Yeşeriyorum

Irkçılıkta Zaman

0

Haftasonu geç kalkmak iyi geliyor genelde bana. Yavaş yavaş hatta gerine gerine duş, kahvaltı, sonrasında da çay-sigara keyfi… Metropolün hızlı temposundan soluklanma kaçamakları. Afyon patlamaya başlayınca sosyalleşiyorum sanırım ki maillere, face’e filan bakayım diyorum. Büyük olasılık akşama doğru da aktivistleşip planlı ya da plansız (olası acil gündem gerektirmesi) eylemlere katılıyorum.

Gününü göreceksin
Bu sabah tersimden kalkmış olmalıyım, duşu erteledim, mail-sigara faslına kahvaltıdan önce başladım. Düzenli takip ettiğim savaskarsıtları.org sitesindeki bir yazı ile şok oldum. Hüseyin Gülerce tarafından yazılan yazı, 20 temmuz’da (3 gün önce) Zaman Gazetesi’nde yayımlanmıştı. Silvan olayları üzerinden Kürt sorunu çözümünün sadece demokratik yollarla olamayacağını, Kürt Hareketi’nin belinin kırılması gerektiğini anlatıyor, Türk Devleti ve milletinin gücünü göstermesi gerektiğini söylüyordu. %50 oy almış bir hükümetin kamuoyunu, geçiştirme laflarla, oyalamak yerine harekete geçmesinin kaçınılmazlığını vurguluyordu. Baştan sona kadar kan kokan yazının bitişi ise insanı dumur eder nitelikte: “Irkçılar değil, Türkiye’nin makul çoğunluğu kazanacak… Savaşın dili değil, barışın dili kazanacak…

Takiyye’nin böylesi…
İlk tepkim ‘bu ne yaman çelişki anne’ şeklindeydi. Çok riyakarca, kışkırtıcı ve ayrımcıydı. Saldırgan nitelikli pekçok metin görmüştüm ama takiyyenin bu türlüsü ile ilk kez karşılaşıyordum. Evet bu tam bir takiyye idi benim için. Sonra acıktığımı hissedip kahvaltıya başladım. Müzik açıp dinleyemedim, kafamda neler olup bittiği, mesajın kime olduğu, gerekçesi gibi şeyler döndü durdu.Önce mesajı Başbakan’a zannettim, ama o bu gaza gelmezdi. Dedim ki o zaman bu mesaj genel topluma (ne demekse, genel ahlak gibi oldu)… Gündem ile birlikte, mutad olduğu üzere, koroya katıldı. Belki biraz tiraj da artar. Bilindiği gibi satamadıkları için ‘abone’lere elden dağıtılan bir gazetedir kendileri. Düşününce satmaya (satıştan gelecek paraya) zaten ihtiyaçları olmadığını hatırladım.

Son tezimi çürütemedim.
Bingo! Bu sefer tamam dedim. Mesaj kendi kadrolarına idi. Bu argümanları kullanarak güncel anlamda daha etkili propaganda yapabilecekler, hızlı bir örgütlenme sürecine girebileceklerdi. Zaten çok düşünme alışkanlığı edinememiş olduğu için, örgüte katılımı sonrasında da ‘abi’lerini fazla zorlamayacak bir kitle kaçırılmamalıydı. Böylece gergin başlayan kahvaltım, keyifle sonlandı.

MHP, Toptancı Hali mi?
AKP’nin de seçim süreçlerinde faşizan söylemlere ağırlık verdiğini hatırlayınca biraz acıdım MHP’ye. Onlar sokaktan toplar, kıvama getirir, birileri de olmuşları çeker alırdı. Kim bilir belki de MHP de bunu istiyordu. Yıllardır iktidar hedefi olmadığına göre… Sanırım ellerinde kalanları da duruma göre ‘derin’ ya da ‘yüzeysel’ temizlik işlerinde kullanıyorlardır. Bu kadar laf üretme yeter, sokağa çıkmalı. Netekim 17.00’de Taksim meydanda ırkçı saldırıların protestosu var, eylemde görüşmece…

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.