Yeşil Duyurular

Nükleer karşıtları 11 Mart’ta Ankara’da sokakta

0

Eşitlik ve Demokrasi Partisi ile Yeşiller Partisi öncülüğünde Ankaralı nükleer santral karşıtları 11 Mart’ta sokağa çıkıyor.

11 Mart, geçen sene gerçekleşen Fukuşima faciasının da yıldönümü.

Ankaralı nükleer karşıtları hem Fukuşima faciasında hayatını kaybedenleri anacak, hem de Türkiye’nin ve Dünya’nın nükleer santrallerden arındırılmasını talep edecek.

Etkinliğin sayfası şu: http://www.facebook.com/events/119262831532588/

Yapılan açıklama şu şekilde:

Nükleersiz Türkiye, Nükleersiz Dünya!” demek için 11 Mart 2012 Pazar günü saat 14:00’da Esat Dörtyol’da buluşup, Tunalı Hilmi Caddesi’nden Kuğulu Park’a yürüyoruz. Siz de gelin sesimizi he birlikte yükseltelim.

Bundan tam bir yıl önce, 11 Mart 2011’de, deprem ve tsunamiye bağlı olarak, Japonya’da büyük bir nükleer felaket yaşandı. Fukuşima, yirmi altı yıl önce Rusya’da meydana gelen Çernobil faciasından sonra dünyada meydana gelen en korkunç nükleer santral kazası oldu. Yaşanılan bu olaydan sonra birçok ülke nükleer enerjinin risklerini kavrayarak alternatif enerji kaynaklarına yöneldi.

Fukuşima faciasından önce Japonya’da faaliyet gösteren 54 reaktör vardı. Depremle birlikte bunların dördü hurdaya çıktı. Bu olayda yaklaşık 20 milyar dolar zarar edildi. Şu anda Japonya’da 50 reaktör çalışabilir durumda. Ama hükümete yapılan baskılar sayesinde yalnızca 20’si kullanılıyor. Japon hükümeti, artık kendine nükleersiz bir yol çizmeye çalışıyor. Japonya’da üst düzey yetkililer, enerji tasarrufu ve yenilenebilir enerji sayesinde kısa sürede nükleersiz de yol alabileceklerini söylüyorlar.

Facianın ardından Almanya’da faaliyet gösteren 17 nükleer reaktörden 8’i tamamen kapatıldı ve geriye kalan 9 reaktörün de 2022 yılına kadar kapatılması kararı alındı. Ayrıca Alman Siemens firması nükleer enerji sektöründen tamamen çekildiğini açıkladı. İsviçre’de ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde 38’ini karşılayan 5 nükleer reaktör 2034 yılına kadar kapatılmış olacak. Yapılması planlanan 3 yeni reaktör projesi ise iptal edildi. İsviçre yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapma kararı aldı. İtalya’da Çernobil kazasından yaklaşık bir yıl sonra, 1987 yılında, yapılan referandumla alınan kararla ülkede bulunan 4 nükleer reaktör kapatılmıştı. Fukuşima kazasının ardından, 1987’de kapatılan reaktörlerin yerine yapılması planlanan yeni reaktörler konusunda yine referanduma gidildi ve halk %95 oyla “nükleere HAYIR!” dedi. İtalya’da asla nükleer reaktör yapılmayacak.

Gelelim Türkiye’ye… Çernobil ve Fukuşima’da yaşanılanlara rağmen Sinop ve Akkuyu’da nükleer santral inşa etme girişimleri devam ediyor. Neredeyse tamamı deprem kuşağında yer alan Türkiye’de nükleer santral kurma düşüncesi felakete davetiye çıkarmaktır. Bizleri 26 yıldır “biraz radyasyon iyidir”, “radyoaktif çay daha lezzetlidir”, “radyasyon kemiklere yararlıdır”, “mutfak tüpü de nükleer kadar risklidir” ve “kanser vakalarındaki artışın nedeni psikolojiktir” gibi bayağı söylemlerle kandırmaya çalışıyorlar. Gerçeklerse çok farklı…

Nükleer atıkların depolanması için % 100 güvenli, zararsız bir çözümün dünyanın hiçbir yerinde geliştirilememiş olması nükleere ilişkin en büyük sorundur. Kaldı ki evsel atık, tıbbi atık, sanayi atıkları gibi baş edilmesi daha basit olan atık türleri için bile etkin bir çözüm yöntemine sahip olmayan Türkiye, nükleer atık gibi riskli bir atık türü karşısında tamamen çözümsüz kalacaktır.
Nükleer enerji petrol, doğalgaz vb. fosil yakıtlar kullanılarak çalıştırılan iş makineleri sayesinde topraktan ayrıştırılan uranyum vb. radyoaktif maddelerin reaktörlerde bulunan buhar tribünlerini döndürmesiyle elde edilmektedir. Temel olarak karbon salınımlarındaki artıştan kaynaklanan küresel iklim değişikliği sorununu bahane ederek; nükleer reaktörleri çevreci bir alternatif gibi göstermeye çalışanlar, uranyumun fosil yakıtlar kullanılarak topraktan çıkartıldığını, nükleer atıkların güvenli bir şekilde defedilemediğini, nükleer silah sorununu, dünyada şimdiye kadar meydana gelmiş olan ve her an bir yenisini yaşayabileceğimiz nükleer felaketlerde yaşanan can ve mal kayıpları ile çevreye verilen zararı görmezden gelmektedirler.

Nükleer enerjinin, en ucuz, en verimli, en güvenli enerji kaynağı olduğu iddia ediliyor. Fakat bizler biliyoruz ki nükleer santrallerin bakım ve güvenlik masrafları, kurulum masraflarının çok ötesinde. Ayrıca bu santrallerin ömürleri oldukça kısa. Ve şimdiye kadar dünya genelinde meydana gelen onlarca kazadan öğrendik ki nükleer enerji var olan en riskli enerji türüdür. Etkileri milyonlarca yıl yok olmayan nükleer atıkların yarattığı risk de bu tabloya eklenince, dünyanın geleceğini tehdit eden nükleer kabusa son vermek gerekiyor.

Bu gidişata dur demekte karalı olan bizler, nükleere karşı hem yerel hem de küresel bir mücadelenin zorunlu olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden “Nükleersiz Türkiye, Nükleersiz Dünya!” demek için 11 Mart 2012 Pazar günü saat 14:00’da Esat Dörtyol’da buluşup, Kuğulu Park’a yürüyoruz. Siz de gelin hep beraber sesimizi yükseltelim.

You may also like

Comments

Comments are closed.