşk yoktur” derken kastettiği de aslında tam olarak budur.

İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman
Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini
Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi
Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi
Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an
Mutlu aşk yoktur

Şimdi gelin aynı okumayı Metin Erksan’a ve onun sinemasına uyarlayalım. 1982 yılından bu yana film yönetmemiş büyük usta. “Sevmek Zamanı”ndan sonra neredeyse hiç büyük bir projede yer almamış. Sinemayı demeyelimde sinema endüstrisini değil filmini sevdiği içindir belki de. “Sevmek Zamanı”nda anlatmak istediğini tam olarak anlattığına kani olmuştur bir ihtimal Erksan. Hem sanatçının, hangi sanat ile iştigal ederse etsin, gailesi derdini anlatmak değil midir?

Metin Erksan ustayı sevgi ve saygı ile bir kez daha anıyoruz. O şimdi aramızda değil ama filmleri bizim bu dünyadaki konukluğumuz sürdüğü sürece aramızda kalacak.

anavarza

NOT: Sevmek Zamanı filminin tamamını BURADAN izleyebilirsiniz.

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.