Yeşeriyorum

Barışın Diğer Adıdır Osman, Hrant, DR.Edvard Olmak

0

Herkes katledilen bir barışseveri, devrimciyi ya da aktivisti hep belli günler, haftalarda anarlar. Bu güne kadar gelen bu geleneği yerle bir etmek istiyorum kadın yüreğimde. Dün Hrant’ı anarken ölümünün 3.yılında Türkiye ve  dünya genelinde onun ne kadar barışsever olduğundan devrimciliğinden, sımsıcak dostluğundan dem vurduk geride bıraktığımız haftada. Senede bir gün alanlara çıkıp “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeniyiz” demekle ya da neon ışıkları altında salonlarda anmakla. Hrant’a sahip mi çıkmış oluyoruz bizler. Oysa acımızı ve hesap sorma kültürümüzü 365 güne yayabilseydik her gün bu ülkede, bir ilde, bir ilçede, bir mahallede, bir sokakda… sürekli katillerin yakalanması için alanlarda olabilseydik..

Asıl Hrant tedhit edildiğinde, hepimiz Hrant olabilseydik.. denizlerden okyanusa akabilseydik tek yumruk gibi vurabilirler miydi güvercin ürkekliğindeki diğer yanımızı. Koruyamadık/korumadık düşün yoldaşımızı en az Hrant’ı vuranlar kadar suçluyuz her birimiz. Suçlu sadece bu bozuk düzen ve hukuksuzluğun hukuku değil, suçlu benim/suçlu biziz bu bir itirafsa evet itiraf ediyorum. Suçluyum ve haykırıyorum gecenin yırtan karanlıklarına. Sesim yankılıyor Mezopotamya dağlarında… Paslı bir hançerin eti dişlemesi gibi acıtarak ciğerlerimin her bir köşesini, Hrant’a bakıyorum gözlerindeki o mahzun ifadeye. Kanım yerde diyen bir çift göz, gözüme değiyor. Her göz, göze geldiğimde yeniden sevdalanıyorum o barış yüreğe. Sevdam yaralı bir  güvercinin gagasında hayat buluyor şimdi. Sevdamı o dumanlı dağlardan şehirlere, kentlere, sokaklara indirinceye kadar.. Son nefesim halkların nefesi oluncaya dek yürüyeceğim, Hrant yürüyeceğim, duyuyor musun? Göklerdeki yıldızım, ellerimdeki güneşim bağışla bizi ne olur?

Başka Hrant’lar vurulmasın barışa ve demokrasiye kurşun atılmasın diyedir dişi yanımız. Barış dişidir çünkü. Kadınlarla örülür. Erk(erkek)ler muhteşem egemenliğinde bu satırlara başkaldıracak biliyorum. Ama biz kadınlar Hrant ve diğerlerini anmada hep eksik/esriğiz de acaba bu yüzden midir hala katilleri aramızda dolanıyor. Hrant’ı anlamak Hrant’a sahip çıkmaktır. Bu ülke ve dünya halkları olarak biliyoruz ki, Hrant bir barış güverciniydi ve şahinler güvercinleri hep vurdular bu ülkede vurdular yüzyıldır. Hrant’da vurulan barıştı, demokrasiydi, büyük insanlıktı. Ülkemde ve dünyada yaşanan her soykırımda benim soyum kırıldı. Biraz daha küçüldüm tek renge dönüşen hücrelerimde.

Oysa şimdi aynı adresten aynı tehdit haberleri, haber ajanslarına düşerken kadın yüreğim yeniden, yeniden kanıyor bu kez sevgili başkanımız Osman Baydemir için. Osman başkanımıza bir şey olursa; yüreği barıştan, yüreği soldan, yüreği insan olan hepimiz sorumlu/suçlu olacağız. ‘Beni halkım korur, bu ülkenin acısını Avrupa’nın balına değişmem’ demişti ’yurt dışı yasağı ve Devlet güvenlik güçleri koruma vermek isteyince’ Amed’in onurlu başkanı. Tıpkı Hrant gibi. Bu topraklarda gömülmek için belki de… Aynı adresler hedef gösteriyordu bu kez Osman Baydemir’i… Senaryo hep aynı vurulup düşenler ayrı. Biz sahip çıkmadıkça, hepimiz Osman olmadıkça, biz sol adına Kemalizmden, şoven ve tekçi zihniyetten ayrılmadığımız sürece bu ülkede barış güvercinleri hep vurulacak/vuracaklar. Bu ülkede yurtseverlere, insan hakları savunucularına, sosyalist solculara, vicdan sahibi olanlara ve barış savunucularına çok iş düşüyor. Çatışmasızlık ortamının yaratılması, yasakların sonlandırılması, etnik ve kültürel çoğulculuğun gereğinin yapılması, barış ve kardeşlik (dostluk) dilinin zeminin yaratılması için daha çok bir arada olmak, daha çok örgütlenmek gerek. Son süreçte yaşanan kaotik ortam 900’e yakın kişinin gözaltına alınmasına ve akabinde Barışın yara almasına neden olmuştur. Kadın yüreğim, kuşatılmış kan, gözyaşı, acıyla. İşgal edilmiş bir yüreğin isyanıdır direngen umutları hep birlikte örmek için. Dün Hrant öldürüldüğünde acıyla dağlanan yüreğim bu kez Amed’in başkanı için dağlanıyor.2007’de Hrant öldürüldüğünde yüreğim ermeniydi,1994’de Dr.Edvard Tanrıverdi Midyad’ta öldürüldüğünde Süryani, bu gün ise Kürt. Yüreğim bir Ermeni, bir Süryani, bir Kürt oluyor durmaksızın. Çok dilli, çok kimlikli, çok dinli bir coğrafyanın üvey evlatları olmasın artık. Her yiğit vurulduğunda Egenin suları akmaz oluyor. Egenin suları Amed’in surlarını sulayacak bir gün sulayacak dostlar. Yeter ki, sol göğsümüzün altındaki cevheri barışla yıkayalım. Ötekinin yüreğiyle kendimize bir bakabilsek, birlik olsak yaşatılan/yaşanan bütün acılara inat. Halkların aynı kelama eşlik edeceği, aynı halaya duracağı güne kadar da hep böyle olacak ana yüreğim. Hayır, hayır sevgili başkanım ant olsun, şart olsun ki, seni yaşatmak için bedenimi siper ediyorum diğer adı barış olan yüreğine. Gelin şimdi hepimiz Baydemir olalım hep birlikte. Gün; geceye, dönmeden Amed’ deki barış elini tutma günüdür, henüz çok geç olmadan…

-Zeynep Tozduman-

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.