Yeşeriyorum

“Yeni Başlayanlar İçin Türkçe” – Katharina Decker

0

Yeşiller ve Genç Yeşiller’in tüm dünyada beraber, dayanışma içinde sürdürdüğü mücadelenin bir sonucu olarak, farklı ülkelerden Yeşiller sürekli iletişimde olabiliyor. Almanya’nın Hessen Eyaleti Genç Yeşilleri’nden Katharina Decker’le de bu sayede tanıştık. “Beraber ne yapabiliriz, nereden başlayabiliriz?” sorusuna cevap olarak, “Yeşil Gazete’ye bir yazı yazın, çevirip yayınlayalım” dedik. Yazıyı aşağıda okuyabilirsiniz.

Bu vesileyle… Yeşil Gazete olarak yabancı düşmanlığı ve komplo teorisi paranoyalarının anlamsızlığının herkesçe görüldüğü, ayrıştıran korkuların değil birleştiren umutların hüküm sürdüğü, köhnemiş ve kompleksli saplantılardan kurtulmuş bir gelecek dileğimizi yineliyoruz. (Yeşil Gazete – Durukan Dudu)

***

Bundan dört yıl önce, Almanya’nın en önemli televizyon kanallarından biri ‘Yeni Başlayanlar İçin Türkçe’ adlı bir dizi yayınlamaya başladı. Ana karakterlerin psikolog annesi, Türk kökenli bir polis memuru olan eşi ile aynı binayı paylaşıyor. Bağımsız takılan bir genç olan Lena ve onun yeni üvey kardeşi (ilk bakışta maço gibi görünen) Cem  kendilerini bir sürü çatışmanın ortasında buluyorlar: iş arama sıkıntısından aşka, din hakkında farklı görüşlere uzanan çatışmalar… Tıpkı her dizide olduğu gibi. Çok geçmeden anlaşılıyor ki asıl zorluk kültürel farklılıklar değil; günlük hayatın ta kendisi. Bu dizi Almanya’da yaşayan Türk kökenli 2.5 milyon insanın ülke nüfusunun etkin ve içkin bir parçası olarak kabul edildiğine kanıt gösterilebilir.

Günde 3 milyon porsiyon kebap yeniyor ve yılda 4.3 milyon Alman tatilini Türkiye’de geçiriyor. Genel olarak bakıldığında birçok benzerlik mevcut. Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkiler uzun bir geçmişe dayanıyor. Şu anda İstanbul’da bir Alman-Türk üniversitesi kurulmakta. Almanya, 26 milyar avroluk  ticaret hacmi ile Türkiye’nin en önemli dış ticaret ortağı. Türk şirketler Almanya’da 370.000 kişiye istihdam sağlıyor. Siyasi açıdan da bir şeyler olup bitmekte: Almanya eski devlet başkanı Wulff, İslam dininin Almanya’nın bir parçası olduğunu söylediğinde büyük destek gördü. Giderek daha fazla politikacı Türkiye’nin Arap dünyası ve Avrupa arasındaki köprü konumunun öneminin farkına varıyor. Sokaktaki adam bile Türkiye’ye giderek daha fazla ilgi gösteriyor. Örneğin, Almanya’dan Türkiye’ye gelen değişim öğrencisi sayısı yıllardır sürekli artış içinde.

Yani, iyimser olmak için sebep var.

Yine de Türk-Alman ortak varoluşu önünde hala bir takım engeller var: Alman tarafında ırkçılık ve İslam düşmanlığı hala geçerli, hatta etkisi artan bir olgu. Diğer taraftan, topluma uyum sağlamış bir çoklarının yanında, üçüncü nesil olmasına rağmen hala temel dil becerilerine hakim olmayan kişiler var. Bir çok Alman ‘Türk insanı’nı hala gençlik suçları ve işsizlikle ilişkilendiriyor. Son olarak, temel sorun belki de heterojen alt gruplardan yola çıkarak bir topluma ulaşmanın yolunu bulmak. Ve Almanya’nın sağ siyasi kanadı eski günlere dönmek istese de, biz ‘Yeşil’ler olarak gelecek için planlar yapmaktayız.

Entegrasyon ile ilgili sorunları, şu an için hiç de yeterli olmayan dil eğitimi programları için daha fazla kaynak toplayarak çözmek istiyoruz.

Semptomlarla uğraşmak adına okullarda daha fazla güvenlik ve daha sıkı cezalar yerine, sorunlara en baştan çare bulmak için daha fazla sosyal çalışan ve okul psikologu talep ediyoruz. Ancak en önemli sorun daha iyi bir eğitim sağlayabilmek (biz Yeşiller, kısmi olarak çağdışı kalmış Alman eğitim sisteminin reforme edilmesini istiyoruz ve ‘tüm gün’ süren okul sistemini destekliyoruz) ve yeni yollar açabilmek (Türk göçmenler benzer eğitim seviyelerine rağmen iş bulmakta daha az şansa sahipler).

Bir çok sorun, Almanlar ve Türkler arasındaki farklardan değil, muhafazakar ve ilerici güçler arasındaki çatışmadan kaynaklanıyor.

Bavyera’da (Almanya’nın geleneklerine çok bağlı bir bölgesi) yaşayan bir ailede ya da Türkiye’de yaşayan geniş, ataerkil bir aile içerisinde gerçekten hoşgörü ve özgürleşme yaşandığından şüphe duyulabilir (bu örnekler Alman muhafazakarlar tarafından sıkça kullanılır).Yeşiller tüm bu sorunlara çözüm bulmak için çalışıyor. Çoğu üyemizin Türk asıllı olması gidişhatın doğal bir sonucu.

Kozmopolit ve hoşgörülü bir Almanya ve Avrupa için savaşmaya devam edeceğiz. Bizim için, Türkiye’nin Avrupa’ya ait olduğu su götürmez bir gerçek, ama uluslararası bağlamda çabamız bundan da öteye gidiyor: özgürlük ve kendi hayatına hükmedebilmek adına mücadelemizde tüm ülkelerin Yeşilleri olarak birlik içindeyiz.  Ve geleceğe umutla bakıyoruz: hoşgorülü, dirlik içinde bir yaşamı ve yeşil değerleri savunabilmek için karşı karşıya olduğumuz zorluklara hep beraber gögüs gerebilirsek, gelecek, ‘Yeni Başlayanlar İçin Türkçe” dizisinin sonundaki gibi olabilir: yıllar süren tartışmalardan sonra çiftin bir çocuğu oluyor.

Katharina Decker, Almanya Hessen Genç Yeşilleri üyesi

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.