Köşe Yazıları

Çile mi Vize?

0

Sanırım her TC vatandaşının kendini en çok ezilmiş hissettiği yerlerin başında büyük elçilikler ve konsolosluklar geliyor. Vizeyi alıp almamanın ötesinde, potansiyel suçlu yerine konmanız, insan haklarından bahsedenlerin, size ikinci sınıf insan muamelesi yapması ve görevlilerin daha birçok tahakkümvari davranışları, vize almaya giderken üstünüze dayanılmaz bir ağırlık bırakıyor.

Birçok insan hakları doktrini tarafından özgürce seyahat etmenin en temel insan haklarıdan biri olarak sayıldığı bir dünyada, vize kavramı başlı başına bir insanlık ayıbı. Üstüne bir de iğrenç vize alma süreci binince tüm batıya anlık nefret duymamanız elde değil.

Efendim, secerenizi istiyorlar resmen. Yok davet mektubu, yok uçak rezervasyonu filan derken bir bakmışsınız sadece kişisel belgeleriniz değil, ananızın banka hesapları, babanızın tapu kayıtları, yok efendim ikametgah belgeniz derken, taşımakta zorlandığınız kalınlıkta dosyalarla yollara düşüyorsunuz.

Yetiyor mu peki yetmiyor!

Önce hazretlerinden randevu almanız gerekiyor. Üstelik artık hazretleri o kadar yüce ki, biz küçük insanlarla uğraşmaz. O yüzden vize işlemleriniz için özel şirketlerden randevu alıyorsunuz.

Türkiye’de bu işi yapan İKS diye bir şirket var.  Büyükelçilikler ve konsolosluklar vize dosyasını toparlama işini bu şirkete vermişler. Yani kendilerinin yapması gereken bir işi başkasına ihale etmişler. Bir nevi taşeron.

Bunda ne var be diyeceksiniz. Sonuçta çok yakın bir tarihe kadar büyükelçilik kapılarında yatıyor, günlerce sıra bekliyorduk. Sevgili batılı insan hakları gurularımız bunu duydu ve randevu sistemine geçti, onlar da rahatladı biz de rahatladık. Değil mi?

Değil işte, burada çok ciddi bir sorun var.  İKS bu devletlerin vize işlerinde taşeronu olarak kimden işlem ücretini alıyor? Tabiî ki bizden!

Burada bir terslik yok mu, bu şirketler vize ofislerine hizmet etmiyor mu? Parasını niye biz veriyoruz? Zaten tekrar saçma sapan dosya ve işlem paraları gibi geyikler adı altında bu ülke vize ofisleri bizden fahiş miktarda vize ücreti almıyor mu?

Kapılarına gittik ya iliğimize kadar sömürecekler. Size de gönüllü olarak bu kazığı yemek kalıyor.

(Bu arada bir parantez, hani aldıkları, idari giderleri ancak karşılıyor dedikleri vize ücretleri var ya, bu ücret pasaportunuzdaki bayrağa göre değişiyor. Dosya aynı dosya ama Rus’a, Sırp’a vize 10 Euro bize 60 Euro, yanlış anlamayın lütfen onların yükselsin demiyorum, bizimki düşsün, bu ikilik niye diyorum)

İKS denilen illet şirketin, yani İğrenç Kraldan çok kralcı  Sömürünün, terbiyesizlikleri de daniskası. Telefonla randevu alacaksınız, ya daha bir merhaba demeden adamlar kredi kartı veya dekont numaranızı istiyor. A diyorsun para istiyor, b diyorsun para istiyor. Randevu almak için para veriyorsun, belgeleri sormak için para veriyorsun. Veriyorsun da veriyorsun, yetmiyor yine veriyorsun.

Yani vize isteyen TC vatandaşı, yolunmaya hazır tavuk misali. Yol babam yol, yol yolabildiğin kadar. Basit bir randevu talebi 40 lira olabilir mi ya? Üstelik randevu tarihi beğenmedin, tekrar almak istedin bir 40 lira daha, soru sormak istedin bir 40 lira daha. Hayatında ilk defa vize almak isteyen ve yeterli bilgisi olmayan biri ödedikçe ödüyor bu adamlara.

Yani sizden aldığı para ile İKS, başkalarına hizmet ediyor. Bir nevi yabancı ülkelerin hazinesine veya IKS’nin sahibinin banka hesabına bağış yapıyorsunuz, amme hizmeti bir nevi, çok da abartmayın!

Üstelik bu adamlar bazen o kadar komik olabiliyorlar ki size önerdikleri vize randevu tarihi, gidiş-dönüşten on gün sonra olabiliyor.

Neyse, haydi diyelim es-kaza aldınız randevunuzu, belgelerinizi tamamladınız (hiçbir zaman tamam olmaz ya) gittiniz randevunuza. En az bir saat de orada sırada bekliyorsunuz. Ya randevu değil miydi bu,  ben 40 lirayı sıraya girmek için mi verdim derken, yolunan tüylerinizin acısıyla içinizden küfürleri basıyor, sinirden terliyor ve ısınıyorsunuz.

Sonrasında, Amerikan filmlerindeki sorgu odalarını hatırlatan görüşme kabinine giriyor, abuk sabuk sorulara cevap vermeye çalışıyor ve kendinizi “ne olur beni alın ülkenize” diye yalvarır vaziyette buluyorsunuz.

Ve acırlarsa alıyorlar, yoksa haydi rastgele diyor tekrar başa dönüyorsunuz. Çile mi çekiyorsunuz, hakkınız olan özgürce seyahat için  Vize mi alıyorsunuz belli değil.

Peki siz ikinci sınıf insanların delice  bir rüyası olan yurtdışına çıkmak için çektikleriniz vize aldıktan sonra bitiyor mu? Nerdeeeee… Sınır eziyeti başlıyor bu sefer de.

Ama o da başka bir yazının konusu.

You may also like

Comments

Comments are closed.