Yeşeriyorum

Fetva Verildi, GDO'lu Ürünleri Yiyebilirsiniz

0

5 Şubat 2010 tarihli Milliyet Gazetesi’nde ilginç bir haber çıktı. İstanbul Ticaret Odası’nın düzenlediği Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Semineri’nde konuşan “Başbakan Baş Müşaviri Dr. Yıldırım M. Ramazanoğlu, GDO’ların üretimi konusunda Kuran-ı Kerim’de 100’e yakın ayetin varlığına işaret etmiş ve GDO’ların insanlık için gerekli olduğunu” buyurmuş.

GDO NEYMİŞ?

Dr. Ramazanoğlu, konuşmasını şöyle sürdürmüş ”GDO, dünyanın kurulmasından itibaren doğanın kendi başına yaptığı tür ıslahı işleminin modernleşmiş hali. Doğada gen değişimi tozlaşma yoluyla mevcut. Böylelikle kendi içinde doğal türler ortaya çıkıyor” demiş.

Dr. Ramazanoğlu’nun GDO konusundaki yorumlarına nereden başlasak bilemiyorum. Ancak, en iyi eleştirilerden birisini yine Milliyet Gazetesi’nin usta kalemlerinden Güngör Uras yapmış. Güngör Uras, “Her işe dini karıştırmasak çok  iyi olacak” başlıklı bir yazı yazmış ve öz olarak şunları söylemiş; “ ……Görülüyor ki, doğru olan, Kuran’da yer alan buyrukları günlük tartışmaların içine çekmemektir. Bu yapılmaya kalkılırsa kafalar karışır. Daha da tehlikesi, din, bilimin önüne geçer. Bilimin özgürlüğü yok olur”.

BİLİM ALANINI, DİN ALANINA KARIŞTIRMAK

Güngör Uras’a hak vermemek elde değil. İşin özünü söylemiş. Bilim alanını din alanına karıştırmak, Cumhuriyet’le temelleri atılan laikleşme ve aydınlanma hareketimizde geriye gidişte sonun başlangıcı olabilir. Olabilir diyorum, aslında başladı bile. Önce merak ediyorum; Adı geçen toplantıda, bir Tanrı’nın kulu, Dr. Ramazanoğlu’nun bu konuşması üzerine eleştiri yaptı mı acaba? Yoksa kendi ticaretlerine bir zarar gelmesin diye bu konuşmayı sineye mi çektiler? Para kazanmak için bu kadar suskunluk olur mu?

Aslında bilimsel düşüncenin gelişmesini engelleyen yaklaşımlar İslam dünyasında oldukça geriye uzanıyor. Bu doğrultudaki yaklaşımlarda, İmam Gazali’nin “Neden-Sonuç ilişkisinin araştırılması, Tanrının iradesini yadsıma sonucunu verebilir. Akıl (Bilim) ve felsefe ile sorulara yanıt bulmaya çalışırken çelişkiye düşüldüğüne göre gerçeğe ulaşmak imkansız” şeklindeki görüşü egemen olmuş.

Mirasını taşıdığımız Osmanlı Devleti’nde bilimin geri kalışında, elbette sosyo-ekonomik birçok neden var. Ancak, Gazali’nin görüşünün de olumsuz rol oynadığı söz götürmez bir gerçek.

Acaba, günümüzde temelde Gazali’ye eşdeğer, ancak farklı sürümlere (versiyon) sahip insanlar mı hayatımıza yön verecek? Dr. Ramazanoğlu bunlardan biri mi? Bir soru daha soralım; Dr. Ramazanoğlu, ilahiyatçı mı?

GDO’NUN TARTIŞMA ZEMİNİ NE OLMALI?

GDO tartışmaları başlıca üç temel üzerine oturmalı;

Birincisi, doğadaki denge ve biyoçeşitlilik ile ilgili

GDO çalışmaları doğanın dengesini olumsuz olarak değiştirecek mi? Bu denge bozulduğu zaman geriye dönülmez kaotik bir durum mu ortaya çıkacak? GDO’lu tohum ve yaratıklar doğada biyoçeşitliliği yok edecek mi? Biyoçeşitlilik yok olunca büyük yıkımlar mı ortaya çıkacak?

İkincisi şu; Gen değişimi çalışmalarıyla elde edilen ürünler insan sağlığına ve çevreye yarar yerine zarar mı getirecek?

Üçüncüsü de şu; GDO’lu tohum, hayvan ve benzerlerini kim üretiyor?

Bu ürünler çokuluslu tekellerin mi güdümünde? GDO’lar ile çevre ülkeleri denetim altına mı alınmaya çalışılıyor?

Özetleyelim; hayatımızı fetvalara göre mi, yoksa bilimin gerçeğine göre mi şekillendireceğiz? Sahi biz 87 yıllık Cumhuriyet aydınlanmasını yaşamadık mı? Yaşadıksa ticaret erbabımız niye tavır göstermiyor?

Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI

[email protected]

25 Şubat 2010

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.