Yeşeriyorum

Beyler, bayanlar bu bir devrimdir.

0
Kemal Tuncaelli
Kemal Tuncaelli

İnsanlar, Mısır’da, Tunus’ta olanlarla ilgili garip açıklamalarda bulunuyorlar. Kimisi küçümsüyor, kimisi yerine gelecek olanın niteliğine göre bir tavır ve isim belirlemek için bekliyor. İsyan, halk ayaklanması adlarını veriyorlar. Ama kendi şablonlarının dışına çıktığı için ve kendi düşüncelerinin egemen olamayacağını ya da istemedikleri bir düşüncenin iktidar olabileceği endişesiyle devrim kelimesini kullanmaktan imtina ediyorlar.

Beyler, bayanlar bu olanlara devrim denir. Siz devrimi ne sanıyorsunuz acaba?

Bazı şeyleri bir daha hatırlamakta yarar var galiba! TDK sözlüğe göre devrim kelimesinin anlamı aşağıdaki gibidir.

1. Belli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik. 2. İhtilal: Fransız devrimi. 3. esk. İnkılap. 4. esk. Çevrilme, katlanma, bükülme.

Güncel Türkçe Sözlük

1. Yerleşik toplumsal düzeni değiştirme ve yeniden biçimlendirme; yavaş bir gelişme olan evrime karşıt olarak, toplumsal yaşayışta ve siyasal durumda birdenbire gerçekleştirilen, köklü ve temelli bir değişme. 2. Dünya görüşünde, felsefede, bilimde, sanatta vb. birdenbire olan değişmeler, eskimiş olanı kaldırıp yerine yepyenisini koyma. (Ör. Felsefede, Kant usu eleştirmesiyle düşüncede devrim yaptığını, Nietzsche de değerler alanında (ahlakta) devrim yaptığını öne sürer.)

Demek ki, neymiş? Belli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik… Ha siz şimdi buradaki nitel değişikliği kafanızda nitelikli bulduğunuz alana göre değişiklik olarak algılıyorsanız fena hâlde yanılıyorsunuz demektir. Burada sizin taleplerinize göre değişimden değil var olan durumdan farklı bir niteliğe geçişi tanımlıyor devrim kelimesi.

Sol literatürde birde karşı devrim terimi vardır. Bunu da var olan yapının daha geri nitelikte bir yapıya dönüştürülmesi için yapılan devrimler olarak tanımlayabiliriz basitçe.

Ama önümüzdeki örneklerde var olan iktidar, baskıcı, bu açıdan gerici ve anti-demokratik iktidarlar. Halkın siyasal tercihlerini kullanmasını önleyen yasakçı sistemler. Yani bunlara karşı halkın her talebi meşru ve ilerici karakter taşıyor.

Bu devrimin içinde var olan kesimler örgütlenme güçlerine göre ve halk yığınlarını etkileme gücüne göre devrimden sonraki yapının niteliğine etki etmeye çalışırlar. Ama yerine gelene göre değil durumdaki nitel değişiklik olup olmadığına göre bu ayaklanmalar devrim adını alırlar.

İran’da Şah rejiminin değişmesi bir devrimdir. Var olan gerici faşist rejim yıkılmış, başka bir düzen kurulmuştur. Bu devrime katılan yığınlar içinde komünistlerde vardı, şimdiki rejimin kurucusu mollalarda, başka unsurlarda. İktidar mücadelesinden mollalar galip çıktı. Ama bu İran halkının şanlı devrimini küçümseme hakkını kimseye vermez. Orada tarih sahnesine çıkan İran Halkıydı ve halkın gücü nedir bir kez daha seçkinci, komplocu ve darbecilere gösterdi.

Bir de bu gelişen devrimlerin arkasında hangi güçler vardı edebiyatı var karşımızda. Evet, bu gelişmeleri birileri kendi çıkarları için desteklemiş olabilir, buradan kendilerine pay çıkarmaya çalışmış ya da çalışıyor olabilir ama bu devrimlerin devrim olma karakterini yok etmez.

Sovyet devrimiyle birlikte Çarlık Rusya’sıyla savaşan Almanlar derin bir nefes almıştı. Hatta Lenin İsviçre’den Rusya’ya kadar Alman topraklarından bir trenle gitmişti. Almanlar’ın o an için işine gelmişti bu devrim. Şimdi bu büyük Sovyet devriminin devrimliğine gölge mi düşürür sizce?

Polonya’da işçi sınıfı işçi iktidarı olduğunu savunan bir despot iktidarı devirirken kilise de destekledi bu durumu. Hatta Amerika’nın işine geldiği için muhakkak onun da parmağı vardı. Ama bu Polonya’da mevcut despotik yapının halk tarafından devrimle yıkıldığı gerçeğini değiştirmez.

Ama bizde bazı kafalar 1960 askeri darbesine devrim adını vermekte bir sıkıntı duymazken kahramanı halk olan devrimlere devrim demekten dahî korkar hâldeler.

Marksın bir lafı vardır. Tarihte olan her şey olması gerektiği gibi olmuştur der. Şimdi de bir tarih yazılıyor. Gelecekte nereye doğru yöneleceğini şimdiden kestirmek zor… Bu ülke içindeki aktörlerin durumundan başlayıp uluslar arası durumun nasıl şekilleneceği ile de ilişkili. Fakat şu anda gerçekleşen bir devrim söz konusu artık… Tamamlanabilir mi, önü kesilir mi o bile belli değil.

Fakat değişmeyen bir gerçek var. Sosyolojisiyle, devrim denilen şey tam da bu yaşananlardır. Tarihçiler ve sosyologların laboratuarları yoktur. Ama işte devrim nasıl olur sorusunun canlı tanığı olmak için onlara büyük bir şans doğmuştur.

Mısır ve Tunus ve ardından gelecek olanların ayak sesleri daha fazla duyuluyor artık. Dünyanın bu bölgesi artık eskisinden farklı bir geleceğe yol alacak. Mazlum halklar için daha iyisinin gerçekleşmesi umuduyla haklı devrimlerini saygıyla selamlıyorum.

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.