Köşe Yazıları

Bir İlhan Selçuk Yazmalı Ama Nasıl?

0

Abdülcanbaz’ı yitirdiğimizde içimize düşen gülüşlerin ilk ateşini fitilleyen ustaya ağlayamamıştık, ona gülmeler yaraşırdı, içimize çoşkuları aşılayan adama nasıl başka türlü veda edilirdi.

Günlerdir klavye başındayım bir ilhan Selçuk yazmalı ama nasıl, nasıl yazılır.

İlk çocukluğu geliyor aklıma, ağabeyimin eve Cumhuriyet Gazetesi ile geldiği günler, ilk gençliğimizde kaldığımız yurda kaçak soktuğumuz, ama biz yokken aranan tarana odalarımızda bulunan Cumhuriyet Gazetesi. Sonrasında yediğimiz kominist “Sakıncalı Piyade” duruşları. O zamanlardan birileri bizi İlhan Selçuk, Umur Talu, Ali Sirmen, Oktay Akbal okuduğumuz için sakıncalı ilan etmiş.

Dönüş yapıyorum yılar öncesine, hayır çok fazla okumamışım İlhan Selçuk’u, bir Uğur Mumcuyu yitirdiğimizde okuduğum yazısı var hafızamda o kadar. Hiç kemalist olmamışım zira. Ama 80 sonrası üniversite yıllarında Yeni Gündem gibi Yankı gibi okuduğumuz basılı yayınlardan biri.

Kemalist olun olmayın, sevin sevmeyin, saçma sapan bir nedenle o yaşta o biçimde gözaltına alınmasını hiç anlamamıştım. Kimseye yapılmaması gerekiyordu. Ama benim onu sıkı takibim tam da orada başlıyordu. Nasıl dimdik bir duruş, nasıl bir vakur, nasıl bir direngenlikti , açıkcası şaşakalmıştım. Unuttuğumuz kimi değerleri anımsatıyordu bize. Çok saygı duymuştum. Sevebilirdim sevmeye açıktım yüreğim artık onu. Acılar bazen dağıtır, bazense birleştirir, bizde birleştirici olmuştu.

Ülkede kemalizm üzerine, laiklik üzerine yapılanlara karşı duruşunu bozmaması bir öğretiydi, bize ilkelerinden vazgeçmemeyi, satmamayı, satılmamayı öğretiyordu. Bir dostunun deyimiyle kendi heykelini yontuyordu belki ama bizi de hayata yeniden bakmaya zorluyordu 85 yaşındaki delikanlı.

Kimliksiz, başarıya giden yolda her türlü ilkesizliği kabul edenlere karşı benim için yontusuz bir taştı, en alasından.

Bugün İstanbul’dan yola çıktı, bizim buralara geliyor . Turhan Selçuk’un cenazesi pazara geldiği için gelebilmiştik ama sen perşembe giriyorsun toprağa gelemiyoruz, 9-6 yollarında izin alma haddimiz yok. Bu sen gibi ustalar bile olsa. Hoş yalnız da değilsin. Abdülcanbaz orada seni bekliyor. Artık bana da yakınsın 1 saat mesafede. Kafam karışırsa yanıt verebilirsin. Canım sıkılırsa gelebilirim.

Toprağımıza hoş geliyorsun Usta. Hoş ama buruk, kekremsi, bilemem sen derdin ama benden başka sözcük çıkmıyor nedense.

You may also like

Comments

Comments are closed.