ManşetYeşil Havadis

Yeşiller Partisi: “AKP iktidarı nereye?”

0

Yeşiller Partisi gazetecilerin tutuklanmasının ardından yaptığı basın açıklamasında “AKP iktidarı nereye gidiyor?” diye sordu.

Yeşiller Partisi Eş Sözcüleri Yüksel Selek ve Ümit Şahin tarafından yapılan açıklamada “Dört yıldır sonuçlandırılmayan, uzun tutukluluk süreleriyle sanıkları mağdur durumuna düşürülen, inandırıcılığı gittikçe örselenen Ergenekon davaları, bu son tutuklama operasyonu ile Türkiye’nin darbelerle ve derin devletle hesaplaşma umudunu bir kez daha kırdı. Toplumun demokratik hukuk devleti özlemi ne yazık ki bir başka bahara ertelenmiş görünüyor. Belli ki AKP iktidarı, seçimlere doğru muhalif basına gözdağı vererek ülkeyi kendisi için dikensiz gül bahçesine döndürmeye çalışıyor. Bunu yaparken de Türkiye’yi eksiklerini tamamlamakta olan bir demokrasiden, otoriter rejimlere benzemeye başlayan bir demokrasiye çeviriyor.” denildi.

Açıklamanın tam metni şöyle:

3 Mart 2011 günü, Gazeteci Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın Ergenekon Örgütü’yle ilişkilendirilerek gözaltına alınmaları ve ardından tutuklanmaları ülkede ve Dünya’da büyük bir şaşkınlık ve tepki yarattı. Kamuoyunda oluşan yaygın kanı, bu tutuklamaların Ergenekon davasının sarsılmış olan ciddiyetine bir kez daha gölge düşürdüğü ve iktidarın muhalif basını susturmak istediği şeklinde oluştu.

Ardından, Şener ve Şık’a sorguda yöneltilen ve kamuoyuna yansıyan soruların yaptıkları mesleki çalışmalarla ilgili olması muhalif basını susturma kanaatini güçlendirdi; savcılık tarafından karşı argüman olarak getirilen soruşturmanın gizliliği bahanesiyle sanık avukatlarına müvekkillerinin neyle suçlandıkları bilgisinin verilmemesi de, adil savunma hakkının ihlali olarak, yargıya güveni bir kez daha sarstı. (Nitekim, AİHM Eski Yargıcı Rıza Türmen, bu durumun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, 5/4 maddesine aykırı olduğunu, yani ”tutuklamaya itiraz hakkı” ihlali olduğunu hatırlattı.)

Dört yıldır sonuçlandırılmayan, uzun tutukluluk süreleriyle sanıkları mağdur durumuna düşürülen, inandırıcılığı gittikçe örselenen Ergenekon davaları, bu son tutuklama operasyonu ile Türkiye’nin darbelerle ve derin devletle hesaplaşma umudunu bir kez daha kırdı. Toplumun demokratik hukuk devleti özlemi ne yazık ki bir başka bahara ertelenmiş görünüyor.

Belli ki AKP İktidarı, seçimlere doğru muhalif basına gözdağı vererek ülkeyi kendisi için dikensiz gül bahçesine döndürmeye çalışıyor. Bunu yaparken de Türkiye’yi eksiklerini tamamlamakta olan bir demokrasiden, otoriter rejimlere benzemeye başlayan bir demokrasiye çeviriyor.

Gerçekten de dün, 9 Mart 2011 günü açıklanan Avrupa Parlamentosu Türkiye İlerleme Raporu, hiç de övünülecek bir karne vermedi Türkiye’ye. Raporda, basın özgürlüğü, medyaya sansür, düşünce özgürlüğü, adil yargılama hakkı, gösteri ve yürüyüş hakkını kullanan öğrencilere polisin sert müdahaleleri konularında çok ciddi eleştiriler var.  Temel insan hak ve özgürlükleri artık ülkelerin iç işleri sayılmıyor. Bu halimizle, üyelik konusunda Türkiye’yi oyalıyor, diye AB’ye kızmaya pek de hakkımız olmasa gerek.

Hükümet Kürt sorununun çözümünde kayda değer bir ilerleme sağlamıyor; binlerce faili meçhul, yüzlerce toplu mezar konusunu ciddiye almıyor; Alevilerin taleplerini yerine getirmekte ayak diriyor; AB Çevre Mevzuatına uyma bahanesiyle tabiat ve kültür varlıklarına yönelik saldırılara kapı açacak yasalar çıkartıyor ve bu haliyle AB’ye tam üyelik bekliyor.

Seçimlerde toplumun yarısının oyunu alsanız bile, diğer yarısının da Hükümeti olduğunuzu unutarak, totaliter yöntemlerle, polis gücüyle bütün bir toplumu ne zamana kadar yönetebilirsiniz? Üçüncü sınıf (hibrid) demokrasinizle Ortadoğu ülkelerine örnek gösteriliyor olmakla öğünürken, bu gidişle Türkiye’yi küme düşüreceksiniz!

Bu gidişat 9 yıllık AKP iktidarına dur demenin iyice acil bir hal aldığını gösteriyor. Ne var ki AKP’nin karşısına çıkan milliyetçi ve militarist muhalefet partileri iktidar partisini, kredisinin çoğunu tükettiği halde hala seçeneksizmiş gibi gösteriyor.

Türkiye’yi tekrar demokrasi rotasına oturtmak için, sosyal hukuk devleti için ve ekolojik yıkımı durdurmak için demokratik muhalefetin ve bütün demokrasi güçlerinin artık ciddi bir alternatif yaratması gerekiyor. Bu alternatifin AB hedefini, eksiksiz demokrasi rotasını, darbecilerle ve derin devletle hesaplaşmayı AKP gibi kendi işine geldiği kadarıyla değil, samimiyetle ve sonuna kadar götüreceği güvencesiyle halkın önüne koyması gerekiyor.

Bir dönem daha AKP iktidarının Türkiye’de demokratik sistemi iyice yıpratacağı ortadadır. Bu gidişe dur demek için demokrasiye samimiyetle inanan bütün partiler eski düzene saplanıp kalmış politikalarını hemen şimdi gözden geçirmeli, AKP’ye karşı gerçek alternatifi hemen şimdi oluşturmalıdır. Bu gidişatı durdurmanın tek yolu budur.

Yüksel Selek – Ümit Şahin
Yeşiller Partisi Eş Sözcüleri

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.