Köşe Yazıları

Nükleer Santral İçin Şimdi Ne Yapmalı?

0

Koray’ın uyarısı  ile uzunca bir zamandır yazmadığımı Ben de keşfedince, geçen haftaki yazım da Çocuklar İçin Adalet Takipçileri grubumuzdan kısaca bahsetmiştim. Olmadığım yazamadığım, yazmadığım dönemlerde ÇİAT’ı kurmaya başlamıştık. ÇİA yeni doğan, ilgiye muhtaçi nasıl biçimlersek öyle gidecek bir süreçti, doğal olarak önceliği ona verdik. Ama Yeşil Gazeteyi unutmadık, sadece bazen heryere yetişemiyorsunuz, an be an öncelikleriniz değişiyor hepsi bu, affola. İnsan sanırım çok dağılmamalı, sonra böyle yetişemez oluyor hiçbirşeye,  Bu durumda da Sizden beklentisi olanlarda hayal kırıklığını yaratıyorsunuz ama Ülkemizde bu konulara duyarlı bir avuç insanız, değişim için, bize karşı dayatılanlara karşı inadına mücadele etmek istediğimizden, heryere yetişmeye çalışıyorsunuz ve bu kaosu getiriyor. Hiç istemediğiniz halde.

Bunlardan biri de, yıllarımızı  verdiğimiz, çoğunluğunuzla bu harekette tanıştığımız Nükleer mücadele, aslında bu konuda çok yazdım ama maalesef gelinen noktada bir arpo boyu yol ilerlenemediğinden, yazmak hep yazmak zorunda kalıyoruz.

MFÖ’nün şarkısında “Mazaretim var, Asabiyim Ben” dediği gibi, bizim bazılarımızın mazaretleri var. Ve insan bir kere mazaret bulmaya başladımı  bunun devamı  geliyor ne yazık ki, işin kolayına kaçmadan yaşamak çok kolay değil günümüzde, nükleerde geldiğimiz yerde tam burada duruyor.

Mitinge katılamama rağmen, Ankara ve İstanbul NKP nin çok sıkı hazırlandığını  biliyorduk ve çok da otobüs kaldırdılar, afişler , şapkalar vb malzeme hazırlattılar. Olayın o boyutunda bir sorun yoktu. Özelikle Ankara EMO son sürat bu işe asılmıştı. Bu sefer b noktada yapabileceğimiz hiçbir eleştiri yoktu.

Katılımın az olduğunu öğrendik, bir de olayın siyasi şova dönüştüğünü. Aslında bunun ilk sinyalleri, bir önceki Mersin Mitinginde verilmiş ve adını bile duymadığımız siyasi partiler son sürat siyasi şovlarını yapmıştı. Oysa nükleer hareket hiçbir siyasi angajmana kurban verilemeyecek , alet edilemeyecek kadar ciddi bir iştir, hele de olayı referanduma getirirseniz, amacınızın üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi olduğu tartışılmaya başlanır. Nükleer hareket siyasi hareketin, ki günümüzde Ülkemizde siyaset ego ve karizma üzerine kurulmaktadır, acilen elini ayağını çekmesi gerekmektedir.

İstanbul yada Büyükşehirinsanı ile taşra insanı farklıdır temelde, aynı yerden bakmaz, İstanbul nasıl çetrefilli ve karmaşıksa, anadolu da bozkırdır, dağdır, ovadır. Basit ve sadedir genelde. Eğer siz gelir orada kendi siyasi şovunuzu yaparsanız, nükleeri yapmak isteyen insanlardan farkınız kalmaz, ikisinin de kendi menfaatleri vardır ve siz sadece piyonsunuzdur, halk aptal değil ama iyiniyetlidir.

17 yıl geçmiştir Akuuyu sürecinden, doğal olarak verilen bu uzun soluklu mücadele de hepimizde yorgunluklar başlamıştır ama sürece yeni insanlar katmamız elzemdir ve yeni insanları katmamız gerekir bu noktada NKP ye düşen ciddi işler vardır. Ayrıca bu işin bir ruhu, bir çoşkusu olmalıdır. Bu bir ticari iş değildir , içine tüm gövdenle ve ruhunla dalmanın zamanıdır. Ve evet zordur, ama asla kazanılan hiç savaş kolay kazanılmamıştır, kazanılmayacaktır. Yoksa savaşların bir anlamı olmazdı. İçindeki çocuğu koruyan herkesin bu sürece çok daha geç olmadan katılma gibi bir sorumluluğu vardır.

Bir başka nokta ise, artık hareket Akkuyuda devam etmelidir. Mücadelenin yeri Akkuyu olmalıdır. Yuvarlakçayda olduğu gibi, LOÇ vadisinde olduğu , nöbetlerle, isyanlarla, eğer oradaki halka katabilirsek, eğer oradaki halkı ikna edebilirsek, bunun içinde belki topluca, belki bireysel gidip oralarda nöbet tutmaya başlayabilirsek biliyorum ki devamı gelecektir. Yeter ki oradaki halkı ikna edebilelim. Varmısın başlayalım arkadaşlar. Ayrıca başka önerisi olanlar lütfen bizimle paylaşsın ve bunu Yeşil Gazete de paylaşalım. Mutlaka düşünemediğimiz, atladığımız şeyler vardır. Olacaktır. Haydi hep beraber.

You may also like

Comments

Comments are closed.