Yeşeriyorum

Kendi Anayurdunda Mülteci Olanlar: Süryaniler / Zeynep Tozduman

0

İki gün evvel haber ajanslarına düşen Mardin/ Nusaybin’deki Mor Yakup Kilisesi ile ilgili acı haberle sarsılan Süryaniler  ‘Sofeg hoğil = Edi bese= Yeter artık ‘. Diyorlar.

Diasporadan ve Turabdin’den (Süryani mitolojisine göre Mardin bölgesinin adı) görüştüğüm ortak dostlarım ne zaman bitecek bu acı diyen çığlıklarını görmemek için vicdanların kör olması gerekir. Olay geçtiğimiz gece Mardin/Nusaybin ilçesinde 1700 yıllık Süryani Kilisesi Mor Yakup’un duvarlarına ‘şerefsizler defolun,’Siyonistler defolun’yazısı ile ilgili. Mardin’nin Nusaybin ilçesinde restorasyon çalışmaları süren ünlü Mor Yakup Kilisesinin duvarlarına kimliği belirsiz kişilerce spray boyalarla yazılan hakaret ve tehdit içeren sözleri yazanlar henüz bulunamadı.

M.S.313 yılında inşa edilen ve ‘İnanç Projesi’  kapsamında Mardin müzeler müdürlüğü  tarafından restorasyon çalışması  sürdürülen ayrıca NUSAYBİN belediyesinin de destek verdiği bu proje çalışmalarına rağmen Mor Yakup Kilisesi şeriaçı ve faşit güçler tarafından duvarlara yazdıkları yazıyla, aklı sıra son kalan Süryanileri de anayurtlarından kaçırtmak istiyor. Nusaybin; Süryani, Kürt, Ezidi halklarının iç içe yaşadığı bir yerleşim yeridir. Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan’nın olayı sahiplenmesi ve bu olayın sıkı takipçisi olacağını bilmek biraz olsun yüreklere su serpmiştir. Savaş, ganimet, insana zülumetme, insana kıyma anlayışlarıyla yüzyıldır beslenen zihniyetler bölgede yaşanan çatışma ortamını fırsat bilip Süryani halkının bir mirası olan Mor Yakup Kilisesine hakaret ve aşağılama içerikli yazmaları ise çok anlamlı. Kilise; devlet olamamış Süryani halkının tek ortaklaştığı adresdir. Amaç Nusaybin’de az sayıda kalan Süryanileri yaşadıkları yerden kaçırtıp mal varlıklarına konmak ya da bir şekilde gaspetmek.

Turabdin bölgesinde 3000 Süryani yaşıyor. Nusaybin de ise yaklaşık 60 aile. Altmış Süryani aileyi, ailesi gibi görmeyecek kadar gözünü  kan bürümüş insanlara insan demekde zorlanıyor kadın yüreğim. Yetmedi mi? verdiğiniz zulüm. Kendi anayurdunda mülteci olmak…

Sadece Süryani halkına özgü bir şey bu durum yaşadığımız  ülkede. Yaşadıkları bunca zülme rağmen Turabdin’de yüzyıldır Hoşgörü ve sabır çiçekleri ektiler insanlığın bahçesine, yürek coğrafyasında bu duygu nedir bilirmisiniz? Kilise duvarına yazılan hakaret ve tedhitler öncelikle bu bölgede yaşayan Süryanileri tedirgin etmiştir. Sonra İnsanım diyen, vicdan sahibiyim diyen bölgede yaşayan barışseverleri ve tüm insanlığı tedirgin etmekde…

Oysaki Süryani halkının geri dönüşü bölge ekonomisine katkı sağlıyabileceği gibi değişik kültürlerle bir arada yaşamanın güzelliğini de öğrenmiş olacaklardır. Sanırım bu ülkede yüzyıllardır bindiği dalı kesen İnsanlar olarak da tarihe geçeceğiz. Şöyle bir geriye bakalım 1915 den bu yana neleri kaybettiğimize. Süryani, Ermeni, Ezidi bu ülkeden gitti/gitmek zorunda kaldı o günden bu yana bölge Refaha, bolluğa Barışa mı? Kavuştu.

1 Haziran da bölgede başlayan operasyonlardan en çok etkilenen/etkilenecek olan halk Süryaniler’dir diye yazmıştım bir yazımda. Daha önceki yazılarımda bu konulara uzun, uzun değindiğim için pas geçiyorum. Savaş yıkıcıdır ve kurşun adres sormaz. Savaşdan beslenen bazı kesimler bu ortamı fırsat bilip içinde yaşattığı canavarı dışarı salar. İnsan yakan; doğayı, insanlığa mal olmuş kültürel mirasları da yakar. İnsana kıyan kültürlere hayda hayda kıyar. Ama bir gün gelir İnsan almasada İntikamını Doğa mutlak alır.1990 lı yıllarda yaşanan düşük yoğunluklu savaşdan olumsuz etkilenen Süryani halkına artık geç de olsa devletin yasal anlamda sahip çıkması gerekir. Konu emniyete yansımıştır. Mor Gabriel manastırı bu konuda Nusaybin emniyetine olayı inceleme talebinde bulunmuştur. Failler bulununcaya kadar biz barışseverler, ekolojistler, sosyalistler ve insan hakları savunucuları olarak bu olayın takipçisi olacağız. Mor Gabriel dedim de 14 Temmuz da Mor Gabriel manastırının AKP’li Çelebi aşiretinin açtığı dava yüzünden bitmek bilmeyen TOPRAK davaları nedeniyle mahkemeye geliş-gidişleri halen devam etmekde. Mahkeme 03.11.2010 ertelendi. Mahkemeden 5–6 gün evvel ise Mor Gabriel manastırının interneti kesilmiştir. Baskı, zulüm, kan ile beslenen korucu anlayışlar; Mahkemenin olduğu gün ise Mardin/Midyad’da

1600 yıllık tarihiyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken Deyrulumur (Mor Gabriel) Manastırı’nın hangi yol güzergâhında olduğunu gösteren trafik yol levhasının üzeri bantla kapatıldı.

Midyat Emniyet Müdürlüğü’nün yanında bulunan yön levhasının üstünün kim veya kimler tarafından hangi amaçla kapatıldığı bilinmiyor.

Bir hafta içersinde peşpeşe yaşanan bu 3 olay sizce tesadüf müdür? Hayır, hepimiz biliyoruz ki bu olaylar organize bir işdir.2009 Haziran’nında başlayan demokratik açılım paketinden Süryani Açılımının payına düşen hep acı, hep gözyaşı, hep korku, hep kahır süzülmüştür dudaklarından. Bu ülkede birlikte yaşamayı öğreninceye kadar sanırım bu acılar devam edecek. Savaş çığırtkanlarına inat Halkların bir arada kardeşçe ve barış içersinde yaşıyabileceğini bilen biz barışseverler BARIŞ taleplerimizi göndere çekmeliyiz. Tamda bu günlerde ihtiyacımız olan tek şeyin BARIŞ olduğunu bilerek den Bölgede yaşayan bütün halklardan, Süryani halkına destek vermelerini bekliyoruz. Gelin hep birlikte İnsanı yakmaya değil, İNSANA YANMAYA gidelim. Yüzyıldır bu ülkede Süryani halkına yaşatılanlar yazıktır, Günahtır, Ayıptır.

Süryani halkı  bu toprakların en eski mirascısı  ve yerli halkıdır ve Süryanilerin bölge halkıyla ise hiç  sorunları yoktur. Yaşadıkları  bunca zulme rağmen Turabdin’de yüzyıldır Hoşgörü ve sabır çiçekleri ektiler insanlığın bahçesine. Yaklaşık 1 haftadır Süryani halkının yaşadığı bu dram dileriz ki bununla kalır.

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.