Yeşeriyorum

Ağaçlar Da Ağlar!..

0

Ece Bilgin

Siz hiç bir ağacın ağlamasına şahit oldunuz mu? Bundan altı yedi yıl önceydi. Evimin arka cephesinde nasılsa kalmış küçük bir koruluğa benzeyen ağaçlarla bezeli yerde kuşlar, kediler, börtü böcek, kelebekler mutlu mesut yaşayıp gidiyorlardı. Bu karışık aileye bazen saklambaç oynayan çocuklar bazen de kaçak okullu aşıklar dahil oluyordu. Hep bir gün bu güzelim alanı tarumar edecekler, ağaçları kesecek, onların yerine şekilsiz beton yığınlarını dolduracaklar diye korktum. O yaz korktuğum şey başıma geldi: Önce dört bir yanı doğal ağaç duvarıyla çevrili alanın içindekileri götürdüler. Ardından çevresindeki kimbilir kaç yıllık, boyları neredeyse bulutlara yükselen türlü çeşit ağaçları kestiler. Elektrikli hızarlar tam sürat biçti biçimli gövdeleri taa ayaklarının ucundan. Hepsi birden ağıt tuttu, ağladı günlerce yerde uzanmış, henüz canlılığını yitirmemiş taze dallar, yapraklar. Onların bu ağıtına kuşlar, kediler, börtü böcek eşlik ettiler en acılı, en tiz sesleriyle. Ben evimin balkonunda uzun süre bu koroyu dinledim. Birkaç gün sonra yerde yatan ağaç gövdeleri, taze yapraklı dallarından ayrıldı, küçük parçalara bölündü, bir kamyonete yüklendi ve gitti. Gidiş o gidiş. Bir daha hiçbirinden haber alamadım. Kimbilir, belki ülkemin uzak bir köşesinde bazıları boynunda telgraf telleriyle bir kayanın yamacına çakılıp telgraf direği oldu. Tepesine kuşlar kondu, türkü söyledi, ağıt yaktı: “Telgrafın tellerine kuşlar mı konar, insan sevdiğine böyle mi yanar”diye. Bazılarıysa soğuk kış günlerinde köy sohbetlerine kulak verdi isli pisli dökme bir sobanın içinde çatırdarken. Belki de bir kısmı şu anda üzerinde kalemimi oynattığım ak kağıda dönüştü fabrikalarda. Ama sanıyorum ki, hiçbirisi de unutmadı o küçük koruluktaki mutlu günlerini. Bir daha da öyle dolu dolu yaşayamadılar hayatı.

O ağaç katliamından sonra ne zaman yerle bir edilen bir bahçe, kırsal alan görsem hemen kulak veririm ağaçların ağıtına, içlerini çeke çeke ağlamalarını duyar, onlarla birlikte yok olan, yuvaları ,yaşam alanları ellerinden alınan tüm canlılar için oturur bir de ben ağlar, ağlarım..

Bir gün bir yerde bir ağacın kesilişine, köklerinin ılık topraktan sökülüşüne şahit olursanız kulak verin, eminim siz de duyacaksınız onun hüzünlü iç çekişlerine. Belki de gözyaşlarının yağmur olup toprağa düşüşünü göreceksiniz.

Sevgiden alabildiğine uzaklaşan dünyamızda saf ve katıksız bağlılığı ne yazık ki sadece hayvanlarda bulabilir hale geldik. Hiç ummadığınız bir yakınınızın, arkadaşınızın küçük çıkar kaygılarıyla size gösterdiği vefasızlığı içinize sindirmeye çabalarken, yüreğinizde hala verebileceğiniz bir sevgi olduğuna inanıyorsanız en kısa sürede, daha fazla ertelemeden, sudan bahaneler bulmadan bir “can dostu”yla paylaşın o sevginizi. Hiç pişmanlık duymayacağınız bir mutluluk denizine yelken açacağınızdan kuşkunuz olmasın. Yeter ki paylaşacak, verecek sevginiz olsun.

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.