Köşe Yazıları

Haftanın tortusu

0

1 Mayıs kutlandı, meydanlar doldu. / ABD başdüşmanını öldürdü, tüm Dünya’da terör alarmı verildi. / MHP’yi kasetler, CHP’yi yargı, BDP’yi herkes vuruyor. / Ali Demir!!

1 Mayıs kutlandı, meydanlar doldu. Bu sene 1 Mayıs, hemen hemen her kutlandığı noktada daha büyük bir kalabalığa sahne oldu. Tabii ki merkez İstanbul. Ankara’dan bile bir çok parti, dernek, kitle örgütü üyelerini İstanbul’a götürdüler, 1 Mayıs’ı Taksim de kutlamayı seçtiler. Böyle olunca da Taksim Meydanı, fotoğraf karelerine sığmayacak bir kalabalığa mekan oldu. 20.000 kişilik gruplar olduğu söyleniyor. Bakınca toplamda hedeflenen rakamlara ulaşılmış bile olabilir.

Katılımlarım yüksek olması önemli. Olaysız geçmesi de. Çünkü katılım bir güç göstergesi. İçinde bulunulan dönemde Taksim Meydanı’nın doldurulması, Sıhhiye Meydanı’nın doldurulması, Gündoğdu’nun ve adını bilmediğim başka meydanların doldurulması, bir şeylerin o kadar da kolay kabul ettirilemeyeceğini gösteriyor sanki.

Benim ilgimi çeken nokra ise Türkiye solundaki değişim. Dünya’da protestolar, mitingler renklenirken, çeşitlenirken ve o görece sıkıcı havasından çıkarken, Türkiye’de bu değişime karşı hep bir küçümseyici yaklaşım oldu. Sonuçta devrim ciddi bir işti. Hala bu geleneğe sahip çıkanlar var. Elbette ki olacaktır. Fakat, halka ulaşmanın, derdini anlatmanın bir yolu olarak, belki de istemeye istemeye, renklilik, coşku ve karnaval gibi kortejler tercih edilmeye başlanıyor. Bu güzel bir haber. Bu değişim de hemen meyvesini topluyor tabii ki. Bandolar, palyaçolar, balonlar, dans edenler, oyuncaklar… İstenilen, özlenen hayatı hemen yaşamaya başlamak da bir muhalefet biçimidir sonuçta ve çok değerlidir.

ABD başdüşmanını öldürdü, tüm Dünya’da terör alarmı verildi. E o zaman ne olmuş oldu? Bu an itibariyle Dünya, dünden daha güvensiz ise, en azından Amerikalılar için, bu kadar güç gösterisine, sevince ne gerek var? Bir de o nasıl bir ruh hali? ABD’de maçlara ara veriliyor, taraftarlar “sayı” alınmış gibi seviniyor, halk sokaklarda şampanya patlatıyor, Beyaz Saray’ın önünde yapılan kutlamalarda yasak olan davranışların bile aşılmasına izin veriliyor! Ne oldu? Bir kişi öldü. 10 yılda, o kişiyi yakalamak için ölen onbinlere ne olacak peki? Sadece yanlış koordinat yüzünden kaç kişi ölmüştür Pakistan ve Afganistan’da? Utanmaz bir TV kanalımız “intikam soğuk yenen bir yemektir” diye veriyordu haberi. Peki o ölenler de intikam almaya çalışırsa ne olacak? O zaman bu başlığı kullanmayacaksınız tabii ki. O intikam lanetlenmesi gerekenlerden olacak.

Bu arada yakalama demişken, ABD canlı yakalanmamasını, öldürülmesini istemiş. Neden olabilir? Canlı yakalanırsa, mahkemeye çıkma ihtimali var. ABD, bu tip konularda hukuksuz bir ülke olduğu için bu bir ihtimal tabi. Peki çıkarsa ne olur? İtiraflarda, suçlamalarda bulunursa? O silahların kaynağı ile onu şimdi yargılayanların aynı olduğunu söyleseydi, örgütünü kurarken Sovyetlere karşı kimlerden destek aldığını söyleseydi?

MHP’yi kasetler, CHP’yi yargı, BDP’yi herkes vuruyor. Ülke de seçime gidiyor. Tabii ki meclise 24 partinin girme ihtimalinin bulunmasından dolayı bu üç partiye yönelik yapılanların bir önemi yok. Kimin kazanacağını, kimin iktidar olacağı ile falan ilgili değil bu olanlar!

Referandum’dan önce Deniz Baykal’ın kasedi dinci bir sitede yayınlanmıştı. Şimdi MHP’lilerin kasetleri ortaya çıkıyor. MHP’nin durumunun kritik olduğu haberleriyle birlikte tabii ki. AKP, hedef küçülttükçe, barajın nimetlerinden faydalanmaya bakıyor bir şekilde. Bununda yolu MHP’den geçiyor tabii ki.

CHP’li belediyelere baskınlar oluyor. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun söyleyin. İzmir Belediyesi’nde bir yolsuzluk varsa, bunu ortaya çıkarsınlar, suçlular yargılansın. Peki, hangi belediyede bu kadar net ve kesin bir üste gitme var? Daha yeni, kaç tane yolsuzluk belgesi çıktı. Devletin ileri gelenleri, şu Ali Demir’e tatmin olanlar, çıktılar kefil oldular o kişilere. Üstü kapatıldı her şeyin. Fakat iş İzmir olunca üstü kapanmıyor tabii ki. Birileri, bizdense sorun yok, bizden değilse sorun yoksa da var ederiz.” mantığıyla hareket ediyor bu çok açık. Düşünsenize Deniz Feneri gibi bir uluslararası dava konusu, iktidarın sevmediği bir dernek için ortaya atılsaydı neler olurdu?

Ali Demir!! Üzerinde uzun uzun konuşmaya gerek yok. Bugün bir kanalda bir haber vardı. Bir kişi, sınava girmiş, sonuç kağıdını gösteriyor. Netleri yazıyor kağıtta. Puan hanesi ise boş. LYS’ye girme şansı çok düşük bu kişinin. ÖSYM, denilen merkez bir puan hesaplamaktan aciz olduğu için. Bu skandallar zinciri bize şunu gösterdi ki, eğer biz tüm ülkeyi Ali Demir’in yönettiği kafa ile yönetenlere teslim edersek, ülke bir kaç güne kalmaz ters döner. Samsun Akdenizin incisi olur! Birileri bundan tatmin olur, olunca da sehven olur!

Yeşil Gazete ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net

You may also like

Comments

Comments are closed.