Köşe Yazıları

Öldürün o köylüleri!!

0

Evet! Öldürün o köylüleri! Şimdi yaptığınız gibi yavaş yavaş değil ama! Gerze’de, yaşadıkları ormanlara yapılacak termik santrali istemeyen, istememekle kalmayıp, yaptırmayan kölüleri öldürün! Onlara destek vermeye çalışan çevrecileri, ekolojistleri, yeşilleri de öldürün! Ra-hat-la-yın!! Çünkü bu sefer de olmadı! Bu sefer de olmadıysa, ancak öldürerek olur! Hayattan geri adım atacak değiller ya!

Madem doğayı öldürmek için yola çıktınız, maden bunu yapmak için kararlısınız, madem bir sondaj makinasını ormana sokmak için orman yakacak kadar gözünüz karardı, bunu da yaparsınız! Hem o zaman ne karşı çıkan kalır, ne tekerinize çomak sokan! İstediğiniz ağacı keser, istediğiniz dereyi kurutur, istediğiniz maden için doğayı zehirleyebilirsiniz! Hiçbir engelle karşılaşmadan, karınıza kar katarsınız! Kar! En kutsal amacınız!!

Şaka yapmıyorum! Gerçekten yapabilirsiniz bunu! Gerze’de köylülere karşı yapılanlar, Büyük Anadolu Yürüyüşü sırasında Gölbaşı’nda yapılanlar, bunu yapabileceğinizi gösteriyor. Görüntüler çok açık. Gözünüz kararmış durumda.

Ormana giden bir yol. Yolun üzerinde Yaykıl’da yaşayan köylüler oturuyor. Ormanlarını, doğalarını savunuyor köylüler. Artık herkes biliyor çünkü, maden giren yere, santral giren yere, HES giren yere “yaşam” girmiyor. Köylülerin karşılarında ise panzerler ve robokoplar. Panzerlerde tazyikli sular, robokoplarda kimyasal gazlar ve tabii ki cop var. Bir de en geride birileri var! Kim onlar? Bilmem ne holdingin, bilmem ne grubunun çalışanları. Oraya termik santral kurup, para kazanmak istiyorlar. Adları var tabii ki ama mühim mi? Orayı bunlar yok etmek istiyorlar, biraz ilerisini, Sinop’u, nükleer santralle başkaları! O başkaları da, polisin, jandarmanın, panzerin, kimyasal gazın ve copun arkasına saklanmıyor mu? Şirketler zehirleye zehirleye, yaralaya yaralaya kar etmek için uğraşıyor. Hem de takım elbiselerinin ütüleri bile bozulmadan! Karşılarında ise halk var, yaşayanlar var. Onlar ise direniyor, her türlü şiddete karşı! Ve birileri, birilerine köylüleri, çevrecileri, ekolojistleri, yeşilleri dövdürüyor! Halkı, adaleti olmasa da hukuku koruması gerekenler dövüyor!

Köylüler yoldan çekilmedikçe, atılıyor gazlar, sıkılıyor tazyikli sular. Ortalık toz duman, her yer su. Silah sesleri geliyor, ormanda yangın çıkıyor! Birileri kar etmeli diyor gaz, daha fazla para diyor tazyikli su.  Olmuyor ama işte. Köylüler direniyor, duyan ve duyarlı olan herkes geliyor ve direniyor! Yine giremiyor o sondaj makinası ormana. Dördü ağır, yirmi beş yaralıya rağmen giremiyor. Girerse, önce doğa, sonra da tüm yaşam ölecek çünkü! Köylüler sadece ormanları, sadece doğayı savunmıyor yani! Tortum’da ne diyor köylüler? “Canımızı alırsınız, suyumuzu asla, Bu yolda öleceğiz, ama suyumuzu vermeyeceğiz”. Yani şirketler de kolluk kuvvetleriyle sadece doğaya saldırmıyor. Aynı zamanda doğrudan, insanların hayatlarına da saldırıyorlar. Yaralılar, ağır yaralılar bunun göstergesi! Günün birinde kar etmek için doğrudan insan öldürmeleri gerekirse, yapacaklarının göstergesi!

Sonuç olarak tavsiyeme döneyim: Öldürün o köylüleri! Doğalarını, hayatlarını vermeyenleri, hayatlarını ellerinden alacak hiçbir şeyi istemeyenleri, istememekle kalmayıp, yaptırmayan kölüleri öldürün! Onlara destek vermeye çalışan çevrecileri, ekolojistleri, yeşilleri de öldürün! Ra-hat-la-yın!! Eğer bugün yaptıklarınızı yapabiliyorsanız, şirketler için, kar için bunlar yapılabiliyorsa, bir adım daha atabilirsiniz! Havaya ateş edeceğinize üstlerine ateş edin! Açılsın yollar! Oluk oluk kar akar o zaman ceplerinize.

Yeşil Gazete yazıları ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net

You may also like

Comments

Comments are closed.