Enerji

Helene Flautre: “Türkiye’nin nükleer tercihi karşısında dona kaldım”

0

Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu üyesi ve Türkiye-AP Karma Parlementerler Grubu Eşbaşkanı Helen Flautre Milliyet gazetesinde bugün Güven Özalp’e verdiği röportajda Türkiye’nin nükleer planları karşısında dona kaldığını söyledi.

Milliyet gazetesinde yayınlanan röportaj şöyle:

Genelde Ankara’yla ilgili siyasi içerikli yorumlarıyla dikkat çeken Avrupa Birliği-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Helene Flautre’la bu kez “Yeşiller üyesi bir parlamenter” sıfatıyla konuşup Türkiye’nin nükleer enerji ve çevre politikalarını masaya yatırdık.
– Avrupa’da nükleer enerji ciddi şekilde sorgulanırken Türkiye rotasını nükleere çevirdi. Bu doğru yönde bir adım mı?
Nükleere sahip olmamak aslında büyük şans ve sahip olma yönünde adım atmak da çok yazık. Nükleer, gelecek nesiller açısından çevresel, demokratik ve etik anlamda çok büyük sorun yaratıyor. Yenilenebilir ve etkin enerji politikaları üretecek ülkeler geleceğe yön verecek ülkeler olacak. Türkiye gibi yüksek düzeyde rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesine sahip büyük bir ülkenin nükleere yönelmesi büyük talihsizlik. Tercihini yarından yana değil dünden yana yapıyor. Açıkçası ben bu tercih karşısında dona kaldım.
– Türk yetkililere göre sismik riskler de dahil olmak üzere güvenlik açısından endişe edecek bir şey yok…
Güvenlik sağlandı ve risk yüzde sıfıra yakın denilse bile her zaman bir felaket ihtimali vardır. O ihtimal nükleere sahip ülkelerin kafasının üstünde Demokles’in kılıcı gibi sallanır durur.
– Enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi açısından nükleere geçiş gerçekten kaçınılmaz mı?
Ben de enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesinden yanayım ama nükleere varana kadar bu çeşitliliği sağlamanın 20-25 yolu var.
– Nükleer konusunda iktidarlar halkı pek dinlemiyor gibi…
Sadece Türkiye’deki değil Fransa’daki ve nükleeri savunan her iktidarın söylemleri hep aynı ve bunların elle tutulacak yanı yok. Tartışmadan kaçıyorlar. Kolaysa Fransa ya da Türkiye’de nükleer konusunda bir referandum düzenleyin. Görün bakalım ne sonuç çıkıyor.
– Hükümetin hidroelektrik santrallerde “seri üretime” geçme kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her hidroelektrik santrale hayır demek doğru değil ama bu konuda sistematik ve tüm nehirlerin kullanılması bazlı bir politika izlenmesi de doğru değil. Bu tür bir yaklaşım eko-sistemi altüst eden bir etki de yaratır. Biyolojik çeşitlilik Türkiye’nin önemli bir kozu. Türkiye sürekli dört nala koşan, doğal çevreyi yutan, sürekli tüketen, Çinvari bir büyümeyi tercih etmek yerine geleceği düşünerek adım atmalı.
– Bu yorumunuzu dinlerken nedense aklıma Kanal İstanbul Projesi geldi…
Toprağın, çevrenin ve suyun istenildiği kadar kullanılabileceğini varsayan projeler bunlar. Bu tür bir gelişme modelinin bizi duvara toslatacak nitelikte olduğunu bilecek konumdayız.
Güven Özalp – Milliyet
(Yeşil Gazete)

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.