EnerjiManşet

Güncellendi: Muhabbet Kralı’nda nükleer enerji tartışıldı

0

Okan Bayülgen’in hazırlayıp sunduğu Muhabbet Kralı’nda dün gece nükleer enerji tartışılıdı.

Kanal D’de yayınlanan tartışma programında nükleer karşıtları adına Yeşiller Partisi eş sözcüsü Ümit Şahin, Greenpeace kampanyalar yöneticisi Hilal Atıcı, nükleer enerji uzmanı Prof. Dr. Tolga Yarman ve Türk Tabipleri Birliği adına Dr. Umur Gürsoy yer aldı.

Nükleer enerjiyi savunan konuklar arasında ise İTÜ Enerji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Atilla Özgener ve Boğaziçi Üniverstesi’nden Prof. Dr. Vural Altun yer aldı. Programın girişinde telaffuz edilen vurucu cümle Vural Altun’dan geldi. Altun, Metsamor santrali hakkında bir soruya cevaben, nükleer santrallerin normal operasyonları dahilindeki kontrollü radyoaktif gaz emisyonlarını insanın sindirim sistemi hareketleri gibi zararsız olarak tasvir etti. Nükleer santrallerin, tabii, bazı hallerde kontrolsüz emisyonlara da gitmesi gerekebileceği ve bunun zararlı olacağını ekleyen Altun, bunun olup olmadığının bilinemeyeceğini de ekledi. Bunun üzerine söz alan Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Ümit Şahin, tartışmayı nükleer enerjinin gizli-kapaklı ve merkezi tabiatı üzerinden başlattı.

Tartışmanın devamında yenilenebilir enerjilerin enerji ihtiyacımız için nasıl gerçek bir alternatif olduklarından Çernobil Kazası’nın üstü örtülen tecrübesine ve Rusya ile yapılan anlaşmanın sorunlu içeriğine kadar birçok konu tartışıldı. Prof. Tolga Yarman zamannda Akkuyu için kendi imzaladığı yer lisansının yeni bulgular ışığında geçerliliğini artık nasıl yitirmiş olduğunu ve bu tip yatırımlarda lisanslamanın katılımcı, şeffaf ve detaylı bir süreçle yapılması gerektiğini anlattı. Özellikle yenilenebilir enerjiler konusunda söz alan Hilal Atıcı, 1970lerin hantal baz yük mantığını çok aşan bir yerde olduğumuzu, Greenpeace’in Enerji Devrimi Raporu’nun da gösterdiği gibi yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği ve akıllı şebekelerle nükleer ve diğer kirletici enerji kaynaklarına muhtaç kalmadan ayni ekonomik büyümeyi sağlayabileceğimizi anlattı. Buradan tartışma Türkiye’de nasıl büyük bir enerji sektörü oluştuğu, bunun içinde yenilenebilir enerjiler ve özellikle güneş enerjisinin Batı’daki iyi örnekler aksine teşvik almadığı için ne kadar küçük kaldığı ve kısa vadeli kâr amaçlı yatırımlar olan HESlerle yapılan doğa yıkımı konusuna doğru evrildi. Bu sırada nükleer taraftarlarından bir kısmı nükleer karşıtlarının niyetlerini mesnedsizce sorgulamakla meşgullerdi.

Program’a ayrıca telefonla nükleer santral planları yapılan bölgelerden önde gelen halk hareketi temsilcileri katıldı. Bunların arasından Mersin Akkuyu’dan Mehmet Ali Yılmaz sakin bir tavırla niçin nükleer santral planıyla gelen vaadlere kanmadıklarını ve alternatifleri tercih ettiklerini anlatırken, Mersin Nükleer Karşıtı Platform’dan Sabahat Aslan enerji verimliliğini ve tehlikeli bir teknolojide Rusya’ya bağımlılığın risklerini vurguladı. Sinop Çevre Platformu’ndan Hale Oğuz ise, ayni vurguların yanında, bir nükleer santral yapılması hâlinde Sinop’ta nasıl hassas ve güzel bir ekolojinin yıkıma uğrayacağını anlattı.

(Yeşil Gazete)

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.