Yeşeriyorum

Türkiye' nin Seçeneği Yeşiller

0

“Yeşiller yumuşama sürecini güçlendirmek için neler yaparsa toplumsal muhalefetin şu an içinde bulunduğu marjinalize olma halinden çıkmasında öncülük yapabilir?”
Dilaver Demirağ’ın yesiller-tartisma grubuna gönderdiği bir mesajında gizli bir umut kıvılcımı çakıyor. Bu soru olumlu yanıtlanmak üzere kurgulandığını hemen ele veriyor. Ama ben de elbette Yeşiller bunu yapabilir diyorum.

Bunun için topyekün bir politika, daha uygun, bütüncül bir politika oluşturmak gerekiyor.

Nasıl mı?

Hemen hükümet olacakmış gibi düşünerek hareket etmek marjinal olmayı da AKP hükümetine mahkum edilmiş bir Türkiye’yi de alternatiflerine kavuşturur.

Evet.

Yeşliller gerçekten sola da katkı yapmak ve AKP’ye mahkum edilmiş işçileri, köylüleri, kentleri, köyleri, hayvanları, tarımı, havayı, suyu, rahatlatmak için tam da hükümette olunsa neler yapılmalının alternatif politikalarını ortaya koymaya-örmeye çalışarak bunu başarabilirler.

Herşey ortada değil mi?!

Yerel seçimlerde yerel yönetimlere AKP’liler gelmesin diyoruz ama kim gelsin? Yanıtlamak zorundayız.

AKP’yi hükümette istemiyoruz. Pekala, kimlerin hükümet olmasını istiyoruz?

İşte temel sorular bunlar ama bu sorulara sol yanıt vermekten uzak durumda! Sol uzak olabilir ama yeşiller bu soruların yanıtını halka açık bir biçimde vermek durumunda.

Kimse yan çizemez. Alternatifimizi ortaya koymak zorundayız.

Politika boşluk tanımaz. Yaşamın akışı sizin yanıtlayamadığınız soruları yanıtlayanların yönünde akar. Diyorsanız ki benim gücüm yok; O zaman hiçbir sözünüze güvenilmesini beklemeyin.

Yeşiller şimdilik hükümet kurma gücüne sahip olmayabilirler ama hükümet olacakmış gibi politikalar üretebilme olanaklarına sahiptirler. Bu politikaların üretilmesi salt yıkıcı muhalefet tarzına kendini hapsetmiş sola da iyi bir örnek olacaktır.

Bazı söylemlere de dikkat etmek gerekir.

Örneğin bir çok çevrede operasyonlar, harekatlar ele alınırken asker sanki kendi başına, hükümetten bağımsız hareket ediyormuş gibi bir anlayış sergileniyor.

Öte yandan asker güdümünde bir AKP değerlendirmesi de gerçekle tam örtüşmüyor. Hükümet olmakla iktidar olmak arasındaki farkı hatırlayalım. Aslında AKP hükümeti artık iktidar olma yolunda, merkeze oturma yolunda çok önemli bir konum değişikliği yaşıyor. Olan budur. Evet bu durum onu daha tutucu, daha özgürlük eksenini yitiren bir niteliğe sokuyor.

Şimdi AKP, “Emperyal bir Türkiye” hattını açma yoluna giriyor. Bu dünkü AKP’nin iyi şimdikinin kötü olduğu anlamına gelmiyor. Bu durum (tespit?) bölgede daha “taşeronvari” davranışlar sergilemeye girişeceğinin anlaşılması için önemlidir.

Dünkü AKP aslında bunu hedefliyordu ve bu hedefine yürüyor.

Şimdi Türkiye AKP yönetiminde, küresel sermayenin bölgedeki taşeronluğuna mı soyunmalı -ki bu sosyal adaletin olmayacağı bir Türkiye demektir- yoksa yerel, bölgesel ekosistemlerin doğal, sosyal(beşeri), kültürel, çeşitliliğin adil yaşamını mı oluşturmalı?

Aslolan bu soruya yanıt vermektir.

Bu soruyu CHP ve Sol yanıtlayacak anlayışta, yeterlilkikte değildir.

Yeşiller bu soruyu yanıtlayabildikleri ölçüde gönülleri fethedebilir, Türkiye için umut oluşturabilirler.

Bu soruya yanıt vermekle, her alanda bu yönde politikalar oluşturmak daha kolay hale gelecektir.

Bölgemizden ve ülkemizden şiddetin dışlanması için askere değil tüm yurttaşlara önemli görevler düşmekte.

Askerle şiddeti dışlamak asla mümkün değildir. Politik çözümlerin oluşturulmadığı alanlarda askeri devreye sokmak, yıkım kapılarını aralamak her zaman kolay hale gelir. Olan yurttaşlara, sosyal güvenliğe ve demokratik haklara olur. (Bunları ayrıntılandırmak ise, başka bir yazıda olsun)

Her alanda politik çözümler oluşturmak için kimseyi beklemek durumunda değiliz. Yeşiller misyoner değil, ama Yeşiller Partisi önemli bir misyon oynamak üzere politik arenada yerini almak durumunda.

Merhaba Türkiye,
Yolumuz açık olsun.

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.