Haber Hattı

TTB-SES’in ikinci ay raporu: “Van’da depremin yarattığı yıkım kronikleşti”

0
TTB-SES Van İkinci Ay Raporu'nu resme tıklayarak indirebilirsiniz

TTB-SES Van Depremi İkinci Ay Değerlendirme Raporu'nu resme tıklayarak indirebilirsiniz

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Van depreminin ikinci ayında bir değerlendirme raporu yayımladı. 23 Ekim’de yaşanan 7,2 büyüklüğündeki depremin hemen ardından TTB Olağandışı Durumlar Kolu’nun organizasyonuyla bölgeye giden ekipler, daha önce de 7. gün, 21. gün ve birinci ay raporlarını yayımlamışlardı.

Deprem bölgesindeki yaşam koşullarını, sağlık sorunlarını, sağlık hizmetlerinin ve sağlık çalışanlarının sorunlarını değerlendiren raporların sonuncusu olan ikinci ay raporu dün Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) ile birlikte hazırlandı ve Ankara’da yapılan basın toplantısıyla kamuoyuna sunuldu.

Yapılan basın açıklamasında “23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen depremin ardından Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) deprem sonrası ilk saatlerden itibaren bölgeye değerlendirme için bir ekip göndererek sağlık hizmetleri ve koordinasyon konularında katkı sunmaya başlamıştır.Deprem sonrası ilk günlerden başlayarak çok sayıda rapor ile deprem bölgesine ilişkin durumu, faaliyetleri ve önerilerini paylaşan TTB ve SES, bölgede görevlendirdiği gönüllü ekipler tarafından toplanan veriler ve yerinde gözlemlerle yeni bir durum değerlendirmesi yapmıştır. Van İl Merkezi ve köyleri ile Erciş İlçe ve köylerinde incelemeler yapılarak hekimler, sağlık ve sosyal hizmet çalışanları, kurum yetkilileri ve halkla görüşülmüştür. Bu rapor gönüllü ekiplerin gözlemleri, elde ettiği veriler, yetkililerle yaptığı görüşmelerin notları, yerinde gözlem ve ulaşılabilen istatistiksel verilerden hareketle hazırlanmıştır” denildi.

Van depreminin ikinci ayında, iddia edilenin aksine normal duruma dönülemediği, tam tersine depremin yarattığı yıkımın kronikleştiği belirtilen raporda “Kamu yöneticileri, Van’da hayatın normale döndüğünü iddia etmektedirler. Van’da yaşam hiçbir şekilde normal değildir. Normale döndüğü iddiasının arkasında, topluma sağlanan çeşitli hakların geri alınması çabası bulunmaktadır” denildi.

TTB ve SES tarafından yapılan ikinci ay değerlendirmesinin ve önerilerin ana başlıkları şöyle:

İkinci ayın sonunda kentteki konutların hasar tespitlerinin tamamlanması bir yana, toplam 29 ASM’nin bile kesin hasar tespitleri tamamlanmamıştır. Tamamlanan hasar tespitleri hakkında sağlık çalışanları bilgilendirilmemiştir. Hastanelerin ve birinci basamak sağlık kurumlarının kesin hasar çalışmaları bir an önce tamamlanmalı, sonuçlar yazılı olarak kurumlara ve halka duyurulmalıdır.

Depremden sonra ikinci ayın sonunda da Van’da görevli olan sağlık çalışanlarının neredeyse tümü halen kalıcı, güvenilir ve korunaklı barınma olanaklarından yoksundur. Sağlık hizmetlerinin rotasyonla sürdürülmekte, çalışılan 7-10 gün boyunca sağlık çalışanları arabalarında ya da kimi zaman her gece ayrı bir yerde geçici barınma alanlarında kalmaktadırlar. Diğer yandan yeni yılla birlikte tüm sağlık çalışanlarının kente dönmesinin isteneceği bildirilmektedir. Sağlık çalışanlarına kalıcı barınma sağlanmadan kente dönmeleri, kent dışında bulunan eş ve çocuklarının Van’a dönmesi mümkün değildir. İki aydır ihmal edilen ancak yine de özveriyle çalışmaya devam eden sağlık çalışanlarına kalıcı, güvenli ve korunaklı barınma bir an önce sağlanmalıdır.

Van’da yaşayan halkın önemli bir bölümü kent dışına göç etmiştir. Geride kalan yaklaşık 100 bin nüfusun ancak yaklaşık 20 bini çadırkentlerde ve çadırlarda barınmaktadır. Kış koşullarının giderek ağırlaştığı göz önünde bulundurularak bir an önce banyo ve tuvaleti olan konteynır, prefabrik ev ya da kalıcı konut sağlanmasına başlanmalıdır.

Van’dan göç etmeyen ancak çadırkentlerde de barınmayan büyük bir nüfus vardır. Bu kişiler genellikle derme-çatma, su-tuvalet olanakları olmayan çadırlarda kalmaktadır. Ayrıca beslenme, giyim, ısınma gereçleri gibi temel yardımlara da ulaşamamaktadırlar. Çadırkentlerde barınmayan nüfusa da ilgi gösterilmeli, en az çadırkentlerde kalanlara sağlanan kadar düzenli beslenme, giyim, ısınma ve maddi yardım sağlanmalıdır.

Sosyal güvencesi olmayan bireylere ücretsiz ilaç sağlanması, ne yazık ki sadece bir ay sürdürülebilmiştir. 22 aralık tarihinde kaldırılan ücretsiz ilaç yardımı hemen tekrar başlatılmalıdır.

Van’da yataklı tedavi hizmetleri sadece bir hastanede çok az sayıda yatakla sunulmaktadır. Bu, özellikle çocuk hastalıkları ile gebelik ve doğumla ilişkili durumlar açısından önemli bir sorun oluşturmaktadır. Hastanelerin güçlendirilmesi ya da yeni bina inşaatları bir an önce tamamlanmalı, özellikle kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanesi bir an önce faaliyete geçirilmelidir.

Sağlık hizmetlerinin akılcı bir şeklide planlanmasında nüfusun tam olarak tespit edilmesi büyük önem taşır. Van nüfusu’nun hane temelli olarak tespitine bir an önce başlanmalıdır.

ASM’lerde sadece başvuranlara tedavi hizmetleri sunulabilmektedir. Nüfusun tam olarak bilinmemesi ve rotasyonla çalışılmasına bağlı olarak sağlık çalışanı sayısının 1/3-1/4 oranında azalmış olması, özellikle koruyucu sağlık hizmetlerinin sunulmasındaki en önemli engellerdir. Van’da etkin bir birinci basamak sağlık hizmetinin sunulmasının önündeki asıl engel birinci basamak ekibini bir hekim ve bir aile sağlığı elemanına indirgeyen aile hekimliği sistemidir. Sağlık ekibini ve hizmet yükümlülüklerini daraltan bu uygulamadan vazgeçilmelidir.

Van’da sürdürülen birinci basamak sağlık hizmetlerinde, hekimlere bağlı hasta listeleri uygulamasından vageçilmeli, hizmetler bölge-tabanlı olarak düzenlenmelidir.

Van’da bulunan ASM’lerin kiminde nüfus hızla azalmakta, özellikle tek katlı evlerin yoğun olduğu gecekondu bölgelerinde ve köylerde ise ASM nüfusları artmaktadır. 26 Aralık 2011 tarihinde Sağlık Müdürlüğü’nden elde edilen bir bilgiye göre, ASM hekimlerine bildirilenin aksine hiçbir ASM’nin nüfusu deprem öncesi nüfusları sabit kabul edilecek şekilde belirlenmemiştir. Birinci basamak sağlık çalışanlarının ücret güvencesini ortadan kaldıran bu uygulama iptal edilmeli, asm çalışanlarının ücretlerinin bağlı nüfusun büyüklüğüne göre belirlenmesinden vazgeçilmelidir. Çalışanların büyük maddi kayıpları olduğu ve nüfusun hareketli olduğu göz önünde bulundurularak yeterli düzeyde bir sabit ücret belirlenmelidir.

Van’da bulunan ASM’lerin bina güçlendirme ve tadilat bedellerinin hekimler tarafından ödenmesi istenmektedir. ASM binalarının güçlendirme ve tadilat giderleri sağlık bakanlığı ve valilik tarafından üstlenilmelidir.

Depremle mücadelede, bir taraftan Van/Erciş’in hayat şartlarını iyileştirmeye yönelik koruyucu sosyal politikalara, öte yandan da rehabilitasyon ağırlıklı, sosyal-pedagojik projelere ihtiyaç vardır. Sosyo-kültürel ve ekonomik durumları hakkında elde edilen bütün istatistikî veriler, aktif sosyal politika ve sosyal hizmetler boyutuyla değerlendirilmelidir. Bu çerçevede oluşturulacak çalışmaların türü, süresi, boyutu, tahminî maliyeti ile sosyal faydalarının belirlenmesi gerekmektedir. Yöre halkına yönelik,  deprem sorunu ile ilgilenecek, valiliğe bağlı özel bir organizasyon birimi oluşturulmalıdır. Bu organizasyona kamu kurum/kuruluş ve demokratik kitle örgütleri dahil edilmelidir.  Bu birim, Van-Erciş’te depremden kaynaklı oluşan sorunları çözmeye, sosyal dengeyi kurmaya, deprem kaynaklı travmanın azaltılmasına yönelik çalışmalar yapmalıdır.

Mülteciler Van dışına göç etmeye zorlanmış, kentte kalanlara sağlanan yardımlar kesilmiştir. Ne korunaklı barınma araçları sağlanmakta, ne herhangi bir yardım ulaştırılmakta ne de sağlık hizmetine ulaşmalarına ilişkin bir çaba harcanmaktadır. Yemek dağıtan Van Belediyesi dışında el uzatan yoktur. Mültecilere bir an önce güvenli ve korunaklı barınma sağlanmalı, acilen ekonomik ve sosyal destek sunulmalı, kronik hasta ve engelli sayısının yüksek olduğu dikkate alınarak evde bakım hizmetleri bir an önce başlatılmalıdır

Van’da bulunan tüm ASM’lerde dönüşümlü çalışma düzeni 26 Aralık’ta sona erdirilmiştir. Tüm ASM hekimleri görev yerlerine geri çağrılmıştır. Tüm ASM hekimlerinin ve hekim dışı çalışanlarının görevlerine geri çağrılmasının, ASM çalışanlarının yaşamakta olduğu barınma sorununu daha da artıracağı ortadadır. Kalıcı, güvenli, korunaklı ve aileleriyle birlikte barınabilecekleri barınma alanları oluşturulmadan asm çalışanlarının geri çağrılmasından vazgeçilmelidir.

Raporun tamamı BURADAN indirilebilir.

(Yeşil Gazete)

More in Haber Hattı

You may also like

Comments

Comments are closed.