Köşe Yazıları

Kürt Meselesi ve Web 2.0

0
Efe Göktoğan

Bir arkadaşımın gönderdiği bir videoyu izliyordum. Videodaki konuşmacı Mark Pesce web 2.0’ın haberlere ulaşma yöntemlerimizi nasıl da değiştirdiğini söyledi. “Eskiden haber almak için gazetelere ve televizyona başvururduk. Haber için yukarı bakardık. Bugün ise haber için etrafımıza bakıyoruz. Birbirimize bakıyoruz.”

O sırada masamda 4 Temmuz 2010 tarihli Radikal İki gazetesi vardı. Radikal İki’deki yazıların takip eden salı günü gazetenin sitesinde yayınlanacak olduğunu düşündüm bir an. İnterneti kullanmak ama çok da kaptırmamak için bir garip çaba…

Ve o anda çok daha garip bir durumu fark ettim:

Masamdaki Radikal İki’nin içeriğinin neredeyse dörtte üçü Kürt meselesi ile ilgili yazılardan oluşuyordu. Ben de konuyu takip etmeye çalışan biri olarak konu hakkında her hafta hiç yoksa 15-20 farklı yazı, haber vs. okuyordum. Neredeyse diğer tüm konularda (web 2.0 sayesinde) birinci elden haber alabilen ben, Kürt meselesi ve Kürt bölgesi hakkında okuduğum neredeyse her şeyi gazeteler, haber ajansları, parti ve örgütlerin bültenimsi haber sitelerinden takip etmek zorunda kalıyordum.

Takip ettiğim gay, müslüman, sosyalist, anarşist, serbest piyasacı, çevreci, yogacı, korsan, mühendis, aşçı blog yazarları ve sosyal ağlarda yazıştığım, tartıştığım her çeşit insan vardı. Bunların içinde bir sürü Kürt olduğunu bildiğim/bilmediğim insan olduğu kesindi. Ancak uzun uzun tartışma geçmişlerime, takip ettiklerim listelerime ve diğer kayıtlara bakmama rağmen bu insanlardan Kürt oluşuyla öne çıkan birilerini bulmakta zorlandım.

Oysa web 2.0 herkesin kendi editörü olduğu, yazarın okuyucuyla aynı seviyede durduğu bir iletişim tahayyülü değil miydi? Peki o zaman neredeydi benim kafa dengim olabilecek, yazdıklarını merakla takip edeceğim Kürt blog yazarları? Neredeydi mahallenin delisi olmayı göze alan Kürt muhalifler?

Sorunun bende olduğunu varsaydım ve daha geniş bir araştırmaya başladım. Google, tanıdık sitelerin verdiği bağlantılar, eşin dostun önerdikleri ile şu anda ulaşabildiğim sınırlı sayıda siteye ulaştım. Evet sorun bir parça bendeydi, ama bir sürü Kürt arkadaşı olan ve her gün sosyal ağlara bağlanan bir insana şimdiye kadar bu kaynakların ulaşmamış olması da düşündürücüydü.

Bu araştırmam sonucunda vardığım bir kaç sonucu ham halleriyle paylaşmak istiyorum:

1- PKK’ya muhalefet yapan bağımsız veya bireysel Kürt haber kaynağı bulamadım.  Özellikle bölgede yaşayan insanların bireysel deneyimlerini aktaran ve Kürt ana akımı dışında kalan bir ses bulmakta zorlandım.

2- İnternete bireysel olarak yazan entellektüel Kürt arkadaşların çoğunun (haklı bir şekilde) yaşananlara angaje olup, kısmen de olsa, objektifliklerini yitirdiklerini gözlemledim.  Bu da araştırmam sonucunda ulaştığım sitelerin beni tatmin etmemesinde bir etken oldu. (Örneğin bir yazısını beğenerek okuduğum blog yazarı, bir başka yazısında Kürtlerin dünya müzik tarihine yaptığı eşsiz katkıları öyle banal bir milliyetçilikle tasvir ediveriyor ki, lise tarih kitabı usulü Türk milliyetçiliğinin simetrisine baktığımı hissettim.)

3- Web 2.0 aleminde takipçisi bol olan insanların pek çoğunun büyük şehirlerde yaşayan beyaz Türkler olduğunu farkettim.

You may also like

Comments

Comments are closed.