Hayvan HaklarıManşet

“Doğal yaşam alanlarının parçalanması boz ayıları küçük alanlarda yaşamaya itiyor”

0

Doğa Derneği'nden Eray Çağlayan

Erzurum’un İspir ilçesine bağlı Yeşilyurt köyünde bir boz ayının iki kişiyi öldürmesi üzerine kimi gazeteler “katil ayı” gibi tanımlamalar kullanırken, biz bir boz ayının insanlara saldırmasının nedenlerini araştırmaya devam diyoruz.

Boz ayılar normalde insanlara saldırır mı, yoksa bunun özel bir nedeni mi olması gerekir? Bu soruyu Doğa Derneği Etobur Türleri Araştırma ve Koruma Sorumlusu Eray Çağlayan‘a sorduk. Dernek bünyesinde 2006 yılından bu yana Türkiye’de insan-bozayı çatışmasının çözümlenmesi için yürütülen projede çalışan Çağlayan olayda bir sürpriz karşılaşma olması gerektiğini söylüyor. Çağlayan şunları anlatıyor:

“Bozayılar normalde insana saldırmazlar. Sürpriz karşılaşmalar dışında ayılar insanlardan uzak dururlar. Sürpriz karşılaşmalardan kastımız, hem ayının hem de insanın farkına varmadan karşı karşıya gelmesi durumudur. Çeşitli sebeplerden dolayı ayılar insanların yaklaştıklarını hissetmez, seslerini duymaz veya kokusunu almazlarsa (su sesi, ters rüzgar vb.) bir anda karşı karşıya gelebilirler ve böyle bir durumda panikleyen hayvan insana zarar verebilir. Özellikle yavrulu dişiler bu gibi durumlarda diğer bireylere göre daha agresif davranabilirler. İspir’deki durumda ayının yavrulu olup olmadığını bilmiyoruz. Ama muhtemelen buradaki olayda da bir sürpriz karşılaşma yaşanmış olmalı.

“Hayvanlar intikam almaz”

Bozayı

Eray Çağlayan İspir’de yapılanları da yanlış buluyor: “Şimdi İspir’deki avcıları ayının peşine saldılar. Peki doğru hayvanı nasıl tespit edecekler? Muhtemelen bölgedeki en iri ve en yaşlı hayvanı bulmaya çalışacaklardır. Ama unutulmamalı ki bozayılar da teritoryeldir, yani alan tutarlar. Ve yaşça büyük ve iri hayvanlar gençlere göre daha geniş alanları işaretler ve savunurlar. Bunun temel nedeni beslenme ve neslini idame ettirmedir. Eğer doğru hayvan değilse vurulan bireyin yerine daha genç ve daha fazla hayvan yerleşebilir. Bu da sorunların çözümü yolunda pek yardımcı olmaz.”

Milliyet gazetesine yorum yapan bir doğa korumacı, ayının muhtemelen intikam saldırısı yapmış olduğunu söylüyordu. Eray Çağlayan’a bu yoruma katılıp katılmadığını soruyoruz. Çağlayan’a göre hayvanlar intikam almaz, sadece yaşamaya çalışır:
.
“Bu yoruma katılmak mümkün değil. Ancak daha önce insanla alakalı yaşadığı bir deneyim (yaralanma vs.), onu insana karşı daha agresif bir tepki vermeye yöneltmiş olabilir. Panikleyen hayvan (muhtemelen saldırmak için saldırmıyor – yani kurtlar gibi değil) bir anda tepki veriyor ve bu tepki, karşısındaki insanlar için maalesef öldürücü oluyor. Tam anlamıyla tesadüf. Ama kesinlikle intikam diyemeyiz. Bu gibi ifadeler insanlar için geçerli. Hayvanlar intikam almaz, yaşamaya çalışıyorlar sadece.”

Doğal yaşam alanları parçalanıyor

Peki Çağlayan’ın İspir’deki HES inşaatları nedeniyle su kaynakları ve geçiş yolları bozulan ayıların insanlara saldırmış olabileceği düşüncesi hakkındaki görüşü ne? İnsanların doğaya verdiği zararlar bu son olayın nedeni olabilir mi? Doğa Derneği’nden Eray Çağlayan’a göre “doğal yaşam alanlarının/habitat parçalanması” hayvanları küçük alanlarda yaşamaya itmiş olabilir ve neticede bahçelere gelen ayılar insanlarla karşılaşmış olabilir:

“HES’ler, yollar, barajlar gibi yapılar doğadaki habitatları (doğal yaşam alanları) parçalayan/bölen en önemli yapılardır. Bozayı gibi büyük memelilerin geniş yaşam alanları dikkate alındığında habitatların parçalanmasının etkileri çok büyük olabilir. HES’lerin yakın çevresine olan etkilerinin yanında uzun dönemde bölgede yaşayan büyük memelilere olan etkilerinin izlenmesi, çalışılması gerekli. Şu durumda kesin bir şey söylemek zor ancak şu varsayımda bulunabiliriz. Bölgedeki HES ve barajlar nedeniyle yaşam alanları parçalanan hayvanlar daha küçük alanlarda yaşamaya çalışıyor olabilirler. Doğada yeteri kadar beslenemeyen hayvanlar besin bulmak için insan yerleşimlerinin yakınlarına gelir ve bahçelerden veya çöplüklerden beslenirler. Bu durumdaki hayvanlar zaman zaman da insanların mallarına veya ürünlerine zarar verebilirler. Ama özellikle İspir gibi habitatın zayıf olduğu bir bölgede, ve doğal yaşam alanlarının HES, yol, baraj gibi etkilerle küçüldüğü alanlarda bozayıların bağ, bahçe gibi yerlere gelerek besin aramaları kaçınılmazdır.

Yani bu olayda doğrudan HES olarak değil ancak “doğal yaşam alanlarının/habitat parçalanması” hayvanları küçük alanlarda yaşamaya itmiş olabilir ve neticede bahçelere gelen ayılar insanlarla karşılaşmış olabilir. HES, yol, baraj gibi yapılar inşa edilirken bölgedeki hayvanların yaşam alanlarının parçalanmaması gözetilmelidir. Ayrıca aç bir ayı tok bir ayıdan daha stresli ve agresiftir.”

İnsan-ayı çatışması

Doğa Derneği’nden Eray Çağlayan’a göre bu son olayı insan-ayı çatışması kapsamında değerlendirmek gerekiyor: “Doğal yaşam alanlarının azalmasıyla besin bulabilmek için belirli dönemlerde bozayıların yerleşim yerlerine yaklaşmaları sonucu yaşanan olayları insan-bozayı çatışması kapsamında ele alıyoruz. Doğa Derneği olarak 2006 yılından bu yana Türkiye’de insan-bozayı çatışmasının çözümlenmesi için çalışıyoruz. Bu kapsamda bozayıların ekolojilerini araştırıyor ve bozayıların arı kovanlarına, meyve ve sebze bahçelerine verdikleri zararların nasıl engelleneceği üzerine çalışıyoruz. Rize, Erzurum ve Artvin illerinde bozayılara karşı dayanaklı platformlar ve elektro şoklu tel çit sistemleri kurarak örnek uygulamalar gerçekleştirdik. Ve bu uygulamaların yaygınlaştırılması için çalışıyoruz.”
.
Çağlayan’a göre insan-ayı çatışması konusu Türkiye’de yaban hayatla ilgili en önemli konu: “Bozayıların arı kovanları ve tarım ürünlerine verdiği zararlar nedeniyle bu çatışma özellikle Karadeniz Bölgesinde yoğun olarak yaşanmakta. Son yıllarda bozayılarla ilgili şikayetlerin artması bozayıların sayılarının arttığı anlamına gelmez. Ayıların yaşadığı alanların kalitesindeki azalış dikkate alındığında insan-ayı çatışması konusu Türkiye’de yaban hayatla ilgili en önemli konudur. Ve çözümlenmesi için pek çok kurumun işbirliği içinde çalışması gerekmektedir. Ayı habitatlarının iyileştirilmesi çalışmalarına hız verilmeli (ayıların doğada beslenebilecekleri yabani meyve ağaçlarının dikiminin yaygınlaştırılması), bahçeleri korumak için elektro şoklu çit sistemi ve arı kovanları için platformlar gibi önleyici tedbirlerin alınmasının teşvik edilmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması için çalışılmalı, bahçeler ve ürünlere olan yaban hayat kaynaklı zararların tanzimi için sigorta sistemi geliştirilmeli ve Türkiye’deki bozayılar hakkındaki bilimsel temele dayanan bilgilerimizi arttırmalıyız.
.
2006 yılından bu yana insan-ayı çatışması konusunda çalışan Doğa Derneği bu konuda eşsiz deneyimler elde etti. Bu deneyimlerin paylaşılması ve sorunun çözümlenmesi için Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlarla her türlü işbirliğine hazırız.”
.
(Yeşil Gazete)

You may also like

Comments

Comments are closed.