Köşe Yazıları

Bisiklet ve Sokak Sanatı

0

bicycle_stencilStensili bilirsiniz.

Hani şu önceden hazırlanmış şablonlara boya püskürtülerek yapılan sokak sanatı.

Stensil, uzun bir nekahet döneminden sonra geri döndü.

Bütün dünyada bir “fetret” devri olarak geçirilen 80’lerde stensil de uykuya dalmıştı.

Son yıllarda yükselen sokak muhalefeti, hem stensili hem de kardeşi graffitiyi hayata yeniden çağırdı.

Bu süreçte dünya duvarları, çok sayıda, yetenekli insana tuval oldu.

Stensilcilerin çok azının gerçek kimliği biliniyor, çoğu takma isimleriyle tanınıyor.

Bunların en bilineni, Banksy takma adıyla tüm dünyada eserlerini gördüğümüz kişi.

Kendini “gerilla sanatçı” olarak tanımlayan Banksy’nin stensilleri, savaş karşıtlarının, anti-kapitalistlerin, ekolojik hareketin önemli bir parçası haline gelmiş durumda.

Elindeki çiçek demetini atmaya hazırlanan eylemci, omzunda roketatar taşıyan Mona Lisa, Amerikan askerinin üstünü arayan kız çocuğu, Banksy’nin çok sayıdaki çalışmasından yalnızca bir kaçı.

www.banksy.co.uk sitesinde, üstadın çalışmalarının önemli bir bölümünü bulmak mümkün.

***

Fernando Traverso, Banksy kadar olmasa da bilinen bir sokak sanatçısı. Buenos Aires’in çok sayıda sokağında, duvarında, kapısında, Traverso’nun yapıtlarını görmek mümkün.

Bu köşe açısından Traveso’nun önemi şurada: Onun yapıtlarının hepsi bisiklet stensillerinden oluşuyor.

Traverso’nun yaptığı 350 bisiklet, Arjantin’de 1978’de yapılan askerî darbenin ardından kaybolan 350 direnişçinin anısını simgeliyor. (Zaten sitesi de aynı adı taşıyor: www.00350.com.ar)

Bu dönemde kaybolan direnişçiler genellikle terk edilmiş bisikletlerden anlaşılıyormuş. İşte o terk edilmiş bisikletlerin imgelerini kentin sokaklarına serpiştiren Traverso, “Unutmaya karşı mücadele, iktidara karşı mücadeledir” özdeyişini sanatının mottosu haline getirmiş.

***

Traverso’nun yaptığının bir benzerini 2007 İstanbul Bianeli’nde Avusturyalı sanatçı Rainer Ganahl yapmıştı.

Bir bisiklet tutkunu olan ve dünyanın birçok yerinde bisikletle sanatı birleştiren Ganahl’ın Bianel’deki çalışması: “Susturulan Sesler” başlığını taşıyordu. Alt başlıkta ise: “İstanbul’un Gazeteci Cinayetleri Topografyasını Bisikletle Dolaşmak” yazıyordu.

Sanatçı, çalışmasını eski Galata Köprüsü’nden başlatmış, Halâskargazi Caddesi’nde sona erdirmişti.

Çünkü İstanbul’da ilk gazeteci cinayeti, 1909’da Galata Köprüsü’nde işlenmiş. İttihatçılar Serbesti başyazarı Hasan Fehmi’yi burada vurmuştu.

Halâskargazi Caddesi ise, 2007’de katledilen Hrant Dink’in düştüğü yerdi.

Ganahl’ın izini sürdüğü 21 gazeteci içinde başka kimler yoktu ki?

Ahmet Samim’den Abdi İpekçi’ye, Onat Kutlar’dan Metin Göktepe’ye, Çetin Emeç’ten İlhan Darendelioğlu’ya, Turan Dursun’dan Sami Başaran’a, İştirakçi Hilmi’den Rıza Güneşer’e kadar, gazeteciliğin farklı kulvarlarında, farklı fikirler sahip 21 insan.

Ganahl, bu 21 noktaya bisikletiyle gitmiş, gazetecilerin düştükleri yere yazılar yazmış, fotoğraf ve video çekimleri yapmış. Bunları Bianel’de sergilemiş. O yılın en çarpıcı işlerinden birine imza atmıştı.

Meraklısı daha fazla ayrıntı için şu siteye bakabilir: http://www.ganahl.info/istanbul.html

***

Bu kara haftada bir bisiklet köşesine de ancak böyle bir yazı giderdi.

Haftaya daha iç açıcı konular konuşalım.

Sağlıcakla kalın.

You may also like

Comments

Comments are closed.