Yeşeriyorum

Çevrecinin Daniskaları

0

Yine buyurgan ve saldırgan bir ses tonu duyduk, “bu kendilerine çevreci diyenler var ya bunlar boş gezen tiplerdir boş zamanlarında çevrecilik yaparlar”
Çirkin bir hitabet ve liderlik örneği sergileyen Erdoğan hem söylem biçimi hem de sözlerinin anlamıyla farklı düşünene saygısı olmayan despotik bir yaklaşım göstermiştir. 
Çevreci muhalefet karşısında başbakan böyle bir saldırgan tavır sergileyince bundan vazife çıkaran idari yöneticiler ve polis ekotopya kampını tehlikeli görerek kapatma yoluna gitmişlerdir. Üstelik bu kamp izinle açılan bir kamp olmasına rağmen. Bu durumu protesto edenlerin tamamını gözaltına alarak üstüne tüy dikilmiştir. 
Erdoğan diyor ki: Biz ülkemiz için enerji üretmek zorundayız, bunun için ne gerekirse  yaparız. Yine kabinenin enerji bakanı Güler diyor ki:Biz ülkemizin geleceğini düşünüyoruz bu yüzden nükleer santral yapıyoruz.
Erdoğan ve AKP kendisini çevreci, diğerlerini başıbozuk ne olduğu belirsiz ayak yakımı ilan ederken ses tonlamasındaki üstünlük vurgusu, her şeyin en iyisini ben bilirim ve yaparım yaklaşımı ne kadar büyük bir ego ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Aldığı oy oranının getirdiği bu megolaman durum hastalıklı bir demokraside olduğumuzu bir kez daha göstermiştir. Demokrasilerde herkes aynı düşünmek zorunda değildir, farklı düşünenlerin, örgütlenmeleri ve düşüncelerini halka yaymalerı ve karşı oldukları şeyler için toplantı ve protestolar düzenlemeleri kadar normal bir şey yoktur.

Bir başbakanın memleketine yapmak istediği hidroelektrik santrallerine karşı çıkan çevrecileri televizyonda azarlamak gibi bir hakkı yoktur onlara “siz kim oluyorsunuz lan” denebilecek bir tavır sergileyemez. Bunu ancak diktatörlükle yönetilen bir ülkenin ulu ve tartışılmaz lideri diyebilir.

Üstelik tüm dünyada çevreye duyarlılığın arttığı bir dönemde, küresel ısınmaya karşı önlemler alınması ve geleceğin kurtarılması için uğraş verilirken, ekosisteme zarar veren enerji politikalarının yerine temiz enerji üretme çabalarının geçmeye başladığı bir dönemde böyle bir saldırgan ve küçümseyici tavır “demokrat” maskelerinin düşmesini sağlamıştır.

Erdoğan bilmelidir ki o boş gezen çevreciler boş zamanlarını para kazanmak, koltuk kapmak gibi işlere harcamak yerine çevre duyarlılığı yaratmak için çalışıyorlar bu işten hiçbir çıkar kazanmadan gönüllülü olarak. Bunu Erdoğan’ın anlamasını beklemiyorum ve nükleer yapacağız diyen Güler’in de.

Biz sizin deyiminizle boş gezen çevreciler, çocuklarımızı ve insanlığı gelecekte yaşanacak çevre felaketlerine karşı korumak için çalışıyoruz. Kirleten enerji üretim yöntemleri yerine temiz ve sonsuz bir kaynak olan güneşten, rüzgardan enerji üretelim diyoruz. Tek yöntem nükleer değil, termik veya hidroelektrik santrali değil. Güneş enerjisi açısından ülkemiz tüm avrupaya göre en avantajlı ülke ve bulutlu almanya bile bizim dört bin katımız bu enerjiyi kullanıyor.

Bir yönetim halka tüm seçenekleri ve gerçekleri söylemeyip, farklı yollarla da enerji üretilebileceğini, ormanları, nehirleri havayı kirletmeyen atıkları olmayan temiz enerji üretim yöntemlerinden bahsetmeyip sadece önlerine dünyanın vazgeçtiği kirli enerji politikalarını sunuyorsa; iki sebep vardır ya bu kişiler ekosistemi önemsemiyor ya da daha kötüsü bu işten bir çıkarı vardır.
Erdoğan kendine çevrecinin daniskası diyor. Ben nükleerden yana bir çevreci görmedim ben termik santrali savunan bir çevreci görmedim.
Başıboş çevreciler bu ülkenin vicdanlarıdır.
İsmail Fidan

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.