Köşe YazılarıManşet

Gazze’ye Doğru – 04 – Gazze’ye Vize Aldık!!!

0

gazze1Yeşiller Partisi doğa-düşünce ve siyaset yapılanması. Doğa üzerine egemenliğin insanın insan üzerine egemen olma isteğinin bir yansıması olduğu bilincinde. Doğrudan demokrasi mekanizmaları var.

Bu bakış açısı ile Yeşiller Partisi’nde idim. Yeşiller Partisi üyesi olarak da Kahire’deyim.

Kahire önemli bir kent. 20 milyon insan yaşıyor. Ekonomik yapısını bilmiyorum. Ancak çok da zengin olmadığı açıkça belli olan Kahir’ede İstanbul gibi sefil ve zengin çelişkisi çok açık seziliyor. Polisleri bizim Çılgın Türkler posterlerinden çıkmış gibiler. Sefilleri sınıfından zenginleri korumak için toplanmış gibiler.

Niçin bunları yazdım bilmiyorum. Bildiğim bu kentten ayrılıyoruz yarın sabah. Çok sevinerek. Bu polisleri özleyeceğim. Şaşkın bakışlarında bize hakveren kareleri fotoğraf olarak kayıt edemememiz bizim eksikliğimiz. Onlar bu ifade için çok çalıştılar.

Dün ve bugün burası elçiliklerin, Birleşmiş Milletlerin (Milletler Ne zaman nasıl birleşti ve birleşip güç ve otorite olabilecek iken neden otoritesiz bu gücü kurdular bir ara tartışmak lazım) ve en son bugün gazeteciler sendikası önünde eylemler yaparak geçti.

Bunlardan bana göre en etkili olanı 300 kişilik Fransız grubun Fransız elçiliği önünde gece gündüz yata kalka yaptıkları eylem oldu. Bu eylem halen de sürüyor.

Diğeri 100 kadar İtalyan’ın italya büyükelçiliği önünde eylemleri idi.

ABD ve İngilizler kendi elçilikleri önünde eylem yapıp tartaklandılar. Çünkü bu meselede temel suçlu olan ülkeler elçiliklerine gelenleri dövme izni vermişler sanırım. Bunu da şurdan anladım. Bir ABD vatandaşı göz altına alınınca ABD elçisi bişi yapamayız demiş. Bence söyledikten sonra kendide ne dedim yahu demiştir.

Netenyahu’nun gelişi de Gazeteciler Sendikası önünde eylem ile protesto edildi. Netenyahu duydumu bilmiyoruz. Duymadı ise ben burdan duyurayım. Netenyahu’yu burda sevmiyorlar. İstemiyorlar. Haberi olsun.

Gazeteciler sendikası önünde toplantı sürerken Gazze’ye 100 kişi için 2 otobüse izin çıktığını öğrendik. İzni yumuşak yürekli Suzan Mubarek vermiş. 1360 kişilik ekipten ülkelerden dağılım ile 100 kişi seçin demiş.

Biz bu habere çok sevindik. Birde Türkiye delegasyonundan gidecek olanın ben olmam beni daha da sevindirdi. Sevgilim eşim Svetlana’da Bulgaristan’ı temsilen 100’ün içine girmeyi başardı.

Sevinme işi bitince düşünme işi başladı. Sınırı kapatmak ve açmak hükümetin işidir. Nedenleri de stratejiktir. Keyfi değildir. Devlet meselesidir. Mısır’da söylenene göre demokrasi var. Demek ki az biraz hukuk var. O halde hukuk ilişkilerin değil kanuni rollerin iş yapmasını uygun görür. Suzan Mubarek hangi kanuni rolüne dayanarak bu kararı verdi anlayamadım. Ya da Hüsnü Mubarek nasıl bu yetkisini veya bakanlar kurulu, dış işleri bakanı ve gibi mekanizmalaı değil de eşini dinledi anlayamadım. Anladığım burda demokrasi bizim demokrasiyi aratır.

Biz bir daha operasyon adı altında insanlar öldürülürken Tunceli veya Güneydoğu’ya gidip orda inceleme yapmak isterken bir daha Hükümet, Başbakan yerine eşlerine soralım. Belki yollar daha çabuk açılır. Şaka bir yana Gazze’ye gidip gelince bir de Dersim’e ve gidilmez kentlerimize gideceğim. Gördüğüm farklar olursa onları yazacağım.

Yarın Gazze’ye gidiyoruz. İçimizde gelemeyen 1200 kişinin gelememesinin üzüntüsü ve hiçkimse gidemez denirken, gidebilmenin az da olsa zafer duygusu var.

Kuşatmayı, ablukayı kıramadık. Ancak araladık. En azından diğer 100 çift göz olacağız Gazze’de. Anlatacak çok şeyimiz olacak. Anlayacak da.

Abdullah Anar – Kahire

29/12/2009

You may also like

Comments

Comments are closed.